Türkiye ağır bir kriz döneminden geçiyor. Demokrasi ayaklar altına alınmış, halkın sesi susturulmuş, işçiler, gençler, kadınlar baskı altında… Böyle bir dönemde CHP’nin her ilçede güçlü, kararlı, halkla iç içe bir örgüt yapısına ihtiyacı var. Tuzla da bu mücadelenin en kritik noktalarından biridir.
Peki, Tuzla’ya nasıl bir ilçe başkanı yakışır?
Kararlı, Bağımsız ve Duruşu Net
Tuzla’ya yakışan başkan; kimsenin adamı olmayan, kimseden icazet almayan, kendi yolunu örgütün ortak iradesiyle çizen kişidir. Ne koltuğu için pazarlık masalarına oturan, ne de talimatla siyaset yapan biri… Bu ilçe, iradesini yalnızca örgütten alan, çıkar ilişkilerine teslim olmayan bir başkanı hak ediyor.
Örgütün Sesi Olan, Şeffaf ve Hesap Verebilir
Kapalı kapılar ardında pazarlık yapan değil; örgütünü dinleyen, kararları ortak akılla alan, her şartta hesap veren, şeffaf bir başkan… Çünkü siyaset halk adına yapılıyorsa, o zaman örgüt de her adımın hesabını sorabilmelidir.
Mücadeleci, Birleştirici ve Demokrat
Tuzla’ya; farklı görüşleri kucaklayabilen, birlikte hareket etmenin gücüne inanan, “örgütlü mücadele olmadan değişim olmaz” diyen bir başkan yakışır. Parti içi demokrasiyi yalnızca söylemde değil, eylemde savunan; üyeleri karar süreçlerine katan, mahallelerden kadın ve gençlik kollarına kadar her kesimi sürece dahil eden bir anlayış şarttır.
Önümüzde Kongre Var, Seçim Sadece Sandık Değildir!
Kongre süreci yalnızca bir sandık yarışı değildir; aynı zamanda Tuzla’nın geleceğini, CHP’nin gücünü, örgütün söz hakkını belirleyecek kritik bir dönemeçtir. Delegeler ve üyeler; daha mücadeleci, daha kararlı, daha örgütlü bir CHP için irade göstermelidir.
Artık koltuk sevdalılarına değil, mücadele sevdalılarına görev verme zamanı gelmiştir. Tuzla’ya yakışan ilçe başkanı; halkın yanında, örgütüyle birlikte yürüyen, cesur, dürüst ve hesap veren bir şahsiyet olmalıdır. Öyle biri de iki yıldır örgütlü mücadeleye önderlik eden bir yoldaşımız vardır.
Saygılarımla…
