Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) kongre takvimi resmen başladı. Ancak bu süreç, yalnızca bir örgütsel takvimden ibaret değil. Bu kongreler, partinin geleceğini belirleyecek tarihi bir hesaplaşmanın, yüzleşmenin ve yol ayrımının başlangıcı olacak.
CHP uzun süredir iki anlayış arasında sıkışmış durumda:
➡ Bir şey olmak isteyenler… Makam, koltuk ve çıkar peşinde koşan, partiyi kişisel ikbaline araç eden, belediye olanaklarını kullanarak örgüt üzerinde baskı kuranlar…
➡ Bir şey yapmak isteyenler… Sokakta afiş asan, seçim ofislerinde sabahlayan, mahalle mahalle dolaşarak partiyi halkla buluşturan, cebinden harcayarak mücadele eden gerçek emekçiler…
Kongre süreci, bu iki anlayışın yeniden karşı karşıya geleceği kritik bir dönemeç olacak. Bu kez belirleyici olan, delegelerin nasıl belirleneceği ve örgütün iradesinin ne kadar özgür kalacağı olacak.
Bir Şey Yapmak İsteyenler: Partinin Gerçek Emekçileri
CHP’nin gerçek sahipleri; afiş taşıyan, sandık başında sabahlayan, seçim ofislerinde nöbet tutan, yağmurda ve soğukta mahalle mahalle dolaşarak partiyi halka anlatan insanlardır.
- Seçim dönemlerinde gece gündüz çalışan gençlik örgütleri,
- Son parasını broşüre, afişe harcayan gönüllüler,
- Evinin kapısını seçim bürosuna açan fedakâr yurttaşlar…
Onlar, makam veya maaş için değil, CHP’nin ilkeleri ve ülkenin geleceği için mücadele edenlerdir.
Bir Şey Olmak İsteyenler: Makam ve Çıkar Peşinde Koşanlar
Ancak diğer tarafta, siyaseti bir geçim kapısına çevirenler var. Belediye kadrolarına kendi yakınlarını yerleştiren, parti içi süreçleri çıkar ilişkileriyle dizayn etmeye çalışanlar…
Yıllardır eleştirilen bu zihniyet, seçim dönemlerinde sahada görünmez ama delege listelerinde ilk sırada yer bulur.
Örgüt üzerinde iş vaadi ve ekonomik destekle baskı kuran bu anlayış, CHP’nin en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu konuda seçilmiş Belediye Başkanlarının yönlendirmeleri gözden açmamaktadır…
Yeni Tüzük: CHP’de Demokrasi İçin Tarihi Fırsat
CHP tüzüğünde yapılan değişiklikle artık;
- Belediye çalışanları (büyükşehirlerde ve nüfusu 20 binin üzerindeki ilçelerde)
- Milletvekilleri
- Belediye ve il genel meclis üyeleri
- Son bir yıl içinde kınama cezası alanlar delege olamayacak. Ayrıca bu kişiler il/ilçe başkanı ve yönetim kurulu üyesi de olamayacak.
Bu düzenleme, yıllardır devam eden “belediye etkisiyle dizayn edilen delege sistemi”nin önüne geçmek için tarihi bir fırsat olarak görülüyor.
Delege Seçimleri: Özgür İradenin Sınavı
CHP’de demokrasi ancak, delegelerin özgür iradeyle belirlendiği bir ortamda güçlenebilir. Belediye başkanlarının iş vaadiyle, ekonomik desteklerle veya belediye imkânlarıyla örgüte baskı yapması, parti içi demokrasiyi boğar.
Örgüt, kendi iradesiyle sandığa gitmeli, delegeler tabanın tercihleriyle seçilmeli. Delege seçimleri, gerçek bir demokrasi sınavıdır.
CHP’nin Geleceği Sandıkta Belirlenecek
Yaklaşan kongreler, partinin kaderini tayin edecek.
➡ CHP, üç-beş rantçının elinde çıkar örgütüne mi dönüşecek?
➡ Yoksa alnının teriyle bu partiyi omuzlayan emekçiler mi söz sahibi olacak?
Bu kongreler, bir şey olmak isteyenlerle, bir şey yapmak isteyenlerin mücadelesi olacak.
Sonuç: CHP’nin Kaderi Tabana Bağlı
Eğer CHP, bu kongrelerde gerçekten özgür bir delege seçim süreci işletirse, bu süreç parti içi demokrasinin ve Türkiye’nin geleceği açısından tarihi bir dönüm noktası olabilir.
Ancak süreç bir kez daha makam ve çıkar hesaplarıyla dizayn edilirse, CHP halkın değil, çıkar gruplarının partisi olma yolunda ilerler.
bütün menfaat ve cıkar peşinde koşan lütfen elini bu partiden çeksin yeter sokaklarda olanlar ve gençlere fırsat verilsin.