Türkiye’de siyasi atmosferin sertleştiği bir dönemde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot çağrısı, medya dünyasında ciddi yankı uyandırdı. Beyazıt Meydanı’nda yaptığı konuşmada birçok medya kuruluşunu ve şirketi hedef gösteren Özel, bu firmalarla ekonomik bağı koparmaya yönelik bir mesaj verdi. Ancak burada bir paradoks da ortaya çıktı: CHP’ye yakın medya organları, siyasi duruşları gereği boykot edilen firmaların reklamlarını yayınlamazken, CHP belediyelerinden de bekledikleri desteği göremiyor.
Boykot, Güçlü Bir Siyasi Araç mı?
Boykot, siyasi mücadelenin en etkili yöntemlerinden biri olarak görülüyor. Tüketim alışkanlıklarını yönlendirmek ve ekonomik güç dengelerini değiştirmek, siyasetin piyasadaki yansımalarından biri olarak kabul ediliyor. Özgür Özel’in çağrısıyla oluşturulan listede yer alan medya grupları ve şirketler, AKP ile doğrudan veya dolaylı ilişkili olduğu düşünülen yapılar. Ancak bu çağrının etkili olabilmesi için CHP’ye yakın medya organlarının ekonomik olarak desteklenmesi gerekiyor.
Sol Medyanın Açmazı: Boykot Ettik, Peki Şimdi Ne Olacak?
Solmedya gibi muhalif platformlar, boykot edilen firmaların reklamlarını yayınlamayacaklarını duyurdu. Bu etik bir duruş olsa da finansal açıdan büyük sıkıntıları beraberinde getiriyor. Haber siteleri, günlük giderler, çalışan maaşları ve operasyonel masraflarla mücadele ederken, CHP belediyelerinin bu durumu görmezden gelmesi eleştiri konusu oluyor.
Eğer CHP’ye yakın medya organları, boykot edilen firmalarla çalışmıyorsa, alternatif bir finansman kaynağına sahip olmalı. CHP belediyeleri, muhalif medyaya destek vermek yerine neden reklam bütçelerini farklı yönlere kaydırıyor? Dini ve milli bayramlarda, özel günlerde CHP belediyelerinin reklamlara bütçe ayırmaması, bağımsız medya için büyük bir çelişki yaratıyor.
CHP Belediyeleri Medyaya Destek Vermeli mi?
Özgür Özel’in “bu firmalardan alışveriş yapmayın, reklam almayın, kapısından bile geçmeyin” söylemi siyasi bir duruş olarak değerlendirilebilir. Ancak aynı hassasiyetin CHP belediyeleri tarafından muhalif medya organlarına destek olarak gösterilmesi bekleniyor. Eğer boykot uygulanıyorsa, ekonomik alternatiflerin oluşturulması da zorunlu hale geliyor.
Muhalif medyanın ayakta kalabilmesi için:
- CHP belediyeleri, reklam bütçelerini ideolojik olarak yakın olan bağımsız medya platformlarına yönlendirmeli.
- Kamuya açık medya destek fonları veya iş birlikleri oluşturularak, medya kuruluşlarının sürdürülebilirliğini sağlanmalı.
- Yerel yönetimlerin medya bağımsızlığını koruyacak şekilde hareket etmesi teşvik edilmeli.
Sonuç: Siyasi Boykotun Gerçek Gücü Nerede?
Boykot politikası yalnızca ekonomik bir ayrışma değil, aynı zamanda medya ve siyasi iletişimin yeniden yapılandırılması anlamına geliyor. Eğer CHP, AKP’nin kontrolündeki medya gruplarına karşı duruş sergiliyorsa, bağımsız medya organlarını güçlendirmek için kendi ekonomik kaynaklarını harekete geçirmeli. CHP belediyelerinin bu konuda sessiz kalması, muhalif medyanın yalnız bırakıldığı bir atmosfer yaratıyor.
Özgür Özel’in söylemi güçlü bir politik mesaj içeriyor, ancak bu mesajın hayata geçmesi için CHP’nin kendi destek mekanizmasını oluşturması gerekiyor. Yoksa medya kuruluşları boykot ettikleri sistemin karşısında ekonomik olarak ayakta kalmakta zorlanacak ve siyasetin güçlü sesi susturulmaya mahkum edilecektir.
mantıklı onerili çözümlü tedbirler