“Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan”
– Pir Sultan Abdal
Türkiye’nin siyasal tarihinde döneklerin sayısı hiçbir zaman az olmadı. Ama bugün, döneklik bir norm, bir kariyer adımı, bir çıkar manevrası haline geldi. Yol arkadaşlarıyla yola çıkanlar, ikbal uğruna ilk kavşakta yön değiştirdi. Bir zamanlar halktan yana duranlar, bugün “MENFAAT” kapılarında gölge arıyor. Dün mücadele edenler, bugün sus payını almış halde susturulmuş vicdanlar gibi yaşıyor.
Unutmayalım zaman döner, devran değişir ama ilke sahipleri yön değiştirmez. Bazı yollar vardır; dönemezsin. Bazı davalar vardır; satılamaz. Bazı yoldaşlıklar vardır; bedeli ağırdır ama şereftir. Pir Sultan’ın asırlık haykırışı, bugün her zamankinden daha günceldir.
Bugün etrafımız döneklerle çevrili. Dün “halk” diyenler, bugün “iktidarın gölgesinde huzur” arıyor. Dün “özgürlük” diyenler, bugün “sus payı” ile susuyor. Dönekliğin ideolojisi olmaz ama bedeli olur! Bu yol, halkın yoludur. Bu yol, emekçinin, direnişçinin, yoksulun, horlananın yoludur. Bu yol satılık değil, bu dava yarım bırakılacak bir dava değildir.
Demokrasi Sandıktan Fazlasıdır!
Demokrasi yalnızca bir pusula kağıdına mühür basmak değildir. Demokrasi, bir duruş meselesidir. Yanlış olanın karşısında dimdik durmaktır. Yalanla değil, hakikatle konuşmaktır. Ezenin değil, ezilenin yanında saf tutmaktır.
Bugün kimileri her dört yılda bir sandığa gitmeyi görev sayarken, geri kalan zamanda zulme göz yummayı “normal” görüyor. Oysa demokrasi, her alanda sürdürülmesi gereken bir mücadeledir. Fabrika önünde grevdir, meydanda protestodur, kürsüde haykırıştır, sokakta dirençtir. Sandık bir araçtır; ama asıl mesele halkın iradesinin gasp edilmesine karşı mücadeledir.
Susmak Suça Ortak Olmaktır!
Yoldaşlık, sadece iyi gün dostluğu değildir. Yoldaşlık, yanlış yapanın yüzüne gerçeği haykırmaktır. Yoldaşlık, “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” demek değil, o yılanın başını ezmek için kol kola yürümektir. Bugün birçok “eski dost” sus payını almış, konfor alanına çekilmiş, mücadeleye sırt dönmüştür.
Birlikte çıktığımız bu yol, sarp bir yoldur. Dikenlidir, engebelidir, bazen aç, bazen yalnız kalırsın ama bu yol haktır. Bu yol, Pir Sultanların, Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin yoludur. Bu yol, dönülmeyecek kadar onurlu, satılamayacak kadar değerlidir.
Biz Yolumuzdayız!
Bizim adımız belli: Emek, Adalet, Özgürlük.
Bizim yönümüz belli: Halktan yana, haktan yana.
Bizim safımız belli: Zulme karşı, sömürüye karşı.
Bizim yeminimiz var: Dönen döner, biz dönmeyiz!
Bugün döneklerin, “O” dönüşü yapanların, menfaatini dava sananların devri olabilir. Ama biz biliyoruz: Her kışın bir baharı vardır.
Ve biz o baharı, susarak değil; direnerek, örgütlenerek, dayanışarak getireceğiz.
Unutma!
- Demokrasi, yalnızca bir hak değil; bir görevdir.
- ✊ Yoldaşlık, omuz vermekle başlar; susarak değil, konuşarak yaşar.
- Mücadele uzun solukludur, ama zafer daima direnenindir!
&&&
DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM…
Başlık: Dönen Dönsün, Biz Dönmeyiz Bu Yoldan!
Yazan: Burhanettin Yılmaz
“Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan.”
– Pir Sultan Abdal
Türkiye’nin siyasal tarihinde döneklerin sayısı hiçbir zaman az olmadı. Ama bugün, döneklik bir norm, bir kariyer adımı, bir çıkar manevrası haline geldi. Yol arkadaşlarıyla yola çıkanlar, ikbal uğruna ilk kavşakta yön değiştirdi. Bir zamanlar halktan yana duranlar, bugün “MENFAAT” kapılarında gölge arıyor. Dün mücadele edenler, bugün sus payını almış halde susturulmuş vicdanlar gibi yaşıyor.
Oysa demokrasi sadece sandığa gitmek değildir. Demokrasi, aynı zamanda mücadeledir. Ezilene ses olmaktır. Sömürüye karşı durmaktır. Susmakla değil, direnmekle mümkün olur gerçek özgürlük.
Dönüşenler olabilir, pes edenler çıkabilir, yolda ayrılanlar olacaktır. Ama bu yolun sahipleri, yönünü halktan alanlardır. Biz o yoldayız. Dönen döner. Biz dönmeyiz!
Unutmayalım:
- Demokrasi görevdir, sadece hak değil.
- Yoldaşlık susarak değil, konuşarak yaşar.
- Mücadele sabır ister, ama zafer direnenindir!




