Denge denilen bir olgu var. Yaşamımızda var olması gereken tüm “olgular” da, denge konusu yadsınamaz! Sıcakta nasıl ki ince, soğukta kalın giyecekler giyinerek vücut ısısını “dengelememiz” gerekiyorsa öyle! Ayakta durmak, yürümek gibi toplum yaşamında da “denge” karşımıza çıkar!
Örneğin denge sağlamadan merdivenden çıkamazsınız, denge sağlamadan toplumsal ilişkileri sürdüremezsiniz, denge sağlamadan yaşama tutunamazsınız!
***
Yaşamın içerisinde birçok temel öğeler olsa da, tümü “insan” içindir! Eğitim de, teknoloji de, sanayi de, sistem/ rejim de, yönetenler de… Tüm her şey “insan” için vardır, “insanın” varlığıyla/ doyumuyla/ düzeniyle/ sağlığıyla/ eğitimiyle ilgilenmek zorundadırlar! Bir sistem ya da rejim, örneğin “ben insanların doyumuyla ilgilenmiyorum, beni ilgilendiren bir katman var, yalnız onların varlığını önemsiyorum” diyemez, derse de “adı” bambaşka bir şey olur!
Üç yıl önce yaşanan “salgın süreciyle” birlikte, yeni bir “dünya” anlayışına girileceğinin vurgusu yapılmıştı! İnsanların maskesiz sokakta gezdirilmediği, aşısız olanların birçok yerde kapı dışarı edildiği, gençlerin/ yaşlıların belirli saatlerde dışarı çıkmasına izin verildiği, üç/ beş kişilik ailelerin koca villalarda, on/ onbeş kişilik ailelerin daracık evlerinden çıkarılmadığı günlerde çok konuşulmuştu “yeni bir dünya” sözü…
Artık herkes ayağını denk alacaktı, savurgan davranmayacaktı, toplumsal bağışıklık için çaba harcanacaktı, doğa korunacaktı! Alışık olmadığımız günler yaşarken, bir yandan da alışık olmadığımız bir “denge” olgusu da gündeme getiriliyordu!
***
Bu ülkede yaşıyoruz, bu ülkenin havasından/ toprağından/ ürününden yararlandığımıza göre, ülkemizi konuşmak zorundayız! Yaşanan salgın sürecinden bu yana, gıdada “dengesi” bizim kadar bozulmuş bir başka ülke var mı bilmiyorum! Ne oldu da arsa fiyatları fırladı, ne oldu da asgari ücretli/ emekli bırakın ev almayı “kirada” otururken bile zorlanıyor, ne oldu da kimi tarım ürünleri yerinde sayarken bazıları üçe/beşe katlanıyor, ne oldu da “iktidar” bunca yaşanan sıkıntıyı görmemekte ısrarcı…
Son üç ayda insanların tüketmekte zorunlu oldukları “gıda” ürünlerindeki enflasyon dünyada “ilk” sırada yer alıyor! Bizim gibi verimli toprakları olmayan ülkeler bile “bizden” çok daha rahat biçimde gıda ürünlerine ulaşabiliyor!
Son üç ayda bizde yüzde yetmişbeş artmış gıda ürünleri; bizden sonra gelen ülke Macaristan’da onüçün biraz üstü! “Gıda” denilen ürünlerin birçoğu ülkemizde rahatça yetişirken böyle “denge” kurulması, özellikle “iktidarı” nasıl rahat uyutuyor şaşırıyorum!
***
“Denge” kurulurken yapılacak “yanlış” ağır bedeller ödetir! Zeytin ile narenciyeyi bilmeyen yok! Zeytin, narenciye kadar bakım/ uğraş istemeyen bir üründür! Zeytin geçtiğimiz yılın fiyatını beşe katlarken, narenciye geçen yılın beşe bölünmüşüne düştü! Aynı masraf, aynı uğraş gerektirse bile bu yıl narenciye üreticileri “en zor” yıllarını yaşarken, zeytin de durum tam tersi! İşin en acı yanı da, bundan böyle bir çok eve zeytinyağı giremeyecek!
Öyle bir “dengesizliğin” bedelinin hesabını gelin birlikte yapalım; var mısınız? 191123