CHP 2024 yerel seçimlerinde önemli bir başarı elde etti. Ancak yapısal sınırlar hâlâ mevcut; bir kısım çevrelerde ‘Tarihsel bagaj’ olarak adlandırılan ve muhafazakâr çevrelerde hâlâ bir “duvar” oluşturuyor olması, partinin önünde tarihsel bir görev olarak durmaktadır. Bir önceki yazımda seçmen davranışlarını inceledik. Başarı bu toplumsal yapıdan çıkacak; siyaset bir bilim dalı, atılan her adımın, söylenen her sözün bilimsel-toplumsal dayanağı olmalı; siyaset hem toplumu yenilemeli-değiştirmeli ve hem de kendisi yenilenip değişebilmeli. Soruyu bu pencereden bakarak yanıtlamamız daha faydalı olacaktır.
CHP, daha çok kentsel, orta sınıf ağırlıklı bir tabana hitap ediyor; olması gerektiğinin aksine işçi-emekçi ve tarım-köy kesimleriyle iletişim eksikliği vardır. Kitlesel gösterilerin-mitinglerin propaganda ve iletişim gücü vardır ama tek ve en önemli siyaset aracı değildir; etki gücü konjonktüreldir. En güvenli ve kalıcı yöntem temsil yeteneği ve halkla ilişkisi güçlü, donanımlı kadrolar aracılığıyla saha propaganda-bilgilendirme çalışmasıdır. Ve giderek toplum katmanları arasında ideolojik örgütlenmektir.
Türkiye gibi ülkelerde sol-sosyal demokrat partiler için iktidar yolu, virajlı ve kasislidir; sürücüsünün usta olması gerekir.
İktidar alternatifi olmak için yerel başarı yetmez; ülkemizde yerel başarı siyasette önemli bir etkendir ancak doğrudan genel başarıyı sağlamaz…
İttifak Politikalarının Hayati Rolü:
CHP, Cumhuriyetin ilkeleri zemininde, proğramatik geniş tabanlı, “ilkesel” ittifaklar-iş birlikleri kurabilirse, toplumun daha geniş kesimlerini temsil edebilir ve güvenini kazanabilir.
Özellikle Kürt siyaseti ve milliyetçi-muhafazakâr merkez sağ ile diyalog kurmak, CHP’nin oy oranından bağımsız olarak sistem içindeki ağırlığını artıracaktır.
Geçmişteki “Millet İttifakı” gibi yapılar, taktiksel değil stratejik düzlemde yeniden kurgulanırsa iktidar yolu açılabilir.
AKP Sonrası Sağın Dağılımı:
AKP iktidarı kaybederse dağılabilir, çünkü; lidere bağlılık çok yüksek ama ideolojik tutarlılık düşüktür. Çıkar ilişkileriyle kurulan yerel yapıların, iktidar gücü yitince çözülme ihtimali yüksektir. Merkez sağın Adalet Partisi-Doğru yol Partisi ve Ana Vatan Partisi gibi örnekleri var önümüzde. Ancak Bu çözülme, doğrudan CHP’ye oy akışı anlamına gelmeyebilir. Çünkü; Türkiye’de sağ seçmen ideolojik nedenlerle hemen sola yönelmez, merkezde yeni bir “temiz sağ” yapı arar.
Yeniden Refah, Gelecek, DEVA, İYİ Parti gibi partiler burada devreye girer ancak bu partilerin söylem, kadro ve lider düzeyindeki performansı, dağılacak sağ seçmenin yönünü belirleyecektir.
Atatürk’ün Cumhuriyetinin ilkeleri içinde toplumun her kesimine yer vardır. Bu konuda kafa yormak, akademik zeminde hoş görülü bir örgütlenme modeli geliştirmek gerekir. Özellikle gençleri, eğitim politikalarıyla örgütlenmelerinin önünü açarak; sosyal politikalarla kadınları güçlendirerek; siyasal-sosyal yaşamın içinde var etmek gerekir. Bu bir gelecek inşasıdır, zaman ve sabır gerektirir.
Günümüzde, iç ve dış etkenlerle “Faydacı davranan” Kürt seçmen, aslında Temsil ve kazanım odaklıdır. Yerelde güçlü olan, haklarını tanıyan ve alan açan partiye yönelir. HDP/DEM çizgisinin zayıflaması ya da dışlanması durumunda, seçmen CHP’ye veya daha radikal partilere yönelmezse boykot ya da bağımsız çizgilere yönelebilir.
Ancak, Kürt hareketi içindeki sol eğilimlerin Türk solu ile birleşmesi, sadece seçim sonuçları açısından değil, demokratikleşme ve anayasal dönüşüm açısından da tarihsel bir fırsat yaratabilir.
Stratejik Sonuçlar ve Demokratik Gelecek:
Siyasal sistemin geleceği için şu kritik noktalar öne çıkıyor:
CHP, Cumhuriyetin ilkeleri üzerinde geniş bir merkez inşa etmeli ve ittifakları çoğulculuk ekseninde kurmalı.
Sağda ortaya çıkacak yeni yapılanmalar (örneğin muhafazakâr-demokrat bir merkez sağ) CHP’nin rakibi değil, potansiyel müttefiki olabilir; bu zemin yıpratılmadan korunmalıdır.
Kürt siyasetiyle ilişki güvene ve ilkeler üzerine kurulmalı; faydacı zeminden kalıcı zemine geçilmeli.
Sosyalist sol- Sosyal Demokrat sol dayanışması; Yurtsever Milliyetçi akımlarla, Sol dayanışmanın, stratejik iş birliğinin CHP öncülüğünde programlanıp uygulanması, sadece iktidar değişimi değil, rejimin niteliğinde bir demokratik dönüşümü hızlandırabilir ve kalıcılaştırabilir.




