Siyaset omurgalı bireylerin işi olmalı!
Hele ki;
Birey olmayı bir türlü beceremeyen,
eril toplum eziği aşiret kültü ile siyaset yapma derdi de olan ucuz kasaba politikacıların işi hiç olmamalı.
Çünkü boyaları çürük,
çok çabuk dökülüyor…
Hani;
Her şeyden vazgeçtik geçmesine de:
Keşke “Utanan İnsan” sayısı yok olmasaydı!
Sağda,
solda her yerde;
Fırsatçı,
ön almak için ileri de kendine “Ayak bağı” olacak “Yoldaş” dediklerini harcama peşinde koşan utanmaz,
sinsi suratları gördükçe,
bulunduğun alanları terkedip hızla insanlardan uzaklaşıyor,
kendini,
bulunduğun yeri sorgulamak adına sessizliğe bürünmeyi daha uygun görüyorsunuz.
Her karanlık kendi şafağına gebedir.
Çay koyup yeniden başlamak boynumuzun borcu oldu hep!
Sabır;
Çile çekmeye dayanıp,
ısrarla inadına mücadele etmektir;
Ahlaksızlığa katlanmak ise hiç değildir.
Suç ortağıymışsınız gibi;
Bir başkasına yapılacak kötülüğü elinizle ve dilinizle engeleyemiyorsunuz.
En azından;
kötülük yapana buğz bile etmiyorsunuz…
Üstelik;
Bir de kalkıp o insanlar ile hiç sıkılmadan,
utanmadan “Dost,
yoldaş” olduğunuzu söylüyorsunuz.
Nerenize sığdırıyorsunuz;
Bunun yeri nedir bilmiyorum?
Ha!
Halk dilinde olanı söylemeye de terbiyem izin vermiyor.
Demedi demeyin…
Şiir Sevdanın Militanıdır!
Aşk Örgütlenmektir!