Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. CHP’de İlçe Kongreleri ve Mücadeleci Bir Parti İçin Çağrı

CHP’de İlçe Kongreleri ve Mücadeleci Bir Parti İçin Çağrı

14 Temmuz 2025 itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilçe kongre sürecini başlattı.

Advert
service
1
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

14 Temmuz 2025 itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilçe kongre sürecini başlattı. Bu takvim yalnızca bir iç prosedür değil; Türkiye’nin kaderine yön verecek tarihi bir dönemece işaret ediyor. Çünkü bu kongreler, yalnızca ilçe başkanlarının ya da delegelerin belirleneceği dar süreçler değil; aynı zamanda partimizin kaderinin, dolayısıyla memleketin geleceğinin şekilleneceği siyasi meydanlardır.

AKP iktidarının tüm baskı ve hukuksuzluk politikalarına rağmen ayakta kalabilen yegâne büyük kitle partisi olan CHP, artık yeni bir mücadele dönemine girmelidir. Bu mücadelenin omurgası da delege seçimlerinden itibaren şekillenmelidir. Artık görev alma cesaretine sahip, düzenin çürümüşlüğüyle yüzleşmeye hazır, halkla yan yana yürüyebilecek yoldaşlara ihtiyaç vardır.

1. Yargı Kıskacında Bir Parti: Saldırılar Sürerken Sessizlik Ölümü Getirir

AKP, artık yalnızca rakiplerini sandıkta değil, yargı sopasıyla da tasfiye etmeye çalışıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yeni davalar açılıyor; muhalif belediyeler müfettiş baskısıyla kuşatılıyor; parti yöneticileri ve gençlik örgütü üyeleri sudan bahanelerle gözaltına alınıyor. Tüm bu saldırılar, iktidarın kaybettiği meşruiyetini zor yoluyla koruma çabasından başka bir şey değildir.

Bu koşullar altında, CHP örgütlerinin sessizliği ve pasifliği tarihi bir hataya dönüşebilir. İlçe kongrelerinden başlayarak seçilecek her yönetici, bu zor dönemde halkın sesi olmaya, gerektiğinde bedel ödemeye hazır kişilerden oluşmalıdır. Yargı tehdidiyle susan değil, halkla sokakta yürüyen kadrolar öne çıkmalıdır.

 

2. Delegelik Bir Lütuf Değil, Sorumluluktur

Yıllardır CHP örgütlerinde süregelen bir hastalık var: eş, dost, akraba ilişkileriyle şekillenen delege yapıları. Bu anlayış yalnızca parti içi yozlaşmayı derinleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda halktan kopuk, mücadele etme iradesi göstermeyen yöneticilerin iş başına gelmesine neden oluyor. Oysa delegelik makamı, bir onur değil, bir yükümlülüktür. Delegeler, üyelerin iradesini temsil eden; gerektiğinde yanlış giden her şeye “dur” diyebilecek cesareti gösteren insanlar olmalıdır.

Artık eş-dost düzeniyle değil, mücadeleci kadrolarla yol alma zamanıdır.

 

3. Sokağın Nabzını Tutan Kadrolara İhtiyacımız Var

Bugün Türkiye, genç işsizlerin, açlık sınırının altında yaşayan emeklilerin, barınamayan öğrencilerin, kadın cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin ülkesi haline gelmiştir. Böyle bir ülkede siyaset yalnızca meclis koridorlarında ya da televizyon ekranlarında yapılmaz. Gerçek siyaset, halkın yanında, sokakta, direnişin içinde yapılır.

Bu yüzden kongre süreci; sadece toplantı salonlarında değil, halkın yaşadığı sokaklarda, işsiz gençlerin yanında, direnişteki işçilerin safında yapılmalıdır. Örgütlenmeler, sahada aktif, mahalle komiteleri kuran, dayanışma ağları ören ve siyasi mücadeleyi hayatın her alanına taşıyan kadrolarla şekillenmelidir.

 

4. Gençlik, Kadınlar, Emekçiler Öne Çıkmalı

Partimizin geleceğini belirleyecek olanlar, statükoyu sürdürenler değil; onu kıranlar olacaktır. Bu nedenle delege seçimleri ve ilçe yönetimlerinin belirlenmesinde özellikle gençlere, kadınlara ve emekçilere alan açmak artık bir seçenek değil, zorunluluktur. CHP’nin kitle partisi olması; tüm halk sınıflarının, özellikle de dışlanmış ve örgütsüz bırakılmış kesimlerin temsil edilmesiyle mümkündür.

İlçe kongreleri, bir değişim kapısı olarak açılmalı ve bu kapının anahtarı halktan yana olan yoldaşlara verilmelidir.

 

5. Devrimci Reform: Örgütler Yeniden Yapılandırılmalı

Bu kongre süreci aynı zamanda örgütsel bir yeniden yapılanma süreci olmalıdır. İlçe ve mahalle örgütleri, klasik bürokratik yapıların dışına çıkarılmalı, yerel dayanışma merkezleri, halk meclisleri ve direniş odakları haline getirilmelidir. Dijital örgütlenme, sosyal medya direniş ağları, gençlik inisiyatifleriyle birlikte yeni siyaset tarzı geliştirilmelidir.

Artık “parti binasında çay içen” değil; “sokakta halkla omuz omuza yürüyen” örgüt anlayışı hâkim olmalıdır.

 

Sonuç: Değişim İçeriden Başlar, Gelecek Örgütle Kurulur

14 Temmuz’da başlayan bu kongre süreci, yalnızca bir takvim değil, bir dönüm noktasıdır. Ya eski alışkanlıklarla devam edeceğiz ve halktan biraz daha kopacağız… Ya da köklü bir değişimle, halkın içinden çıkan yurtsever, cesur, mücadeleci kadrolarla partiyi yeniden ayağa kaldıracağız.

Artık karar anıdır.

Cumhuriyet Halk Partisi, yalnızca bir tabela partisi olamaz. CHP, halkın umudu olmak zorundadır. Bu da ancak, her kademedeki yöneticinin bedel ödemeyi göze alması, halkın taleplerini yüreğinde taşıması ve gerçek bir mücadele örgütüne dönüşmesiyle mümkündür.

Unutmayalım: Bu kongreler yalnızca CHP’nin değil, Türkiye’nin kaderini belirleyecektir.

CHP’de İlçe Kongreleri ve Mücadeleci Bir Parti İçin Çağrı
+ - 1

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 18 Temmuz 2025, 12:19

    aynen katılıyorum ne mümkün

    Cevapla
Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin