|
Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA – Türkiye’nin su kriziyle karşı karşıya olduğu bir dönemde, su politikalarına toplumsal cinsiyet perspektifinden güçlü bir eleştiri geldi. Su politikaları Derneği (SPD) Yönetim Kurulu üyesi , Küresel Eğitim ve Kapsayıcılık Ağı Derneği (KAP) Başkan Yardımcısı Filiz Balta, X hesabından yaptığı paylaşımda su yönetiminin hâlâ “ataerkil bir politika alanı” olarak işlediğini belirtti ve kadınların su adaletindeki kritik rolüne dikkat çekti.
Balta paylaşımında, suyun yalnızca bir doğal kaynak değil, yaşamın temel ihtiyacı olduğunu hatırlatarak Türkiye’nin 2030 itibarıyla “su fakiri”, 2040 sonrasında ise “su kıtlığı yaşayan ülke” kategorisine girme tehlikesini vurguladı.

“Su yönetimi artık mühendislik meselesi değil, adalet meselesi”
Balta, Türkiye’de su yönetiminin uzun yıllar teknik bir sorun olarak ele alındığını fakat gelinen noktada suyun toplumsal, ekonomik ve siyasal etkilerinin artık adalet, eşitlik ve katılımcılık boyutlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
“Suyun yükünü kadınlar çekiyor, kararları erkekler veriyor”
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin su politikalarında da kendini gösterdiğini belirten Balta, şu tespitlerde bulundu:
-
Günlük yaşamda suyun kullanım yükünün en çok kadınların omzunda olduğunu,
-
Buna karşın su yönetiminde karar alma mekanizmalarında kadın temsilinin son derece düşük seviyede kaldığını,
-
Bu nedenle Türkiye’de su politikalarının ataerkil bir yapıya sahip olduğunu söyledi.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Açısından Kritik Bir Çağrı
Filiz Balta, su krizine karşı etkili bir mücadele için kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımının zorunlu olduğunu belirterek, “Kadın olmazsa su adaleti olmaz” sözleriyle çağrısını yineledi.









