Memleketimde insanlar tek boyutlu, yaşam kısır döngü olsa da ölümlerde alternatif bol…
Yangında ölürüz, madende ölürüz,
depremde ölürüz, selde ölürüz;
çığ düşer ölürüz, toprak kayar ölürüz;
yanarak ölürüz, donarak ölürüz, boğularak ölürüz;
otelde ölürüz, evde ölürüz;
hapishanede ölürüz;
hastanede zaten ölürüz.
Yolda yürürken ölürüz, garda beklerken ölürüz;
arabada ölürüz, trende ölürüz;
denizde, karada, havada ölürüz.
Suya basar, elektriğe kapılır ölürüz.
Havuzumuzda elektrik çarpar ölürüz.
Asker oluruz, eğitimde susuz kalır ölürüz.
Düğünde zehirlenir ölürüz.
Metan gazından ölürüz; kaçak içkiden ölürüz.
Bir ara sokakta, dayak yiye yiye ölürüz.
Kadınsak, eşimizden ayrılamayız; ayrılırsak, bıçak darbeleriyle ölürüz.
Terörde ölürüz; terör yoksa komşu memlekette savaşarak ölürüz.
Topla, tüfekle, kurşunla, bombayla ölürüz.
Beraber yürüdüklerimiz, tepemize bomba yağdırır; ölürüz.
Bize her şey ölmeye bahane…
Ölmediğimiz zamanlarda ölmüşten beter yaşarız.
Ölmüş de ağlayanı yoklar ülkesindeyiz.
Arabesk şarkı kıvamında, biz doğarken ölmüşüz.
Şarkılar hüzzam makamında; türkülerimiz yanık…
Ölüm üzerine türküler söyler, o türkülerle halay çekeriz.
Azrail çalar, biz oynarız.
Bize ölüm olsun yeter; ölümle dans ederiz.





Hele son cümlen var ki…kalbimi mühürledi