Remzi UYSAL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Almanya’daki Türk İzleri: Tarihin Derinliklerinden Günümüze

Almanya’daki Türk İzleri: Tarihin Derinliklerinden Günümüze

Türklerin Almanya’ya olan tarihi yolculuğu, misafir işçi statüsüyle değil, savaş esirleri olarak başlamıştır.

Advert
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Türklerin Almanya’ya olan tarihi yolculuğu, misafir işçi statüsüyle değil, savaş esirleri olarak başlamıştır. Günümüzden yaklaşık 750 yıl önce, IX. Haçlı Seferi sırasında, Halep yakınlarında gerçekleşen savaşta Selçuklu subayları Haçlılar tarafından esir alındı. Beyrut, Kıbrıs ve Cenova üzerinden Almanya’ya, Baden-Württemberg eyaletine getirilen bu esirler, dönemin en kıymetli savaş ganimetleri arasında kabul edildi.

 

Selçuklu Subayları ve Almanya’daki İlk Türkler

Savaş esirleri arasında yer alan subaylar, özellikle at yetiştiriciliğindeki uzmanlıkları nedeniyle Almanya’da büyük ilgi gördü. O dönemde savaşlarda at, bugünün tankı kadar önemliydi. Bu esirler arasında yer alan Mehmet Sadık Selim, Almanya’da tarihi bir figür haline geldi.

Bir sağlık subayı olan Sadık Selim, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ordusunda görev aldı ve yıllar süren hizmetin ardından özgürlüğüne kavuşarak Baden-Württemberg eyaletine yerleşti. Zamanla bölge halkı tarafından sevilen bir isim haline gelen Selim’e, yöresinde “Sultan” lakabı verildi. Bu lakap daha sonra “Soldan” olarak değişti ve ailesi Almanya’da Soldan soyadıyla yaşamını sürdürdü.

Göthe’nin Soyu Türk Mü?

Sadık Selim’in torunlarının Hessen eyaletinde uzun yıllar yaşadığı biliniyor. Tarihçiler, Alman filozof Goethe’nin annesinin kökeninin bu aileye uzandığını öne sürüyor. Bu iddia, Prof. Robert Sommer ve Dr. Latif Çelik gibi tarihçiler tarafından araştırılmış olup, Soldan Holding’in başkanı Felix Soldan tarafından da dile getirilmiştir.

 

Osmanlı Esirleri ve Alman Topraklarında Türk İzleri

1529 ile 1683 yılları arasında gerçekleşen Viyana kuşatmaları sonrasında binlerce Osmanlı askeri ve subayı Almanya’ya esir olarak getirildi. Yalnızca erkekler değil, Osmanlı’nın zayıfladığı dönemlerde çok sayıda Türk kadını ve genç kız da esir alınarak kiliselerde vaftiz edildi, ardından saray hizmetinde çalıştırıldı.

Tarihçi Dr. Latif Çelik’in kilise arşivlerindeki araştırmalarına göre, 100 kadar Türk kadınının kimliği tespit edilmiş, Alman Tarihçiler Birliği Başkanı Prof. Dr. Hartmut Heller ise 700’ün üzerinde esir Türk kadın hakkında belgeler elde etmiştir.

Türk Kahvesi Almanya’ya Böyle Geldi!

  1. Viyana Kuşatması sonrasında Osmanlı esirlerinden biri olan Karakoyunlu Mehmet Sadullah Paşa, 1697 yılında Würzburg’da Dom Kilisesi önünde bir halının üzerine oturarak Almanlara Türk kahvesini tanıttı. Acı bulanlar için “Gel, sana şeker de veririm, kahveye şerbet de katarım” diyerek kahvenin tadını hafifletmeye çalıştı. Bu tarihten itibaren Almanya ve Avusturya’da kahve kültürü yaygınlaşmaya başladı.

Almanya’daki Türk izleri, yalnızca misafir işçi olarak gelen Türklerle değil, yüzyıllar öncesine dayanan tarihî bağlarla şekillendi. Bugün Baden-Württemberg ve Hessen eyaletlerinde Soldan soyadını taşıyan pek çok akademisyen, iş insanı ve bilim insanı yaşamaktadır. Bu derin tarihi bağlar, Türklerin Almanya’daki varlığının yalnızca son birkaç yüzyıla değil, köklü bir geçmişe dayandığını gösteriyor.

Almanya’daki Türk İzleri ve Kültürel Etkileşim

Türklerin Almanya’daki varlığı, yalnızca tarihsel bağlarla değil, aynı zamanda kültürel etkilerle de şekillenmiştir. Örneğin, Türk Kahvesi’ne ilk alışanların öncelikle Alman kadınları olması ilginçtir. Bugün Würzburg’daki Katolik Kilisesi arşivlerinde, Osmanlı esiri Mehmet Sadullah Paşa’nın halı üzerinde oturan bir resmi bulunmaktadır.

Haydn, Mozart, Beethoven gibi dünyaca ünlü müzik ustalarının Türk müziğinden etkilendikleri bilinir. Bu konuda uluslararası platformlarda tezler sunan Türk besteci ve müzisyenler olmuştur. Schleswig-Holstein Müzik Festivali, Almanya’nın en büyük müzik organizasyonlarından biri olarak her yıl Lübeck’te açılıp, Lübeck MuK Halle’de sonlanmaktadır. Festivalin 40. yılı kutlamalarında Türk piyanist Fazıl Say ve müzik metropolü İstanbul merkezde yer alacaktır.

Türk Kökenli Soldan Ailesi ve Almanya’daki Türk İş Dünyası

Almanya’da ne zaman bir eczaneye girilse, raflarda görülen Em Eukal şekeri, Türk kökenli Soldan ailesine ait Soldan Holding tarafından üretilmektedir. Dr. Latif Çelik, Soldan ailesi ile ilgili yaptığı araştırmalarda, Türklerin Almanya’daki gizli kalmış tarihini gözler önüne sermektedir. 2003 yılında Felix Soldan ile yapılan bir söyleşide, Soldan ailesinin kökeninin XIII. yüzyıldaki Türk esirlerine kadar uzandığı ortaya çıkmıştır.

Bugün Almanya’da yaklaşık 3 milyonun üzerinde Türkiye kökenli insan yaşamaktadır. 2 Mayıs 2024 tarihinde güncellenen “Doğum Yeri ve Vatandaşlık Durumu” verilerine göre, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının sayısı 1.548.095 olup, bunların 372.720’si Almanya doğumlu, 1.175.370’i ise Almanya dışında doğmuştur.

Türkiye kökenli iş dünyası da Almanya’da önemli bir yer tutmaktadır:

  • Almanya’da 80 binin üzerinde Türk kökenli iş yeri bulunmaktadır.
  • Bu işletmeler 330 bin kişiye istihdam sağlamaktadır.
  • Yıllık toplam ciroları 35 milyar Euro’ya ulaşmaktadır.

Bugün Lübeck kentinde 8.500 dolayında Türkiye kökenli insan yaşamaktadır. Lübeck’te Türkler, restoran, kasap, market, berber, butik, kahvehane, seyahat acentesi gibi 50’nin üzerinde iş yeri işletmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1936’da çıkardığı Medeni Kanun ile Türk kadınına eşit haklar tanıyarak çalışma ve ticaret yapma hakkı vermiştir. İşte bugün, Lübeck’te bu hakkı kullanarak başarılı bir işletme sahibi olan Türk kadınları da vardır.

Türkiye ve Almanya Arasındaki Tarihsel Bağlar

Türklerin Almanya’daki izleri yalnızca iş dünyasında değil, diplomasi ve sosyal ilişkilerde de önemli yer tutmaktadır:

  • Schwetzingen Saray Bahçesi’nde 1779 yılında bir cami inşa edilmiştir.
  • 1961’de Almanya’ya misafir işçi olarak gelen Türkler, 1965 yılında Schwetzingen’deki bu camide bayram namazı kılmıştır.
  • Osmanlı Prusya ilişkileri, 1763 yılında Berlin’de ilk Türk Büyükelçiliği açılarak resmiyet kazanmıştır.
  • 1763 yılında Resmi Efendi, Osmanlı Devleti’ni Berlin’de temsilen göreve başlamıştır.

Ayrıca Markus Krischer, 1683’te Viyana’da esir düşen Babadağlı Yeniçeri Mahmut’un hayatını incelemiş ve bu konuda bir kitap yayınlamıştır. Tıpta büyük iz bırakan isimler arasında Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin gibi önemli Türk bilim insanları da yer almaktadır.

Önemli Konferans: “Türkiye’de Alman İzleri”

TÜRGEM Derneği, 12 Kasım 2015 tarihinde Lübeck Yüksek Halk Okulu‘nda düzenlediği konferansın ardından, Türkiye-Almanya ilişkileri hakkında yeni bir etkinlik planladı.

📅 20 Kasım 2025 Perşembe günü, Lübeck Belediye Sarayı’nın tarihi Audienzsaal salonunda 🎤 Lübeck Valisi Henning Schumann’ın destekleriyle “Türkiye’de Alman İzleri” konulu bir konferans düzenlenecek.

Bu etkinlik, iki ülke arasındaki kültürel ve tarihi bağları ele alacak önemli bir organizasyon olarak öne çıkıyor. Şimdiden tüm katılımcıları bu konferansa davet ediyorum ve beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Remzi UYSAL TÜRGEM Yönetim Kurulu Başkanı

 

Almanya’daki Türk İzleri: Tarihin Derinliklerinden Günümüze
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin