Türkiye Cumhuriyeti olarak, 1988 yılında imzasını attığımız ve 1992’de yürürlüğe koyduğumuz Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, artık lafzıyla değil, ruhuyla da uygulanmak zorundadır. Zira bu belge yalnızca yerel yönetimlerin özerkliğini değil, halkla birlikte yönetme iradesini de güvence altına alır.
Peki bu ne demektir?
Bu, belediyelerin yalnızca yol yapan, kaldırım döşeyen kurumlar değil; toplumsal hayatı demokratikleştiren, sivil toplumla kol kola yürüyen, dernekler ve halk örgütleriyle işbirliği yapan mekanizmalar olması gerektiği anlamına gelir.
Nüfus Temsiline Dayalı Destek: Adaletin Anahtarıdır
Bugün birçok belediyede STK’lara veya hemşeri derneklerine yapılan yardımlar keyfilikle, partizanlıkla ya da kişisel ilişkilerle belirlenmektedir. Bu anlayış, ne yerel demokrasinin ruhuna ne de uluslararası yükümlülüklerimize uygundur.
Adil olan şudur:
🔴 Belediyeler, kendi sınırlarında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerine, bu örgütlerin temsil ettiği nüfus oranına göre mali destek sağlamak zorundadır.
🔴 Hemşeri derneklerine, sadece aidiyet bağlarına göre değil, faaliyetlerinin kamusal yararı ve kapsayıcılığına göre destek verilmelidir.
🔴 Bu desteklerin hangi kıstaslarla verileceği, şeffaf ve hesap verebilir mekanizmalarla açıklanmalıdır.
🛑 Keyfiliğe Değil, Katılımcılığa Dayalı Yönetim
Eğer bir şehirde 50 bin Ardahanlı, 70 bin Sivaslı, 30 bin Giresunlu yaşıyorsa, bu nüfuslar sadece seçimde hatırlanacak gruplar değil, kültürel yaşamın asli bileşenleridir. Onların kurduğu hemşeri dernekleri, bir kültürel mirasın, bir toplumsal ağın taşıyıcılarıdır.
Bu nedenle:
👉 Belediyeler, yıllık bütçelerinde STK ve dernekler için ayırdıkları kalemleri;
👉 Nüfus oranları,
👉 Toplumsal katkı düzeyleri,
👉 Yıllık faaliyet raporları gibi objektif ölçütlere göre dağıtmalıdır.
Aksi Halde Ne Olur?
Partizan belediyecilik, STK’ları “taraftar derneği” haline getirir.
Keyfi dağıtılan yardımlar, halkta güvensizlik, örgütlerde ise kırılma yaratır.
Bu anlayışla yerel demokrasi değil, yerel rantçılık büyür.
GENEL BAŞKANLARA, BELEDİYE BAŞKANLARINA, MECLİS ÜYELERİNE SESLENİYORUZ:
“Sosyal demokrat belediyecilik, mahalleye asfalt atmak değil; halkla birlikte karar almak, örgütlü topluma omuz vermekle olur!”
🎯 Nüfusa göre adil destek,
🎯 Şeffaf kaynak paylaşımı,
🎯 STK’larla organik diyalog,
CHP’nin iktidar yürüyüşünde yalnızca seçim kazandırmaz, toplumu kazanır.
YARIN: Belediyeler, Hemşehri Derneklerine Neden Destek Vermek Zorunda?




