|
Getting your Trinity Audio player ready... |
Dr. Cihangir Dumanlı
Em. Tuğg., Hukukçu
95 yıl önce 23 Aralık 1930’da Menemen’de önemli bir karşı devrim girişimi yaşandı. Bütün karşı devrimcilerin yaptığı gibi ulusun kutsal din duygularını kötüye kullanan gözü dönmüş katiller, yedek subaylık görevini yapan genç bir cumhuriyet öğretmenini ve iki bekçiyi vahşice öldürdüler.
Diyalektiğin kuralı olarak her ileri harekete karşı bir gericilik, her aydınlanmaya karşı bir karanlık her devrime karşı bir karşı devrim hareketi gelişir ve zıtlar (karşıtlar) mücadele eder. Tarih karşıtların savaşımı (mücadeleleri) ile doludur. Bizim devrimimizde de bu kural geçerli olmuş, devrimlerin hemen ardından karşı devrim hareketleri ortaya çıkmıştır. Devrim-karşı devrim çatışması günümüzde de sürüyor.
1930 Menemen karşı devrim girişimini değerlendirebilmek için öncesinde yaşanan önemli devrim adımları anımsanmalıdır:
- 1 Kasım 1922: Saltanat kaldırıldı, Halifelik Saltanattan ayrıldı,
- 17 Kasım 1922: Son padişah Vahdettin, Halife sıfatı ile İngiltere’ye sığındı ve İngiliz zırhlısı ile ülkemizden kaçtı,
- 24 Temmuz 1923: Lozan Barış Anlaşması imzalandı, sınırlarımız ve bağımsızlığımız hukuksal olarak tanındı
- 13 Ekim 1923: Ankara yeni devletin başkenti oldu
- 29 Ekim 1923: Cumhuriyet ilan edildi,
- 3 Mart 1924. Halifelik kaldırıldı, Osmanlı hanedanı üyeleri yurt dışına gönderildi, Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı, medreseler kapatıldı, öğretim birleştirildi,
- 8 Nisan 1924: Şer’iye mahkemeleri kapatıldı,
- Şubat-Nisan 1925: Doğuda Şeyh Sait dinci isyanı bastırıldı,
- 1 Eylül 1925: Giysi (Kıyafet) devrimi yapıldı,
- 30 Kasım 1925: Tekke ve zaviyeler kapatıldı,
- 17 Şubat 1926: Medeni Yasa kabul edildi,
- 10 Nisan 1928: Laikliğe aykırı düzenlemeler anayasadan çıkartıldı,
- 1 Kasım 1928: Yeni Türk harfleri kabul edildi,
- 1 Eylül 1929: Liselerden Arapça ve Farsça dersleri kaldırıldı,
- 17 Kasım1930: Gericilerin yuvalandığı Serbest Cumhuriyet Fırkası kapatıldı
23 Aralık 1930’da Menemen’de yaşanan karşı devrim girişimi, bu tarihsel gelişimden ayrı değerlendirilemez. Devrimler tüm hızıyla, halkın desteğini alarak ve TBMM’de çıkarılan yasalarla gerçekleştirirken, karşı devrimciler de harekete geçmekte gecikmemişlerdir. Menemen olayı Şeyh Sait isyanından sonra ikinci büyük karşı devrim girişimidir. Şeyh Said isyanı kadar geniş bölgede ve güçlü bir örgütçe yapılmasa da, vahşetin ulaşacağı boyutu göstermesi bakımından önemlidir.
Menemen’de ne oldu?
Nakşibendi tarikatının Balıkesir-Manisa elebaşsısı Laz İbrahim Hoca tarafından kışkırtılan Derviş Mehmet adlı bir yobazın çevresinde toplanan altı kişi, aylar öncesinden yaptıkları hazırlıkların ardından, 23 Aralık 1930 günü 06:30’da Menemen’e geldiler. sabah namazından sonra camiden aldıkları yeşil bir bez parçası ile (yobazlar şeriat bayrağı diyor) Menemen belediye meydanında toplandılar. Yeşil bez parçasını meydana diktiler. Derviş Mehmet kendisini Mehdi ilan etti. Aldıkları uyuşturucunun etkisi ile
- “Şeriatı geri getireceğiz, bu bayrağın altına girin, girmeyenler kılıçtan geçirilecektir, kentin çevresinde 70 bin kişilik hilafet ordusu bizi bekliyor,
bize kurşun işlemez.”
içerikli propaganda yaptılar. Sekiz yıl önce TBMM ordusunca Yunan işgalinden kurtarılmış olan Menemen halkının çoğunluğu bunlara uymasa da, çevrelerinde birkaç yüz kişiyi toplamayı başardılar.[1] Olaya önce jandarma karakolundan dört er karşı koydu. Olayın büyüme olasılığına karşı Jandarma Yüzbaşı Fahri Efendi 3. Alay komutanına, kaymakama ve valiliğe rapor verdi. Alay komutanı, Asteğmen Hasan Fehmi Kubilay komutasında bir mangayı derhal olay yerine gönderdi. Kalabalığı korkutarak dağıtmak için birliğin silahlarında manevra fişekleri vardı. Bu nedenle açılan ateşlerden ayaklanmacılar etkilenmiyordu. Derviş Mehmet de “Gördünüz mü ben mehdiyim, bana kurşun işlemiyor” diye halkı kandırmayı sürdürüyordu. Kubilay ayaklanmacılara “teslim ol” çağrısı yaptı. Bu sırada açılan bir ateşle yaralandı. Yaralı olarak cami avlusuna girmeye çalıştı fakat gidemedi. Derviş Mehmet ve etrafındaki yobazlar yaralı asteğmeni yakaladılar ve testere ile musalla taşında başını gövdesinden ayırdılar. Kesik başı bir sırığın ucuna takarak dolaştırdılar. Dervişin adamları tekbir getirerek kesik başın arkasında yürüdüler.[2] Müdahale etmek isteyen bekçiler Hasan ve Şevki’yi öldürdüler. Daha sonra olay yerine gelen Alay Derviş Mehmet ve iki adamını öldürdü, bazı destekçileri de yakaladı ve ayaklanmayı bastırdı.
Olaydan sonra bölgede sıkıyönetim ilan edildi. General Mustafa Muğlalı başkanlığındaki Sıkıyönetim mahkemesi 105 sanığı, halkı isyana kışkırtmak ve anayasayı zorla değiştirmek suçlaması ile yargıladı. 28 kişi Kubilay’ın öldürüldüğü yerde idam edildi. İşin ucunun İstanbul’daki Nakşibendi şeyhine dayandığı ortaya çıkartıldı. Menemen olayının hazırlanmasında 12 Ağustos 1930’da kurulan ve 17 Kasım’da kapatılan Serbest Fırka’nın da yeri olduğu anlaşıldı.[3]
Sıkıyönetim mahkemesi başkanı General Muğlalı, 1943 yılında Van’da meydana gelen kaçakçılık olayında suçlu bulunarak, 1950 yılında emekli iken, Demokrat Parti (DP) iktidarı döneminde yargılanacak 20 yıl hapisle cezalandırılacak, DP Derviş Mehmet’in intikamını alacaktı.
Kubilay Kimdir?
Menemen şehidi Kubilay (asıl adı Mustafa Fehmi Kubilay) Girit’ten göçen bir ailenin oğludur.1906 yılında İzmir’de doğmuştur. Antalya öğretmen okulunda, İzmir Erkek Öğretmen Okulunda okumuş, 1926 yılında Bursa öğretmen okulundan mezun olmuş ve cumhuriyetin ilk öğretmenleri arasına katılmıştır.[4] Soyadı Yasası çıkmadan altı yıl önce öğrenciyken kendiliğinden Kubilay soyadını almıştır.[5] Olay sırasında Menemen’deki Alayda askerlik görevini yapmakta idi. Şehit edildiğinde 24 yaşında idi.
Değerlendirme
Menemen olayı, devrimlerin temelini oluşturan laiklik ilkesi tam anlamıyla geçekleşmedikçe; Türkiye şeyhler, dervişler meczuplar ülkesi olmaktan kurtulamadıkça, dini kişisel çıkarları için kullanan yobazların her an fırsat kolladıklarını; cumhuriyet bekçilerinin her zaman uyanık olmaları gerektiğini göstermiştir.
Bu olaydan sonra Kubilay karşı devrimle savaşımda genç Türk aydını ve subayının simgesi olmuştur ve olmayı sürdüredecektir.
Her yııl 23 Aralık’ta Kubilay anılırken, bekçiler Hasan ve Şevki de anılmalıdır.
Menemen şehitlerini, tüm devrim şehitlerimizle birlikte saygı ile anıyoruz.






