Alper AKÇAM
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Selam Olsun Batakköprü’ye…

Selam Olsun Batakköprü’ye…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bu fotoğrafta arkamda görülen yamaç, Ardahan’ın Ölçek Köyü ile yaylası arasında bulunan çok değerli Sarıçam ormanlarının yer aldığı Batakköprü bölgesine ait. Kuzeydoğu Anadolu’da, ekolojik ömrünü sürdüren bu güzel ormanların benzeri yalnızca Sarıkamış ve Kanada’da bulunuyor. Buraya yaklaşık 47 yıldır gitmemiştim. Yıllarca aradan sonra dün gittim ve ağlayası oldum. İçine girilemeyecek kadar sık bir orman olan bölgede tek bir ağaç bile kalmamış. Bölgeye yeni bir yol açılmış ve orman tümüyle yok edilmiş. Oradan başım önde dönerken, ulu ağaçlardan esen tohum bulutları gelip geçti üzerimden. Orman ayakta kalabilmek için, yaşadığını gösterebilmek için can çekişiyor neredeyse.

Bugün adına köprüler, bulvarlar, otoyollar yapılmış, kültür merkezleri açılmış Turgut Özal zamanında başlayan ve memleketin varını zorunu “babalar gibi satmak” üzere iktidar olmuş AKP döneminde zirveye ulaşmış bir bezirgân-ticaret mantığı, soyguna, yağmaya yol açma politikası, ülkemiz doğası için de bir büyük yıkım dönemi oldu.

Önce “Orman Müdürlüğü”nü “Orman İşletme Müdürlüğü” olarak değiştirdiler. Sonra bu “işletme” anlayışı ile ormanları müteahhitlere satarken birileri de bal tutan parmağını yaladı. Bir yandan ısınma için, barınma için köylü kesiyor zaten. Bir tek kontrol noktası, bir tek koruma önlemi yok.

Sarıçam ormanları, dünyanın en zengin kır çiçeği örtüsüne sahip, büyükbaş hayvancık ve arıcılık için biçilmiş kaftan olan yöre doğasının da sigortasıdır. Anadolu’da, bu doğal olanakları nedeniyle hayvancılığın ve arıcılığın inatla sürdürülebildiği, dünyanın en sağlıklı, en lezzetli ürünlerine kaynaklık eden bu coğrafyada ormanların göz göre göre kesilmesi, halkın geçim kaynaklarının da kurutulması, tükenmekte olan doğal su kaynaklarının da yok edilmesi, kısaca hayata ihanet demektir. Yazıklar olsun bütün sorumlularına…

Çocukluğumuzun, gençliğimizin, hatta yetişkinliğimizin yıllarında, atlı bakımmemurlarının (mal otarmaya çıkmış çocukların ve kaçak kesimcilerin korkulu rüyası) yerinde yeller esiyor. On, on beş yıl öncesi “bakım” veya “seyreltme” kılıfı ile kesilirdi ormanlar. Şimdi pervasızca, bölge bölge, müteahhitlere peşkeş çekiliyor; onlar da gerekli yerlere hisselerini verip tıraşlama kesip götürüyor ormanı. Dün akşamüzeri köylüm; Kurutlar’dan Yılmaz Kömürcü’nün evinin önünde otururken karşımdaki Kumunbaşı bölgesi ormanına büyük bir hüzünle baktım. Kesim sırasının oraya geldiği söyleniyor.

12 Eylül 1980 büyük faşist darbe ve sonraki yıkım yılları öncesinde, yörede devrimcilerin başını çektiği bir çevre bilinci vardı. Çok iyi anımsıyorum, orman memurları, atları için ormandan ot biçebilmek amacıyla o zamanlar köyde kurulmuş dernekten izin almaya gelmişlerdi. Köy derneği ve devrimciler bir yandan köyün otlağına el koymuş birilerine karşı mücadele ederken bir yandan da ormanı ve doğayı koruyordu. “Geçmiş Bir Zamandı” adlı romanda, roman kahramanı genç doktorun anlatıcısı olduğu, köylülerimizin de canla başla katıldığı bu kesim karşıtı mücadeleyi konu almıştım. Köyün ortasına bir bölük jandarma ile gelmiş Ardahan Kaymakamı beni parmağıyla gösterip “anarşistlerden, komünistlerden uzak durun” gibi şeyler söylerken, köylümüz Kor Kerim beni kolumdan çekip kalabalığın içine doğru, geriye almış, Kaymakam Bey’e hak ettiği yanıtı vermiş, köylülerimiz o gün için orman kaçakçılarıyla işbirliği yaptığını bildiğimiz resmi görevlilere karşı büyük bir dayanışma örneği göstermişlerdi. “Kor Kerim”in fotoğrafı Ardahan’da, Dursun Akçam Kültürevi’nin onur duvarında duruyor şimdi. Selam olsun…

Bugün yurtseverlere, devrimcilere, ülkesini yürekten sevenlere hayatın her alanında büyük görevler düşüyor. O savaştan sonra “Gâzi” unvanını alacak Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya Savaşı sırasında söylediği, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır” büyük sözü ve stratejik yöntemi, faşist Mussolini zindanlarında ömrünü tüketirken kültürün hemen her alanına el atıp otuz defter dolusu not tutmuş Antonio Gramsci tarafından kapitalizme karşı mücadelenin bir parolası, yol haritası olarak bir kez daha çizilmişti. Kapitalizmin ve emperyalizmin doğa ve insan karşıtı yıkımına karşı yaşamın her alanında bir “mevzi savaş” vermek zorundayız.

Bir kez daha dizlerinin üstüne doğrulurken topluma öncülük için de davranan gençliğimize, iyilik, güzellik ve doğruluk uğruna adaletsizliklerin kurbanı edilmiş halk temsilcilerine, en önemlisi kendi inancımıza, yüreklerimizdeki ateşe güvenimiz sonsuzdur.

Batakköprü’yü de ülkemizi de, emperyalist politikaların alt üst ettiği Orta Doğu ve Yakın Asya’yı da kurtaracak olan yol, yeni bir “Kuvayımilliye” seferberliğidir.

Bu güzel vatanın ormanları da bizimdir, dağları da, suları da, doğru yolu bulmak başarısını gösteren insanları da, umutla doğan her şafağı da…

Gününüz aydın olsun sevgili dostlar…

 

10 Haziran 2025, Alper Akçam

2025 06 09 BATAKKÖPRÜ.jpeg

 

Selam Olsun Batakköprü’ye…
Yorum Yap
Advert

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.