Remzi UYSAL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Ohrid’in Sessiz Tanıklığında: Kuzey Makedonya, Kril Alfabesi ve Türk Varlığı Üzerine Notlar

Ohrid’in Sessiz Tanıklığında: Kuzey Makedonya, Kril Alfabesi ve Türk Varlığı Üzerine Notlar

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Remzi Uysal — Üsküp, 08 Haziran 2025

Bir Balkan Güncesinden Yansıyanlar

Kosova, Karadağ ve Arnavutluk’un ardından yeniden ayak bastığım Kuzey Makedonya, hem geçmişin tanıklıklarını hem de bugünün sosyo-kültürel yansımalarını içinde barındıran zengin bir coğrafya. Balkanlar gibi çalkantılı bir tarihe sahip bu bölgede, özellikle Ohrid kenti ve aynı adı taşıyan gölü, yalnızca doğal güzelliğiyle değil, tarihsel ve kültürel mirasıyla da dikkat çekiyor. Bu yazıda, Ohrid’in coğrafyası üzerinden Balkanların sosyo-politik yapısına, Türk varlığına ve hafızalara kazınan ortak tarihe kısa bir yolculuk yapacağız.

Ohrid Gölü: Doğanın, Tarihin ve Kültürün Buluşma Noktası

Balkan yarımadasında, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya sınırları arasında yer alan tektonik kökenli Ohrid Gölü, 1 milyon yılı aşkın geçmişi, kristal berraklığındaki suyu ve 21 metre derinliğe kadar görülebilirliği ile adeta bir doğa harikasıdır. Gölün etrafında şekillenen yaşam, sadece biyolojik çeşitliliği değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel üretimi de belirlemektedir. Burada üretilen ve yalnızca üç aile tarafından sürdürülen “Ohrid incisi” geleneği, yerel zanaat kültürünün bir simgesi olarak ayakta durmaktadır.

Kril Alfabesinin Beşiği: Ohrid’in Bilinmeyen Kültürel Mirası

Ohrid yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda kültürel üretimiyle de tarihsel olarak öne çıkmaktadır. Kril alfabesi, 9. ve 10. yüzyıllarda Ohrid’de Kiril ve Metodius kardeşler tarafından başlatılmış ve öğrencileri Klimend ile Naum tarafından geliştirilmiştir. Bugün 300 milyondan fazla insanın kullandığı bu alfabe, Slav halklarının kültürel birliğinde ve siyasal kimliklerinde önemli bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla Ohrid, sadece gölüyle değil, aynı zamanda fikirlerin doğduğu bir merkez olarak da tarihteki yerini korumaktadır.

Makedonya’da Türkler: Tarihsel Göçler ve Günümüzdeki Durum

2021 verilerine göre, Kuzey Makedonya’da 70 bini aşkın Türk yaşamaktadır. Büyük çoğunluğu Yörük kökenli olan bu topluluk, Osmanlı döneminde Karaman ve çevresinden bu topraklara göç ettirilmiştir. Bugün hala Türk kimliğini ve kültürünü koruyan bu insanlar, Makedonya’da sosyal, kültürel ve idari yaşamda yer almakta, kimi zaman bakanlık gibi üst düzey görevlerde de bulunmaktadır. Görüştüğüm genç bir devlet görevlisinin dediği gibi, “Türkiye her zaman büyük ağabeyimiz olmuştur.”

Tito’dan Günümüze: Sosyalist Birlikten Yoksul Bağımsızlığa

Yugoslavya döneminde sanayi ve tarım açısından kendine yeterli bir yapıya sahip olan Ohrid kenti, Tito’nun liderliğinde güçlü bir toplumsal düzenin parçasıydı. Ancak Tito’nun ölümünün ardından dağılan Yugoslavya’nın geriye bıraktığı bağımsız devletler, ekonomik olarak zorluklarla yüzleşmek zorunda kaldı. Bugün Kuzey Makedonya, tarım ve hayvancılığın gerilediği, işsizliğin arttığı ve Avrupa Birliği’ne girme çabalarının sürdüğü bir ülke konumundadır. NATO’ya üye olmasına rağmen, özellikle genç nüfus için ekonomik gelecek belirsizdir.

Yunanistan ile İsim Krizi ve “Kuzey” Makedonya’nın Doğuşu

Makedonya’nın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Yunanistan’ın, antik Makedon mirası üzerindeki hak iddiaları nedeniyle yaşanan kriz, ülkenin resmi adının değişmesine yol açmıştır. 2017 yılında uluslararası baskılarla ülkenin ismine “Kuzey” ibaresi eklenmiş, böylece Yunanistan’ın AB ve NATO vetoları aşılabilmiştir. Ancak bu gelişme, ülke halkı arasında tartışmalı ve duygusal bir konu olmayı sürdürmektedir.

Balkanlarda Unutulmayan Acılar: Soykırımlar, Partizanlar ve Bosna’nın Yaraları

Tarihin farklı dönemlerinde acı olaylara sahne olan Balkanlar, özellikle 1912-1913 Balkan Savaşları ve II. Dünya Savaşı’nda Nazi işgaline karşı yürütülen partizan direnişiyle hafızalara kazınmıştır. Yugoslavya’nın birlik döneminde Tito’nun önderliğinde gelişen halk direnişi, Mareşal unvanıyla taçlanmış, sosyalist federal yapının temelini atmıştır. Ancak bu mücadelelerin ardından gelen iç savaşlar, özellikle Bosna ve Srebrenitsa’daki soykırımlar, Balkan coğrafyasının kapanmayan yaraları olarak hafızalarda yer edinmiştir.

Hafızanın İzleri: Bireysel Tanıklıklar ve Kolektif Bellek

Ohrid’te bir kafede sohbet ettiğim Türk bir memurdan, İstanbul’da tanıştığım yaşlı bir Makedon teyzenin partizan anılarına kadar uzanan tanıklıklar, bu coğrafyanın bireysel hafızalarda nasıl canlı kaldığını gösteriyor. Bu tanıklıklar, sadece bireysel yaşamların değil, aynı zamanda Balkan halklarının ortak tarihinin bir parçası olarak değerlidir. Hafıza, zamanla silinmeyen bir iz olarak Balkanlar’ın taşlarına, nehirlerine ve yüzlerine kazınmış gibidir.

“Seni Seviyorum Balkanlar, Hafızamda İzlerin Var”

Vardar Nehri’nin kıyısında, taş köprülerin altından geçen serin sulara bakarken; tarihin, kültürün ve acıların iç içe geçtiği bu topraklara duyduğum sevgi yeniden canlanıyor. Her karışı tarih kokan, her sokağında farklı bir dil ve ezgi yankılanan Balkanlar, geçmişle gelecek arasında kurulmuş hassas bir köprü gibi. Hafızamda izlerin var, Balkanlar… Ve bu izleri yazmaya, anlatmaya devam edeceğim.


Kaynakça

  • Kuzey Makedonya İstatistik Kurumu (2021 Nüfus Verileri)

  • UNESCO Ohrid Gölü Raporları

  • Balkan Tarihi Üzerine Akademik Araştırmalar

  • Tanıklıklara dayalı saha gözlemleri Bild einbinden

  • Bild einbindenBild einbinden

Ohrid’in Sessiz Tanıklığında: Kuzey Makedonya, Kril Alfabesi ve Türk Varlığı Üzerine Notlar
Yorum Yap
Advert

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.