Advert
Oktay EROL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz?

Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk-İş’in temmuz ayına ilişkin açlık/ yoksulluk sınırı rakamları açıklandı! Açıklanan bu rakamlar,
nüfusun büyük bir çoğunluğunun “nasıl yaşamını sürdüğü” konusunda bilgi vermesine karşın,
“iktidarın” umursamazlığı her zaman olduğu gibi sürüyor! Üstelik, dar gelirli için “yaşam
olanaklarının” tükenmesine izleyici olmanın yeğlenmesi çarpıcılığını koruyor!
Şunu bilmeyen var mı acaba? İnsan yaşamını sürdürebilmek için, “açlık” sınırını aşması/ doyması bir
yaşamsal hak olduğunca, bir öncül temel gereksinimdir de! “Açlıkla” karşı karşıya kalan gelişemez,
salpa/ cılız/ aptal kalır! Yaşamanın ne olduğunu anlamayacak denli “beyin” yapısı gelişemez,
hastalıklara karşı “bağışıklık” oluşturamaz, toplumsal gelişmesini sürdüremez, ülkesine/ ekonomine
yararlı olamaz, denilenleri anlamaz, yaşadığı sürece katkı sağlayamaz!
***
Türk-İş’in açıkladığı temmuz ayına ilişkin açlık/ yoksulluk oranı, bırakın onbeşmilyonu bulan emeklinin
aylığını, ellimilyonu aşan asgari ücreti bile geçti! “Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli, yeterli
beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı” açlık sınırı olarak belirtiliyor! Yine
“başta gıda harcaması olmak üzere, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık gibi
gereksinmeler için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplamı” da yoksulluk sınırı açıklanıyor!
Yapılan araştırma sonucuna göre açlık sınırı 11 bin 658 TL, yoksulluk sınırı da  37 bin 974 TL olarak
saptanmış! Daha net biçimde söylemek gerekirse, ülkenin üçte ikisi bırakın “yoksulluğu”, “açlık”
sınırında bile değil! Ülkenin küçük azınlığı ekranlarda lüks lokantaların üç/ beş asgari ücret tutarındaki
gece masraflarıyla magazin sayfalarını kabartırken, bu yurdun emekçisi, tarladaki çiftçisi, emeklisi,
üniversiteli işsizi “açlık” sınırının bile altında yaşamını sürdürüyor!
***
Dönüp/ dolaşıp onbeşmilyon emeklinin “aylık gıda harcamasını”, aldığı yedibinbeşyüz lira ile nasıl
karşılayabildiğine geliyoruz! “İktidar” ergilerini başkasıyla bölüşmemeye kararlı olanların, emekliyi
“açlıkla” doyurmaya çalışma eylemlerinin başarı ile sonuçlanmasını beklemek ne denli akılcı bir
yaklaşım olabilir? Düşünsenize ekmeği kuyrukta, eti kuyrukta, pazar gereksinmesini son dakikalarda
almaya tutsak yaşamaya iten etmenler kimin “kimin” yaptıklarının bedeli?
“İktidar” neden emeklilerin içinde bulunduğu koşullar görmezden geliyor, neden geçtiğimiz hafta
toplanan mecliste “emeklilerin” yaşamlarının iyileştirilmesi önerisi “iktidar” vekillerince “ret” ediliyor,
diye sorgularken AKP Adana Milletvekili Sunay Karamık çarpıcı bir açıklama yaptı! Karamık
açıklamasında “eşini yitiren kadın, hem eşi hem de yaşamını yitiren babasından aynı anda iki ayrı
maaş alabilecek” müjdesini verdi!
***
“Emekli olabilme” olayına hiç girmeyeyim isterseniz! Şimdi EYT’liler, oradan gün sayısını doldurmak
için her yolu deneyenler, bankalara borçlandırılanlar, gelecekleri tutulanlar…
Emeklinin ya da eşini yitiren kadının “beklentisi” bu mu? Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu
“yaşadığını” bilmiyor, doymuyor, üretemiyor, ürettiği ile yaşamını güzelleştiremiyor, yaşam alanlarını
terk etmek zorunda kalıyor, bağışıklıklarını geliştiremediğinden dolayı en küçük bir esintide hasta
oluyor, en önemlisi ev içerisinde “mutlu” olamıyor; görmüyor musunuz da “yaşamını yitiren baba”
etrafında döndürüyorsunuz? Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz? Yok artık! 010823

Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin