Ayla GÜREL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. İçimizdeki Dünya

İçimizdeki Dünya

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bir ömür yaşamışım, duyduğum yok

Sadece yaşamışım işte.

Kurumuş ömür çiçekleri

Lakin hafızamda duruyor hala atmamışım çöpe,

Sarmış buketleri.

Bad-ı saba kırılgan bir yanımdan esiyor bu sabahta yine,

Lakin herkes uyuyor bu saatte.

Yalnızca içim adres arıyor çıkmaz sokakların bir yerlerinde …

Tel, tel çözülüyor kalbim.

İlmeği kaçmış bir sevdanın dokunuşlarında

Sonra melanet hırkasını giyiyorum.

Annem işleyemedi çocukluğumda

Erken gitmişti, vakti olamadı.

Kader örmüştü bu hırkayı bana.

Bir de yürekten hissettiklerim

Kaç annem oldu, kaç göğsüne yaslanıp, sarıldıklarım

Yaşları ve cinsleri önemli değildi.

Merhem oldular, oldukları kadar

Sonrası malum, kimi kızarak, kimi kaçarak

Kimileri de saklanarak vedasız veda ettiler.

İçimde soğumayan ve soğrulamayan bir ateş var!

Farkında çoğu insan, gizlemiyorum ki;

Ben niye utanayım, kader utansın.

Havalar soğusa da, hiç sönmeyen kadim bir köz gibi

Bağrımda konuşlanmış yaktıkça yakıyor o yara

Bu Ocak sabahları eskiden böyle değildi .

Bir gariplik var yine de, oysa mevsim karakış değil!

Erkenden, camı dumanlandırmış içimin efkârı

Dışarıyı görmüyor, onca telaşlı yürüyen insanları.

Neden erken uyandığımı bilmiyorum, bilmemin önemi yokta

Merak etmiyorum.

Bu kadar soğukta, henüz yağmayan kar’ıda

Bir kez yâd ettim.

O hatırlamadı…

Ben de geri vereceğim,

Patlamadan içimdeki başkasından çaldığım Nar’ı

Sisli bir dağın yamacındayım, kıpırdayamıyorum,

Eteklerim, bilmediğim otlarla sarılı ve

Üzerine basılmış günahlarla dolu.

Bir yol işçisiyim her sabah içimden kendimin geçtiği

Adımladığım bu sokaklar, yabancı benim değil,

Bilinmedik bir hikâyenin yazılmamış öykülerinde üşüyorum.

Beklentilerimi sırf düşürmek için karşı masada oturmuş

Servis bekleyen fabrika kızıyla, yer değiştiriyorum…

Aşk’ın tüm halleri dışımda; hem küçük,

-hem kör bakışlı olunca

Üstüme yağmur yağıyor, sarnıçların başında,

Lakin kovaladığım yalnızca bir an, bir damla

Herkes beni açmak istemeyen üzgün ya da küskün bir çiçek zannediyor!

Tüm beyhude geçen zamanları bir nefeste içiyorum,

Yürümediklerime basarak, ama kalmıyor, gidiyorum

Ben birisine gidiyorum.

O birisi hiç evde yok!

Kapısı var, zili bozuk!

Devamlı iç çekerek dağlamam bundan yazdığım satırları

Oysa yeterdi ikimize;

İçimizdeki boşluklarımızdan yarattığımız bir dünya

Bugünde değişen bişey yok, herkes meşin uykuda

İçimde bir burukluk.

Yol bulmaya çalışıyorum tutsak bir hülyada.

Küçük bir iyilik değildir aşk, kendimle cebelleştiğim,

Bu yetim, zor zamanlarda.

Bir panayır yeri gibi çağrışsa da yüreğimin,

Ön bahçelerinin yolu tükenmiş adımlamaya.

Son deminde bir ömrün kızıl burçlarında

Her seferinde beni dağıtan, üzerimi başımı açan görünmez bir misafire

Şimdi ben ne demeliyim?

‘’Git,git,git ,gitmmeee dur’ ne olursun

Gitme dur, yalan söyledim

Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim

Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var

Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim”

İster istemez her seferinde Sezen’in şarkılarına gidiyor kalemim,

Ayla Gürel

 

İçimizdeki Dünya
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin