Remzi UYSAL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. İslam Dünyası ve Cin Fikirli Batı!

İslam Dünyası ve Cin Fikirli Batı!

Kazakistan’ın, Doğu ve Ortadoğu coğrafyasına örnek olacak şekilde 30 yıllık görevinden — görevini oğul ya da damadına bırakmak yerine — kendi isteğiyle çekilen Devlet Başkanı Nursultan NAZARBAYEV’in “Araplaştırılan İslâm Dünyası” üzerine söylediklerini okuyunca, konu üzerine aşağıdaki notu kaleme alma gereği duymuştum.

Advert
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Kazakistan’ın, Doğu ve Ortadoğu coğrafyasına örnek olacak şekilde 30 yıllık görevinden — görevini oğul ya da damadına bırakmak yerine — kendi isteğiyle çekilen Devlet Başkanı Nursultan NAZARBAYEV’in “Araplaştırılan İslâm Dünyası” üzerine söylediklerini okuyunca, konu üzerine aşağıdaki notu kaleme alma gereği duymuştum.

Özellikle Batı dünyası, İslâm’a Haçlı Seferleri’nden bu yana duyduğu nefreti hiçbir zaman yitirmemiştir. İslâm’ın yozlaştırılması, Müslüman dünyasının bağnazlaştırılarak Arap kültürünün etkisi altına alınması ve orada tutulması için her türlü ayrılıkçı ve gerici hareket desteklenmektedir.

Bunları örnekleyebiliriz de: Türkiye’nin, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) döneminden itibaren tam üyelik başvurusu yaptığı Avrupa Birliği’ne hâlen alınmamış olmasını gerekçelendiren Türk dünürü, Eski Federal Şansölye Helmut KOHL, bu durumu açıkça “AB bir Hristiyan kulübüdür” diyerek ifade etmiştir.

Boşnaklar ise, Avrupa’nın kalbindeki Bosna-Hersek coğrafyasında 15. yüzyılda tanıştıkları İslâm’ı sentezleyerek, inançlarını oldukça hoşgörülü ve liberal bir anlayış içinde — Türkiye’ye de büyük yakınlık duyarak — yaşamaktaydılar.

Ancak, sonlanmamış Haçlı Seferleri’nin devamı niteliğindeki Batı saldırganlığı, 93 Harbi (1876-1877) ile Osmanlı’yı Batı Balkanlar’dan, Balkan Harbi (1912-1913) ile Ön Balkanlar’dan sürerken, savaş tarihinin kaydetmediği ölçüde büyük bir soykırım da yaşanmıştır. Yine de bu, Batı’yı tatmin etmemiş olacak ki, 20. yüzyılın son çeyreğinde, 1992-1996 yılları arasında, Türk ve İslâm kültürünün son izlerini Orta Avrupa’dan tamamen silebilmek için Boşnaklar üzerinde en vahşi ve insanlık dışı şiddeti uygulamış ya da uygulatmıştır.

İber Yarımadası’nda 8 yüzyıl boyunca hüküm süren ve bugün dahi Batı dünyasının kullandığı pek çok bilimsel temelin üreticisi olan Endülüs Emevileri’nin İspanya’dan sadece sürülmeyip, yok edilmeleri de tarihin belleğinden hâlâ silinmemiştir.

Tito’nun dağılmasından sonra, Yugoslavya’nın parçalanmasıyla başlayan savaş yıllarında Bosna-Hersek’in Devlet Başkanı olan Aliya İZZETBEGOVİÇ’in “Ey Türk’ün evladı…” diye başlayan meşhur söylevi, Batı’nın hem İslâm’a hem de Osmanlı sonrası Türk kültürüne karşı Avrupa’nın ortasında hâlâ süregelen nefretini açıkça ortaya koymuş, büyük bir uyarı niteliği taşımıştır.

İslâm dünyasını yönetenler ise, halklarını kendi keyiflerine göre yönetebilmek için inancı bağnazlaştırmakta, halkı ilimden, bilimden ve teknolojiden uzaklaştırmakta; böylelikle Arap kültürünün ülkelerinde daha da kökleşmesine zemin hazırlamaktadırlar.

İşte “cin fikirli” Batı dünyası da burada yeniden devreye girmektedir.

Dünya ham madde rezervlerinin %85’inin üzerinde oturan bu İslâm ülkelerini daha kolay yönetebilmek ve çıkar çarkını döndürebilmek için, Batı dünyası; “tek adam” ya da “aile yönetimi” anlayışının daha kolay kontrol edilebilir olduğuna kanaat getirerek, bu yapıları desteklemektedir. Böylece, sözde bağımsız ama fiilen yarı sömürge durumuna düşürülmüş bu devletler ve toplulukların yönetimleri Batı’nın lehine çalışır hâle getirilmiştir.

Ve işte günümüzdeki İslâm dünyasının perişan hâli de ortadadır!

Bu sömürü düzeninden kurtulmanın tek yolu; bilim ve teknolojinin inancın gerisinde değil, önünde yer almasını sağlamaktır.

Remzi UYSAL
Lübeck, 03.06.2019

İslam Dünyası ve Cin Fikirli Batı!
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin