Cemil DEVECİ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Faşizme Karşı Birleşik Cephe

Faşizme Karşı Birleşik Cephe

Çok şükür, bin şükür Atatürk’ün Cumhuriyetini hallettik demeyenler, demeyecek olanlar NE YAPMALI ?...

Advert
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Cumhuriyet karşıtı/Karşı Devrimci bir ittifakın giderek devletleştiği, devleti tüm kurumlarıyla ele geçirdiği ve büyük ölçüde dönüştürdüğü iddiası; 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin İlanına ‘Kanlı Darbe’; Amerikan elçisi Barrack’ın Türkiye’ye ‘Osmanlı Millet Sistemi’ni uygun görmesi ve önermesi; ’Türk-Kürt-Arap’ ittifakı/Biz bu Cumhuriyeti Türk-Kürt-Arap birlikte kurduk hezeyanı; Ümmet aşkı vb…. Bu cümlelerle ifade edilenler, ifade edilmek istenenler geldiğimiz yeri, ‘Moda deyimle ……… anlatır gibi’ anlatmaktadır.

Çok şükür, bin şükür Atatürk’ün Cumhuriyetini hallettik demeyenler, demeyecek olanlar NE YAPMALI ?…

Bu sorunun yanıtı demokrasi tarihinde var; Georgi Dimitrov’un “Faşizme Karşı Birleşik Cephe” önerisinden yola çıkarak, 1920–1950 dönemindeki otoriter-faşist rejimlerle günümüz otoriter yönetimlerini karşılaştırarak, günümüzde demokratik mücadele yöntemlerine ışık tutmayı amaçladım.

 

Faşizme Karşı Birleşik Mücadele: Tarihten Günümüze Otoriterliğe Direniş:

Georgi Dimitrov’un 1935 yılında Komintern’de sunduğu “Faşizme Karşı Birleşik Cephe” adlı konuşması, sadece kendi döneminin değil, tüm zamanların otoriterliğe karşı en etkili mücadele çağrılarından biridir. Dimitrov, faşizmi sadece bir baskı rejimi değil, aynı zamanda sermaye egemenliğinin en saldırgan biçimi olarak tanımlar. Bugün, 21. yüzyılda, farklı biçimlerde ortaya çıkan otoriter yönetimlerle karşı karşıyayız. Bu yazıda, 1920-1950 arasındaki otoriter-faşist rejimlerle günümüz otoriter eğilimlerini karşılaştırmayı; Türkiye özelinde yaşanan gelişmeleri bu çerçevede ele almayı ve demokratik mücadele yöntemlerine ilişkin tarihsel dersleri değerlendirmeyi ve yeni bir akademik/siyasi tartışma başlatmayı istiyorum.

 

  1. Dimitrov’un Dönemi: 1920–1950 Arası Otoriterliğin Yükselişi:

1920’lerden itibaren Avrupa’da yükselen otoriter rejimler; ‘Mussolini İtalya’sı (1922), Hitler Almanya’sı (1933), Franco İspanya’sı (1939)’, bir yandan parlamenter sistemler tasfiye edilmiş, diğer yandan sendikalar, sol partiler, entelektüel muhalefet bastırılmıştır.

Dimitrov Faşizmi; “Faşizm, en gerici, en şoven, en emperyalist unsurların açık terörcü diktatörlüğü” olarak tanımlar.

Tek parti yönetimi ve lider kültü (Führer, Duce vb.); Medyanın tamamen devlet kontrolüne alınması; Sendika, dernek ve muhalefet partilerinin yasaklanması; Anti-komünizm ve anti-semitizm propagandası; Militarizm ve yayılmacı dış politika. Bu dönemin ortak özellikleridir.

 

Birleşik Cephe Stratejisi:

Dimitrov, solun iç çatışmalarını bir kenara bırakıp işçi sınıfı ve demokratik halk kesimlerini bir araya getirecek Birleşik Cephe politikasını önermektedir. Ona göre, “faşizm tehdidi karşısında sosyal demokrat, komünist, liberal fark etmeksizin tüm halkçı güçler birleşmelidir.”

  1. Günümüz Otoriter Yönetim Biçimleri ve Türkiye:

Bugünün otoriter yönetimleri, ‘Rusya, Macaristan, Hindistan, İran,Türkiye’ gibi ülkelerdeki rejimler; klasik faşizmden farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. “Seçimli otoriterlik” veya “rekabetçi otoriterlik” olarak adlandırılan bu sistemlerde:

Seçimler yapılır ama adil değildir.

Yargı bağımsızlığı zedelenmiş, yürütme gücü yoğunlaşmıştır.

Medya, büyük ölçüde iktidarın kontrolündedir.

Muhalefet partilerine karşı sürekli bir kriminalizasyon politikası güdülür.

Sivil toplum baskı altındadır; ifade ve örgütlenme özgürlüğü daraltılmıştır.

Faşizme Karşı Birleşik Cephe
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin