ATATÜRK’ün isteği üzerine Türk etnisitesinin, sosyal/kültürünün saflığının bozulmaması ve Türk halkının ekonomik yükünün ağırlaşmaması amacıyla 21 Haziran 1934 tarihli Resmi Gazetede “sığınmacı yasası” yayınlanmıştı.
Yasaya göre Türk soylu olmayanlar istediği yere yerleşemeyecek, anadili Türkçe olmayanlar müstakil mahalle kuramayacak, işçi ve sanatçı kümesi oluşturamayacaklar, yabancıların bir belediyedeki nüfus oranı %10’u aşamayacaktı geçemeyecekti.
Ya bugün durum ne?
Bugün bir asır önce “Yolunda giden bir yolcunun ufukların ötesini de görmesi, bilmesi gerekir” diyen eşsiz önderimiz Atatürk’ün yine eşine az rastlanır öngörüsü unutuldu.
Yönetimden sorumlu olanlar yürüdükleri yolda ayaklarının bastığı yerde var ne yok bunu görmekten bile acizleler
***
“ORGANİK tarım yapacağız” kandırmacasıyla Güneydoğudaki sınırlar iktidara oy deposu oluşturmak gizli amacıyla ardına kadar açılarak hem de Türk vatandaşlarından çok daha fazla imtiyazla donatılmış olan yüzbinlerce hatta milyonlarca asalak Suriyeli tarafından ülkemiz adeta işgal edilmiş durumda.
Kuşkusuz işin insani bir yönü var ama o başka bir şey, Türk halkının yaşam standartlarının düşürülmesi başka şey…
Üstelik Afganlıların da katılması Türk halkının ekmeğine, işine, aşına ortak olan, mesken darlığı sorununa olup hem de zaman zaman özerk yönetimler, hatta özerk bölgeler ilanı cüretkârlığına kalkışan ilticacılar bile var
Bugün bir yanda istilacılar devletin desteği ile “ekmek elden su gölden” yöntemi ile yaşarlarken SSK ve Bağ-Kur emeklilerine da %15,10 zam yapılırken bunun yanısıra kiralara da %51,26 zam oranı saptandı.
****
BİRAZ mantığı olan herkesin aklına evi olmayıp da kirada oturmak zorunda olan emekli hele çoluk çocuk sahibi aileler acaba kırsal alanlarda çadırlarda yoksa gecekondu yaşamayı yeğlerler sorusu gelmez mi?
