Cumhuriyet Gazetesi Rotasından Çıktı

1 ABHABERCİa
Getting your Trinity Audio player ready...

SOLMEDYA – CHP’den ihraç edilmiş bir delegenin, yaşamını yitiren bir belediye başkanının ardından yaptığı ahlak dışı paylaşım üzerinden parti yönetimini ve farklı siyasetçileri hedef alan ilişkilendirmeler, yalnızca siyasi nezaketi değil, gazeteciliğin temel ilkelerini de ayaklar altına aldı. Bireysel bir çürümenin, bilinçli biçimde kolektif bir suçlamaya dönüştürülmesi, kamuoyunu bilgilendirmek değil, yönlendirmek anlamına geliyor.

Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın kanser nedeniyle hayatını kaybetmesinin ardından CHP’den ihraç edilmiş Sultanbeyli delegesi Özgür Çelik’in yaptığı paylaşım, insanlık sınırlarını zorlayan bir seviyeye ulaştı. Çelik’in, bir ölüm üzerinden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef alan ifadeleri haklı olarak kamuoyunda infial yarattı.

Ancak skandal yalnızca bu paylaşımla sınırlı kalmadı. Bazı haberlerde Çelik’in geçmişte Gürsel Tekin’in ekibinde yer almış olması özellikle öne çıkarılarak, bireysel bir ahlaksızlık zincirleme biçimde başka isimlere taşınmak istendi. İşte tam bu noktada, mesele siyasi polemiğin ötesine geçip etik dışı bir medya pratiğine dönüştü.

Soruyu açık sormak gerekir:
Bir kişinin vicdansızca attığı bir paylaşım, geçmişte birlikte siyaset yaptığı başka bir ismin hanesine nasıl yazılabilir?
Daha da önemlisi, partiden ihraç edilmiş bir ismin sözleri, hangi akılla CHP Genel Başkanı’na fatura edilir?

Bu yaklaşım, gazetecilik değil; algı mühendisliğidir.
Bu, haber değil; siyasal çarpıtmadır.

Gazeteciliğin en temel ilkesi şudur: Suç şahsidir.
Ne aynı partide olmak, ne aynı ekipte yer almak, ne de geçmişte birlikte çalışmış olmak; bir kişinin sözlerini başka birine “doğal sorumluluk” olarak yükleme hakkı vermez. Aksi hâlde siyaset değil, kolektif linç düzeni inşa edilir.

Özgür Çelik’in CHP’den kesin ihraç edilmiş olması zaten partinin bu dili ve anlayışı reddettiğini açıkça göstermektedir. Buna rağmen, hâlâ bu ismin sözlerini CHP yönetimine, Özgür Özel’e ya da geçmişte birlikte çalıştığı Gürsel Tekin’e bağlamaya çalışmak, iyi niyetle açıklanamaz.

Bu tutumun adı objektiflik değil; kasıtlı bağlam kaydırmadır.
Bu, kamuoyunu aydınlatmak değil; kirli bir siyasal hesaplaşmaya malzeme üretmektir.

Acı bir ölümün ardından, insani hassasiyetleri bir kenara bırakarak siyasal kin üretmek ne kadar sorunluysa; bu kini büyütmek için etik dışı ilişkilendirmeler yapmak da o kadar sorumluluktur. Medyanın görevi yangına benzin dökmek değil, gerçeği ayakta tutmaktır.

 

Exit mobile version