CHP’nin kongre sürecinde Beşiktaş İlçe Kongresi, partideki en çarpıcı kırılmalardan birine sahne oldu. Belediye Başkanı Rıza Akpolat, önce il delegeleri listesine alınmadı. Özgür Özel’in devreye girerek “listeye yazın” ricasıyla son anda dahil edildi. Fakat sandıkta yaşanan tablo ibretlikti: 420 oyun yalnızca 125’i Akpolat’a çıktı, delegelerin büyük bölümü onu reddetti. Üstelik 80’e yakın delege, Akpolat’ın adını çizip yerine Aziz İhsan Aktaş yazması, yalnızca kişisel bir tepki değil, tabanın “temiz siyaset” talebini yüksek sesle dile getirmesidir.
Bu manzara, kişisel bir çekişmenin ötesinde, CHP örgütünden Genel Merkez’e gönderilen çok güçlü bir mesajdır. O mesajın özü şudur:
“Biz uyumuyoruz. Biz örgütüz. Aklanıp gelmeden, temizlenmeden, halkın vicdanında kabul görmeden siyaset yapamazsınız.”
Delegelerin İsyanı: Aklanma Talebi
Beşiktaş kulislerinde en çok duyulan cümle, “Rıza aklanıp gelmeden neden hâlâ aday oluyor?” oldu. Bu çıkış, partililerin vicdanındaki çürüme kaygısının en saf ifadesidir. Halkın güvenini yitirmiş bir ismin, sırf Genel Merkez istedi diye yeniden aday gösterilmesi kabul edilmedi.
Bu tablo aynı zamanda şunu da gösterdi: CHP’nin tabanı, artık yalnızca yukarıdan gelen talimatlarla hareket eden edilgen bir kitle değil. Tam tersine, sorgulayan, itiraz eden ve gerektiğinde kendi genel başkanına dahi “hayır” diyebilen bir örgüt gücü var.
Özgür Özel İçin İlk Sınav
Özgür Özel, genel başkanlığa gelirken “temiz siyaset, yeni bir sayfa” sözü verdi. Beşiktaş’ta yaşananlar, bu sözlerin samimiyet testine dönüştü. Çünkü delegeler, Özel’in ricasına rağmen kendi vicdanlarını dinlediler.
Buradaki mesaj açıktır:
“Biz senin sözünü değil, halkın sesini dinleriz. Bizim irademizi yok sayarak yol alamazsın.”
Eğer Özel bu uyarıyı doğru okursa, CHP’yi yeniden halkın vicdanıyla barıştırabilir. Ama bu mesajı görmezden gelirse, tabanla arasına duvar örülür ve o duvar, bir gün onun da önünü keser.
İstanbul’da Dengeler
Beşiktaş’taki bu hezimet, İstanbul’un diğer ilçelerine de yansıyacaktır. Çünkü örgütler birbiriyle bağlantılıdır. Bugün Beşiktaş’ta yükselen “temiz aday” talebi, yarın Şişli’de, Kadıköy’de, Sarıyer’de de yankılanacaktır.
Yerel seçimler yaklaşırken bu tablo, CHP için hem tehlike hem fırsattır. Tehlike, tabanın uyarılarını hiçe sayıp tartışmalı isimlerle yola çıkmaktır. Fırsat ise bu uyarıları ciddiye alıp halkın vicdanında karşılığı olan adaylarla seçimlere girmektir.
Sonuç
Beşiktaş’ta sandıktan çıkan sonuç bir yenilgi değil, bir uyarıdır. CHP’nin örgütü diyor ki:
“Temizlenmeden, hesap vermeden, halkın güvenini almadan kimseye biat etmeyiz. Biz tabanız, biz vicdanız, biz örgütüz. Sizden güçlü değiliz belki ama siz bizsiz hiçsiniz.”
Beşiktaş’tan yükselen bu ses, aslında tüm CHP’nin geleceğini belirleyecek bir yol ayrımıdır.



