Ortadoğu da savaş yayılıyor; İsrail-İran savaşında çatışma cepheleri genişliyor. Savaş sadece bu iki devlet arasında değil, bu devletlere sınırı olan 15-16 devleti de etkiliyor. Bölgede ticaret durdu, ulaşım durdu, hava üsleri kullanılamıyor.
Ancak bu savaş, sadece İsrail-İran arasında değil, savaşın asıl tarafı Amerika-Trump-Pentagon’dur. İran, her ne kadar mollalar tarafından zayıflatılmışsa da bölgenin en köklü devletlerinden biridir; kolay lokma değildir; yutulsa da mideye inmez boğazda düğümlenir.
Uluslararası örgütler Birleşmiş Milletler Cemiyeti, Uluslararası Barış Gücü bu savaşı önleyemezlerse işlevlerini yitirirler. Bölgede savaş genişlerse Dünya barışı için büyük tehdit oluşturur.
Sürgündeki İran prensi Rıza Pehlevi, kendinden bekleneni yaparak rejim değişikliği çağrısında bulunmakta ve dış müdahaleler istemektedir. Bölgenin huzuru için İran’daki dini esaslara dayalı rejim tabi değişmeli ancak iç dinamikleriyle ve özellikle Kadın Direnişiyle; Laik, Demokratik Parlamenter sisteme geçilmelidir.
Ayrıca İran’daki Kürt silahlı grup ‘PAK’ ın da saldırgan, işgalci İsrail’e desteğini açıklaması anlamlıdır. Tarih tekerrür ediyor.
İran’daki rejime karşı, PKK ve Pehlevi Hanedanı bir oldu, askeri silahlı cephenin yanında siyasi cephe açtılar. Tam da Pentagon’un istediği gibi…
İslami Devrim’le İran’dan sürülen Pehlevi Hanedanın prensi Rıza Pehlevi, basın aracılığıyla muhaliflere ve batılı ülkelere İran’da rejim değişikliği çağrısı yapıyor.
Rıza Pehlevi, “İran’da rejim zayıf ve İran’ı korkunç bir savaşa sürükledi; şimdi rejime karşı koyma zamanıdır” diye açıklamalarda bulunuyor.
Kürdistan Özgürlük Partisi- PAK, İsrail saldırılarını desteklediğini açıklayarak, İranlı Kürtleri rejime karşı ayaklanma çağrısında bulundu. Ayrıca, Kürt’lerin yoğun olduğu bölgelerde “İslam Devrim Muhafızları Ordusu’na (İDMO) ve rejime karşı İsrail istihbaratına yardım etmeye hazır olduklarını da açıkladılar.
Kürdistan Özgürlük Partisi-Pak, Prens Rıza Pehlevi ve İsrail Pentagonun öncülüğü ve yol göstericiliğinde yola çıktılar.
Kürt hareketi özgürleşmek istiyorsa önce ABD emperyalizmine, Büyük Ortadoğu Projesine karşı çıkmalı ve gür bir sesle yaşadığı coğrafya için laik, demokratik parlamenter demokrasi isteminde bulunmalıdır. Ortadoğu ABD projelerinden arındırılmalıdır. İranlı kadınlar, dinci molla rejimine karşı aylarca direndiler, direniyorlar; eşitlik, özgürlük istiyorlar. Ortadoğu’da şeri İslam düzenini yıkacak en temel güç kadın dayanışması ve eylemliliğidir. Ortadoğu ve etkilediği coğrafyada eşit, özgür, bağımsız laik demokratik cumhuriyet kadınların öncülüğünde olacaktır.
Ortadoğu ülkeleri, Arap ülkeleri Laik Demokratik Parlamenter Demokrasi yolunu seçemezlerse, Amerikan başkanları elinde bavulla gelir, bunu doldurun der ve yaptırır; yer altı kaynaklarını Amerikan şirketlerine taksim eder ve gider. 21.yy. da kabadayı gibi eli arkasında Arap başkentlerini gezmeye, zaman zaman parmak sallamaya devam eder…