Bugün dünyada yaşanan krizlerin merkezinde yalnızca ekonomik çöküntü ya da çevresel yıkım yok; aynı zamanda derinleşen toplumsal eşitsizlikler ve cinsiyet temelli adaletsizlikler de var. Sermaye, doğayı olduğu kadar insanı da sömürmeye devam ederken, dayanışma temelli bir toplumsal düzen ihtiyacı her zamankinden daha yakıcı hale geliyor. İşte tam bu noktada, Mor Yeşil Kamucu Ekonomi bir alternatif olarak yükseliyor.
Bu anlayışın üç temel sütunu var: eşitlik, kamuculuk ve ekolojik adalet. Ancak bu ilkeler yalnızca ekonomik ölçekte değil; toplumsal cinsiyet, emek, çevre ve demokrasi alanlarında da somut bir dönüşümü hedefliyor.
Mor: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Rengi
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yalnızca kadınların değil, tüm toplumun özgürlüğünü zincirleyen bir olgudur. Kadın emeği görünmez kılındıkça, bakım yükü kadının sırtına bindikçe ve karar mekanizmaları erkek egemenliğinde kaldıkça, hiçbir eşitlik projesi gerçek anlamda hayat bulamaz.
Mor ekonomi, bu nedenle sadece kadınların istihdamına değil, emeğin tüm biçimlerinin yeniden değer kazanmasına odaklanır. Ücretsiz ev emeğinin görünür kılınması, kadınların ve LGBTİ+ bireylerin üretim süreçlerinde ve yerel yönetimlerde eşit temsil edilmesi, adil ücret politikaları ve bakım ekonomisinin kamusallaştırılması, bu yaklaşımın temel hedeflerindendir.
Yeşil: Ekolojik Dönüşüm ve Yaşam Hakkı
Kapitalist büyüme modeli, doğayı sermaye birikiminin aracı haline getirdi. Ormanların yok edilmesi, tarımın endüstrileşmesi, suyun ticarileştirilmesi… Tüm bunlar yalnızca çevre sorunları değil, aynı zamanda sınıfsal sorunlardır. Çünkü doğanın tahribatının bedelini en ağır biçimde yoksullar, kadınlar ve emeğiyle geçinenler ödüyor.
Yeşil ekonomi, bu nedenle üretimin doğa ile uyum içinde yeniden örgütlenmesini savunur. Yenilenebilir enerji yatırımları, kooperatif temelli üretim ağları, yerel gıda zincirleri ve ekolojik planlama anlayışı, kamucu bir iktisadın ekolojik temellerini oluşturur.
Kamucu Ekonomi: Dayanışmanın Gücü
Kamu, yalnızca bir idari mekanizma değil, halkın ortak yaşam alanıdır. Kamucu ekonomi, neoliberalizmin “her şeyi piyasaya devretme” anlayışını reddeder. Sağlık, eğitim, barınma, ulaşım, enerji gibi temel hizmetlerin kar değil, hak temelinde örgütlenmesi gerekir.
Mor Yeşil Kamucu Ekonomi bu noktada üretim araçlarının toplumsal mülkiyetini, demokratik planlamayı ve yerel katılımı esas alır. Eşitlik, yalnızca gelir dağılımında değil; karar alma süreçlerinde, temsil alanlarında ve yaşamın tüm katmanlarında sağlanmalıdır.
İnsan Hakları ve Demokrasi: Eşitliğin Teminatı
Hiçbir ekonomik model, insan haklarıyla desteklenmeden gerçek bir adalet sistemi yaratamaz. Bu yüzden Mor Yeşil Kamucu anlayış, her yerde — evde, işte, sokakta, üniversitede, belediyede — insan haklarını savunur.
Hak ihlallerine karşı sessiz kalmak, eşitsizlikleri yeniden üretmektir. Oysa insan hakları, insanın varoluşunun temelidir.
Sonuç: Eşitliğin Mor Yeşil Ufku
Farklılıklarımızı zenginlik olarak gören, doğayla uyumlu üretimi temel alan, kadınların ve tüm ezilenlerin özgürleştiği bir toplum… Bu hedef, yalnızca bir ütopya değil; geleceğin somut programıdır.
Mor Yeşil Kamucu Ekonomi, özgürlükle eşitliğin, doğayla insanın, kadınla erkeğin, halkla kamu iradesinin yeniden buluştuğu yeni bir toplumsal sözleşmenin adıdır.




yüreğine, beynine sağlık. Kalemine bin teşekkürler. Tamda benim ciğerimin seslenmissiniz. MOR-YESIL-KAMUCU EKONOMIYI O KADAR HUZEL IZah etmissiniz. sanki kendi kalemimden cikmis gibi. düşün yoldasligi böyle bitseydi olsa gerek.
yüreğine, beynine sağlık. Kalemine bin teşekkürler. Tamda benim ciğerimin seslenmissiniz. MOR-YESIL-KAMUCU EKONOMIYI O KADAR HUZEL IZah etmissiniz. sanki kendi kalemimden cikmis gibi. düşün yoldasligi böyle bitseydi olsa gerek.