Nafiz ŞAHİN

Pişmanım

Eğitim yetersizliğinden yakındığımız yıllarda henüz mahalle mektebi kıvamında üniversiteler açılmamıştı. Cehalet baş tacı edilmemişti.

Advert
featured
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Yıllar yılı AKP’yi eleştirdim.

Haksızlık ettim, pişmanım!

AKP sayesinde ne çok şey öğrenmişiz, ne çok şeyin değerini anlamışız.

Özgürlüğün olmadığını söylediğimiz yıllarda ne kadar da özgürmüşüz.

‘’Adalet yok’’ dediğimiz yıllarda adalet varmış.

AKP sayesinde anladım.

Atatürk ilke ve devrimlerinin önemini de AKP’den sonra daha iyi kavradık.

Laikliğe sahip çıkılmazsa kutsal inançların siyasetçiler elinde oyuncak olduğunu örneklerle gösterdiler.

Hukuksuzluklardan yakınıyorduk, ‘’Ekonomi kötü’’ diyorduk; hukuksuzluğun ne olduğunu, kötü ekonominin nasıl olduğunu öğrettiler.

Kendimizi fakir zannettiğimiz yıllarda bile zenginmişiz.

AKP yokken siyasetçiler yalan söylüyor zannederdik, o siyasetçilere karşı çok mahcubum.

Demirel’in yeğeni, hayali ihracat yaptı diye yıllarca dilimizden düşmedi. Adamcağız bir de hapis yattı. Dolarları sıfırlayanların, kutu kutu saklayanların, rüşveti saymak için hesap makineleri kullananların yanında rahmetli Yahya Demirel bebek kadar masummuş…

Yıllar yılı basının bağımsız olmadığını söyledik durduk. O yıllarda da gazeteler siyasi farklılıklar yaşardı, bazıları iktidara yalakalık yapardı ama ‘’Yandaş medya’’ diye bir kavram bilmezdik. Öğrettiler.

Toplumun sağcı-solcu diye bölündüğü yıllarda sağcının da solcunun da ilkeleri vardı.

Partizanlığın, liyakatsiz atamanın ne olduğundan habersizmişiz. AKP onu da gösterdi.

Halkı bölüp yönettiklerini zannettiklerimiz bile ‘’Bunlar var ya bunlar’’ diyerek cümleye başlamazdı. Ötekileştirmenin ne demek olduğunu öğrendik.

12 Eylül’ü yapan paşalar vardı. Onlara ‘’faşist’’ derdik. Faşizm için postal ve üniforma gerekmezmiş…

Mutsuz olduğumuzu zannettiğimiz yıllarda ne kadar mutluymuşuz.

Doğanın katledildiğini zannederken, doğa katliamı görmemişiz.

Çocukların geleceğinin çalınmasının nasıl olduğunu da anladık.

Eğitim yetersizliğinden yakındığımız yıllarda henüz mahalle mektebi kıvamında üniversiteler açılmamıştı. Cehalet baş tacı edilmemişti.

Sağlık hizmetlerinin yetersizliğini dile getirdiğimizde sağlığın da ticari sektör olabileceği, hastanelerin ticarethaneye dönüşebileceği hiç aklımıza gelmemişti.

İktidar partileri seçimlerde kendilerine avantaj sağlıyor diye eleştiriyorduk. Kamu görevlilerinin iktidar adına propaganda gezilerine çıktıklarına şahit olduk. Devlet bütçesinden seçim harcamaları yapılabildiğini de öğrendik.

O yıllarda ‘’Elindekinin değerini bilmeyen, kaybettiğinde anlar’’ sözüne anlam veremezdik. Anlamını kavradık, değerli iktidarımız sayesinde kaybettiklerimizin değerini anladık.

Tüm bunları anlamamızı sağlayan iktidarımıza minnettarım.

Pişmanım
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin