Getting your Trinity Audio player ready... |
Muharrem İnce’nin çıkışıyla CHP’de ciddi bir hareketlilik başladı. Sosyal medyada, sokakta kısacası her yerde bu olay konuşuluyor. Herkes kendince yorumlar yapıyor.
Parti örgütü adeta karpuz gibi ikiye bölünmüş, bir gurup İnce partide dışlandı, Atatürkçü ’kadrolar teker teker ayıklandı diyerek “Millet Hareketini” doğru bir çıkış olarak değerlendirirken, Kılıçdaroğlu’na yakınlığı ile bilinen, hatta kongreler sürecinden başlamak üzere alt kimlik üzerinden örgütlen bir kısım çevrelerde, 10 Aralıkçılar tarafından teslim alınan Kılıçdaroğlu ve yönetimini savunuyor.
Bu iki grubun dışında bir üçüncü grup var… Meseleye ne Kılıçdaroğlu yönetim anlayışını ne de İnce’nin bireysel çıkışını doğru bulmuyor.
Çözüme ideolojik yaklaşmak olduğunu, fikirlerin tartışılarak parti içi demokrasiyi işleterek çözüleceğini savunuyor.
AKP iktidarının her geçen gün eridiği bir dönemde parti içi ayrışmanın neden olduğunu da sorgulamak gerekiyor.
Muharrem İnce, iktidara bu kadar yaklaşılan bir konjonktürde neden böyle bir çıkış yaptı?
Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu olayda suçu yok mu? Bu soruların yanıtını doğru bir şekilde değerlendirmeden parti içinde sağlıklı bir çözüme gidemeyiz.
Muharrem İnce, gençlik kolu başkanlığından başlayarak, il başkanlığı, 3 dönem milletvekilliği ve son olarak da partinin cumhurbaşkanı adayı olarak mücadele vermiş. Siyaset yapmayı seviyor ve partide var olmak istiyor. Bunun kadar doğal ne olabilir.
Ama Kılıçdaroğlu’nu teslim alan 10 Aralık hareketi, ilçe seçimlerinden başlamak üzere, demokrasinin önünü tıkayarak, kendilerini ve yakın çevrelerini yönetim kadrolarına taşımıştır. Belediye başkan adayları, meclis üyesi adaylarının atamaları ve hatta Belediye kadrolarını incelediğinizde durumun ne kadar vahim olduğunu göreceksiniz.
Kılıçdaroğlu’nun A takımı denilen beraber çalıştığı ve başkan yardımcılarının hatta eşi Selvi hanımın akrabalarının nerelere yerleştirildiğini bilseniz, her iki tarafın da yanlış üzerine yanlış yaptıklarını göreceksiniz.
LİNK:i
https://www.siyasetcafe.com/service/amp/chp-listeleri-aday-esi-kizi-oglu-ile-doldu-iste%20o-liste-48690h.htm
Sonuç olarak, sorunun “PARTİ İÇİ DEMOKRASİNİN” olduğunu göreceksiniz. Durum böyle olunca, bizim gibi Devrimciler, yurtseverlere daha büyük sorumluluklar düşüyor.
Partiyi terk ederek değil, parti içinde kalarak, demokrasi mücadelemizi sürdürerek, farklı isimler altında parti içi örgütlenme mücadelesi veren yoldaşlarımızla bir araya gelerek, sağlıklı ve güçlü bir örgütlenme yapmalıyız.