Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Milletvekili Transferleri: Siyasetsizliğin, Ahlaksızlığın ve Emek Gaspının Tezahürü

Milletvekili Transferleri: Siyasetsizliğin, Ahlaksızlığın ve Emek Gaspının Tezahürü

Seçim dönemlerinde emek harcayarak, bedel ödeyerek, halkla birlikte mücadele eden onca parti emekçisinin alın teriyle kazanılmış milletvekilliği sıfatının, bir süre sonra "şahsi kariyer" malzemesi hâline getirilmesi artık kanıksanır hale geldi.

Advert
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

“Vekillik Emanettir, İhanet Değil!”

Seçim dönemlerinde emek harcayarak, bedel ödeyerek, halkla birlikte mücadele eden onca parti emekçisinin alın teriyle kazanılmış milletvekilliği sıfatının, bir süre sonra “şahsi kariyer” malzemesi hâline getirilmesi artık kanıksanır hale geldi. Bu durum; sadece bir siyasi yozlaşma değil, aynı zamanda örgütlü mücadelenin açık gaspıdır.

Bugün birçok milletvekili, seçildikten sonra partisinden istifa ederek ya bağımsız kalıyor ya da daha “cazip” gördüğü partilere geçiyor. Özellikle iktidar alternatifi olan partilere geçiş, yalnızca bir bireysel tercih değil, örgütsel emeğe, seçmen iradesine ve politik sadakate ihanet olarak değerlendirilmelidir.

Dahası, bu milletvekillerine kucak açan parti yönetimleri de en az onlar kadar sorumludur. Çünkü bu durum, bir tür siyasetsiz siyaset pratiğidir: İlke, ideoloji ve kadro mücadelesi yerine, kişisel hesaplar ve görünürlük üzerinden şekillenen “siyasetçilik.”

Parti Emekçisinin Sırtından Koltuk Kapmak

Bir siyasi partide yıllarca çalışan, afiş asan, bildiri dağıtan, gözaltına alınan, mahkeme kapısı aşındıran binlerce kadronun önüne geçerek sadece medyada tanınan ya da bir şekilde listeye giren kimi “parachute” (tepeden inme) adayların, seçimden sonra kendi partisine sırt çevirerek başka yapılara geçmesi, apaçık bir emek gaspıdır. Bu, düzen siyasetine içkin bir çürümedir ama devrimci-demokrat cenahta asla mazur gösterilemez.

Bir partinin kadrolarını hiçe sayarak transfer edilen milletvekilleri, sadece geçtikleri partinin değil, tüm örgütlü yapının güvenini de zedeler. Çünkü bu tür hamleler, “örgütsel mücadeleye gerek yok, fırsatını bul yeter” anlayışını besler.

Temsilin Niteliği: Kime ve Ne İçin Siyaset?

Bugün sorulması gereken en net soru şudur:
Bir milletvekili, kimin adına o koltukta oturmaktadır?

Cevabı açıktır: Kendisini Meclis’e taşıyan halkın ve o halkla birlikte gece gündüz çalışan örgütün. Bu bağlamda vekilliği bir tür “kişisel kariyer aracı”na dönüştürmek, yalnızca temsil ilkesine değil, devrimci siyasal ahlaka da aykırıdır.

Milletvekilliği bir ganimet değil, örgütsel mücadelenin kolektif kazanımıdır.

Partiler Arası Transferler Yasayla Sınırlandırılmalı

Bu siyasetsizliğin önüne geçmek için etik çağrılar tek başına yeterli değildir. Siyasi Partiler Kanunu’nda köklü değişiklikler yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde bu tablo, her seçim dönemi sonrası tekrar eden bir yozlaşma haline dönüşecektir.

Somut olarak önerilmesi gerekenler şunlardır:

  • Seçildikten sonra partisini değiştiren milletvekili, istifa ettiği an görevini kaybetmelidir.
  • Parti değiştiren vekilin, istifa ettiği partinin yerine gelen yedeği ile değiştirilmesi
  • Sadece bağımsız olarak seçilenlerin başka bir partiye geçebilmesine izin verilmesi.
  • Geçtiği parti tarafından yeniden görevlendirilecekse, aradan geçen seçim sürecine kadar vekillik sıfatı askıya alınmalı, halkın karşısına yeniden çıkmalıdır.
  • Partiler arası transferler, kolektif mutabakata, açık gerekçeye ve kamu denetimine tabi olmalıdır.
  • Özellikle devrimci ve emekçi partiler, bu konuda kendi iç tüzüklerine etik maddeler koymalı ve seçilen her vekili bu konuda bağlayıcı ilkelere tâbi kılmalıdır.

Son Söz: Koltuk Sevdalılarıyla Değil, Halk Sevdalılarıyla Yol Yürünür

Bu düzen, parlamentoya girenleri hızla dönüştüren, ilkeleri törpüleyen, siyasal sadakati değil kişisel çıkarları kutsayan bir düzendir. Ancak biz, bu düzene alternatif yaratmaya soyunan sol güçleriz. Eğer bu yozlaşmaya biz de göz yumarsak, aynı çarkın dişlisi oluruz.

Her partinin, her devrimcinin, her halkçı vekilin şunu bilmesi gerekir:

Vekillik koltuk değil, emanettir. Emanete ihanet edenle yoldaşlık yapılmaz.

Milletvekili Transferleri: Siyasetsizliğin, Ahlaksızlığın ve Emek Gaspının Tezahürü
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin