Yazan: [Burhanettn Yılmaz]
Son günlerde Halk TV ekranlarında tanık olduğumuz yayın çizgisi, özellikle CHP’nin 30 Haziran’daki kritik dava süreci bağlamında, tarafsız habercilik ilkeleriyle çelişen bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Sunucuların kullandığı dil, yorumcuların tutumu ve programa çağrılan konukların görüşleri, kanalın bilinçli bir taraf seçtiği izlenimini doğuruyor.
Bu durum, kamuoyunu bilgilendirme değil, yönlendirme niyeti taşıdığına dair endişeleri artırıyor.
Tek Taraflı Yorumlar, Ekranları Güvensizleştiriyor
Halk TV’de yayımlanan programlarda neredeyse tüm yorumcuların ortak bir çizgide konuşması, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’na dönük sistematik eleştiriler yapılması ve buna karşı Ekrem İmamoğlu lehine sürekli pozitif bir yayın akışı sunulması, izleyiciye seçme şansı bırakmıyor.
Basın organlarının görevi, izleyiciye çok seslilik sunmak; gerçekleri çarpıtmadan, tüm yönleriyle aktararak karar vermesini sağlamaktır. Oysa bugün Halk TV ekranları, tarafsız değil, saf belirlemiş bir yayın mecrası görüntüsü vermektedir.
Konuk Tercihleri Bile Taraflılık Göstergesi
Programlara çağrılan konukların çoğunluğu, İmamoğlu destekçisi figürlerden seçilmekte. Oysa bir dava sürecinde, özellikle CHP gibi tarihi bir partinin iç tartışmaları söz konusuysa, tüm taraflara eşit söz hakkı verilmesi gerekir.
Hiçbir eleştirel Kılıçdaroğlu destekçisinin ya da merkezden bağımsız düşünen bir akademisyenin programa davet edilmemesi, bu yayın çizgisinin bilinçli bir tercih olduğunu düşündürüyor.
Peki Bu Yayın Akışı Nereden Besleniyor?
Bu soruyu sormak artık kaçınılmaz:
Halk TV’nin bu yayın politikası CHP’nin belirli kanatlarıyla ya da İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile örtüşüyor mu?
Kanalın yayın çizgisi, “halkın sesi” mi, yoksa belirli güç merkezlerinin sesi mi?
Cevap bekleyen sorular bunlardır. Çünkü medya, yalnızca iktidarın etkisinden değil, muhalefet içi hizipleşmelerin gölgesinden de uzak kalmalıdır.
Medya Güven Üzerine Kurulur
Halk TV, geçmişte baskılara karşı direnişiyle halkın güvenini kazanmış bir medya organıydı. Ancak şimdi bu güveni zedeleyen bir çizgiye kaymakta.
Bu durum hem kanalın itibarını, hem de medya-izleyici ilişkisini zayıflatır. O nedenle Halk TV yönetimini ve çalışanlarını, bir an önce gazetecilik mesleğinin etik ilkelerine ve tarafsız yayıncılık anlayışına geri dönmeye davet ediyorum.
Çünkü medya, yalnızca ses vermek değil, her sesi duyurmakla yükümlüdür.
Gerçek objektiflik, yalnızca iktidara karşı durmakla değil, yakın durduklarının da karşısında gerektiğinde adil olabilmekle mümkündür.




