Yazar: Burhanettin Yılmaz
Tarih: 55 Haziran 2025 | Köşe Yazısı | Gündem – Siyaset
İktidarın siyasi mühendislik hamleleri, İmamoğlu üzerinden yürütülen yıpratma kampanyaları ve muhalefeti bölme girişimleri artık karşılık bulmuyor. Çünkü halk, değişimi satın aldı. Şimdi zamanın ruhuna uygun bir siyaset üretme vakti.
Siyaset hızla değişir derler; “Yirmi dört saat bile uzun bir süredir.” Ama bazı gerçekler vardır ki, çok önceden haber verir kendini. “Perşembenin gelişi Çarşamba’dan bellidir” sözü de bunun içindir. Bugün Türkiye’de, halkın siyasete tepkisi, tercihleri ve sokaktaki ruh hali bu iki sözü birleştiriyor. Değişim geliyor. Yavaş değil, güçlü geliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden yürütülen karalama kampanyaları artık halkta karşılık bulmuyor. Ne medya gücü, ne yargı baskısı ne de troll orduları bu durumu tersine çevirebiliyor. Çünkü vatandaş bu hikâyeyi daha önce de gördü, dinledi, yaşadı. Ve artık “aynı filmi” bir kez daha izlemek istemiyor. Üstelik bu kez halk daha hazırlıklı, daha bilinçli.
Sokaklar çağrıyla değil, kendi içinden gelen iradeyle doluyor. Mitingler yasaklandıkça daha kalabalık, susturulmak istendikçe daha gür çıkan bir halk kitlesiyle karşı karşıyayız. Her yasak, iktidarın ömründen bir parça daha koparıyor. Her engel, değişimi biraz daha hızlandırıyor.
Ama elbette kolay olmayacak. Türkiye siyasetinin alametifarikasıdır: Bizans oyunları… Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultay süreçleri bile bu oyunların bir sahnesine çevrilmeye çalışılıyor. Ama bu girişimler artık eskisi kadar kolay işlemiyor. Zira genç seçmen, örgütlü muhalif kadrolar ve halkın geniş kesimleri bu oyunları sadece izlemiyor; çözümlüyor, reddediyor ve karşı koyuyor.
CHP içerisinde değişim talebiyle yükselen genç kadrolar, kendini vazgeçilmez sayan “eskimiş” siyaset tarzıyla artık uyumlu değil. Siyasette kibir değil, kolektivizm zamanıdır. Halk artık yukarıdan değil, içinden gelen sesleri dinlemek istiyor. Çünkü umudun dili, halkın dilidir.
Bu noktada değişimi sadece bir slogan değil, somut bir siyasal tercih haline getirmek gerekiyor. Eksikler giderilir, hatalar telafi edilir. Ama halktan kopan, zamanın ruhuna aykırı davranan siyaset biçimleri günün sonunda hep kaybeder. Ve halk, bu kez sadece tepkisel değil, kurucu bir iradeyle geliyor.
Sonuç mu?
Türkiye siyasetinde artık yeni bir dönem başladı. Kimse eski ezberlerle, kirli medya operasyonlarıyla, bürokratik ayak oyunlarıyla bu halkın iradesini yok sayamaz. Çünkü halk, değişimi çoktan satın aldı.
Ve o değişim şimdi yol alıyor.
Yazar Hakkında: Burhanettin Yılmaz, toplumsal hareketler, siyaset ve halk iradesi üzerine analizler kaleme alır. “Yurtsever Bir Gencin El Kitabı” adlı çalışmasıyla tanınır.