Hindistanlı büyük Guru OSHO derki…
Buddha bir şehre gelir ve kral gidip onu alma konusunda tereddütlüdür.
Kendi Başvekili gidip onu almadığınız takdirde istifamı Kabul edin, size artık hizmet edemem der…
Kral neden diye sorar?
Üstelik bu Başvekil vazgeçilmesi zor biridir, o olmadan Kral yolunu kaybedecektir,
Gücünün gerçek anahtarı odur…
Ama neden neden ısrar ediyorsun? Neden bir dilenciyi almak zorundayım der.
Yaşlı bir insan olan Başvekil ‘ Dilenci olan sizsiniz, imperator olan ise O’ bu yüzden.
Gidip onu alın, aksi takdirde hizmet edilmeye layık değilsiniz der…
Kral gitmek zorunda kalır. Gönülsüz bir şekilde gider.
Fakat Buddha’yı gördükten sonra, geri döner ve yaşlı adamın, Başvekilin ayaklarına kapanır ve sen haklıydın’ Kral O’ ben bir dilenciyim der.
Yani hayat gariptir. Burada bazen Krallar Dilenci, Dilenciler ise Kraldır.
Yani ülkeleri yönetenlere değil, iktidar ve yandaşlarına değil, muhalefete değil, sistemi asıl yönetenlere bakın. Krallar, köleler ve dilenciler hepsi eşit statüdeler Siyasette.
Asıl mevzu Kralı Kral yapanlar ve Kralların acınacak durumda Piyon, İstaka yada ŞAH MAT olmalarıdır. Siyasi figürler sadece bir Oryantalizm den ibarettir…
Buddha ve Kral
