Girayalp KARAKUŞ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. İlk Türkiye Komünist Partisi Neleri Savundu?

İlk Türkiye Komünist Partisi Neleri Savundu?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Dr. Öğr. Üyesi Girayalp Karakuş

İllegal TKP’nin kuruluşu 1919-1925 yılları arasına tekabül etmektedir. 1919’da KOMİNTERN’in kuruluşu ile birlikte Türk komünistleri bu sosyalist çatı ile işbirliği içerisinde hareket etmiştir. Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluş prosesini Erden Akbulut ve Mete Tunçay 2020 yılında yayınladıkları Türkiye Komünist Partisi’nin Kuruluşu, 1919-1925 kitabında ayrıntılarıyla anlatmıştır. Yazarlarımız ayrıntılı çalışmalarında illegal Türkiye Komünist Partisi’nin program taslağına da yer vermişlerdir. Makalede özellikle bu eserden alıntılar mevcuttur.

1919-1925 arası dönemde Türk komünistleri KOMİNTERN ve Sovyetler Birliği ile işbirliği içerisinde hareket etmişlerdir. KOMİNTERN’in ulusal kurtuluş mücadelelerine destek vereceğini açıklaması Rus komünistlerinde Doğu sorununa yönelik bir sempatinin oluşmasına yol açmıştı. Bolşevik devrimi tazeydi ve onlar rejimlerini ihraç etmek istiyorlardı. KOMİNTERN’e göre; kapitalizme ve emperyalizme karşı anti-emperyalist birleşik bir cephe oluşturulmaydı. İllegal TKP’de programlarını Rus devriminden esinlenerek ama Türkiye’nin özgün sosyo-ekonomik şartlarına göre yorumlamaya çalıştılar. 1919-1925 arası dönem Türkiye için de kırılma noktalarının olduğu yıllardı. Ulusal kurtuluş mücadelesi verilmiş, zafer kazanılmış ve Osmanlı Devleti tarihin tozlu sayfalarına kaldırılmıştı. Milli Mücadele döneminde komünistler tamamen Milli Mücadeleyi desteklemişlerdir. Onlara göre; Kemalistler her ne kadar küçük burjuva hareketi olsa da KOMİNTERN’den aldıkları talimatla Kemalistlerle geçici de olsa onlarla birlikte hareket etme noktasında mutabık kaldılar. Türk komünistleri Kemalistlerin feodal güçlerle mücadelesini ve inkılaplarını desteklese de bu konuda daha radikal çözüm önerileri sunuyorlardı. Örneğin; yabancı sermayenin tamamen ülkeden çıkarılması ve özel mülkiyete sınırlamalar getirilmesi vs. Onlara göre; Kemalist devrim mülksüz sınıfların desteğinin alınması ile ancak ayakta kalabilirdi. Mustafa Kemal, feodal güçleri bertaraf etmek ve muhaliflerini meclisten def etmek için Şeyh Sait İsyanını bahane etmiş ve otoriter politikalar yürütmüştü. (1) Türk komünistler ayrıca yeni rejimin (Kemalist rejim) yabancı sermaye ve ayrıcalıklı aristokrat sınıfa dayandığı gerekçesiyle devrimci özelliklerini kaybettiklerini iddia ediyordu ama bütün bunlara rağmen ülkede en ilerici hareketin de Kemalizm olduğunu kabul etmişlerdi. Onlarla muvakkat bir işbirliği yapılabilirdi.

TKP programına göre; Türkiye hiçbir zaman gerçek anlamda hukuk devleti olamamıştı. II. Mahmut’a kadar Türk halkı, egemen sınıflar tarafından ezilen ve sömürülen bir halktı. Daha sonrasında Jön Türkler ve İttihat Terakki hareketleri de yarı-burjuva kökenliydi. Bunların tek takıntısı milli burjuvazi yaratmaktı. Bu takıntıyı daha sonra Cumhuriyeti kuranlarda devam ettirmişti. Üç harekette finans burjuvazisi ve feodal mülk sahiplerine mesafe koyamamıştı. Ancak Cumhuriyet devrimini gerçekleştirenler Osmanlı Devleti’nde politikaya sürekli müdahil olan din adamlarını pasivize etmeyi başarmıştı. Türk komünistleri bunu gerçekleştiren Kemalist devrimcileri ayakta alkışlamışlardı. Yapılan seküler nitelikli inkılapları da desteklediler. TKP her vesileyle büyük burjuvazinin gerçek karakterini, muhafazakâr ve gerici eğilimlerini, emperyalizmle ittifakını Kemalist devrimcilere anlatmaya çalışmıştır. TKP programında köylülüğe gelince; sadece büyük toprak sahiplerinin topraklarına el konacaktır. Küçük ve orta ölçekli toprak sahibi köylülere kredi desteği sağlanacak ve kooperatifler kurularak desteklenecektir. Parti köylüler arasında üretim ve tüketim kooperatiflerini de teşvik edecektir. TKP kendisini işçi ve köylü sınıfının rehberi olarak görmektedir. TKP rehberliğini bu sınıflara kabul ettirebilmek için bir dizi vergi reformunu da gündemine almıştı. İşçi, köylü ve memurlardan gelir vergisini almayacak, veraset ve finans kapitalden artan oranlı vergi alınacaktı. TKP aynı zamanda azınlık milletlerin Türkleştirilme politikasına da karşı çıkacaklarını ifade etmiştir. Onlara göre; Türkiye topraklarında yaşayan bütün halklar özgülük içerisinde yaşayacak ve böylelikle hiçbir halk Türkiye’den ayrılmak istemeyecekti. Ezilen cinsiyet olan kadınlar ise çalışma yaşamının parçası olacaktır. (2)

Son kertede TKP, Türkiye’nin geri kalmışlığını ülkenin 19. yüzyılın ortalarında kapitalizme yakınlaşmasına bağlamıştır. Onlara göre; Türkiye, Kırım Savaşından sonra büyük devletlerden borçlar almış ve bir süre sonra bu borçların altında ezilmek suretiyle yarı-sömürge bir devlet olmuştur. Osmanlı Devleti ekonomik bağlamda dünyanın en serbest piyasacı devleti konumuna gelmiş ve Batılı devletlerin serbest pazarı haline geldiği için yarı-bağımlı hâle gelmiştir. Örneğin; Batılı devletlere demiryolları inşa ettirilmiş ama masrafı vergiler arttırılarak halktan karşılanmıştır. Osmanlı Devleti’nin kapitalistleştirilmesi halkı daha da fakir hâle düşürmüştür. TKP ile Kemalistler arasındaki temel paradigma farkı TKP’nin kökten değişmeci olması, Kemalistlerin ise evrimci bir reformist zihniyete sahip olmasından kaynaklandığını ifade edebiliriz. Kemalizm restorasyon dönemi, TKP’nin savunduğu ise kökten yeniden inşa anlayışıdır. Ayrıca Kemalistlerin TKP gibi serbest piyasa ve özel mülkiyet gibi konularda itirazları da yoktu.

Kaynakça

  • Erden Akbulut ve Mete Tunçay, Türkiye Komünist Partisi’nin Kuruluşu, 1919-1925, Yordam Kitap, İstanbul, 2020, s.568-588.
  • Age, s. 568-588.

İlk Türkiye Komünist Partisi Neleri Savundu?
Yorum Yap
Advert

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.