Tuzla’da CHP, 32 yıl aradan sonra “Umutlu Gelecek” sloganıyla büyük bir zafere imza attığında ilçede siyasetin dengeleri değişmişti. Eren Ali Bingöl’ün seçilmesi, yalnız CHP’liler için değil; Tuzla’da demokrasi, şeffaflık ve liyakat isteyen geniş kesimler için de güçlü bir heyecan yaratmıştı.
Ancak aradan geçen iki yılın sonunda, o heyecanın yerini giderek büyüyen bir rahatsızlık, hatta güvensizlik duygusu almış durumda.
CHP tabanında sorulan temel soru ise şu:
“Eren Ali Bingöl, yönünü nereye çevirdi?”
Liyakat Söylemi, Eş-Dost Gerçeğiyle Çatışıyor
CHP’nin temel vaadi olan “liyakat” kavramı, Tuzla’da şimdilik kâğıt üzerinde kalmış görünüyor.
Belediye içinde yapılan atamaların ve yeni işe alımların büyük bölümünün eş, dost, akraba ve yakın ekip üzerinden yürütüldüğü iddiaları CHP tabanında ciddi kırılma yaratmış durumda.
İki yıl boyunca “partiye uzak, kişiye yakın” bir kadrolaşma olduğu konuşulurken, son atamalar bu tartışmayı daha da alevlendirdi.
CHP Tabanı Yok Sayıldı: AKP Döneminin İsimleri Yeniden Görevde
Eren Ali Bingöl’ün son iki kritik adımı, yalnızca tabanı değil, örgütün kendisini de şaşkına çevirdi:
1) Dilek Güven’in Yeniden Atanması
“Parti kimliği neden yok sayılıyor?” sorularını gündeme taşıdı.
CHP tabanı bu kararı, “AKP’ye yakın kadrolarla çalışma tercihi” olarak okuyor.
2) Harun Oğuzhan’ın Başkan Yardımcılığına Getirilmesi
Dr. Şadi Yazıcı döneminde Basın Danışmanlığı yapan ve TUZ-YAP’ta müdürlük görevinde bulunan Harun Oğuzhan’ın başkan yardımcılığına alınması ise tartışmayı bambaşka bir noktaya taşıdı.
Bu hamle sonrasında örgütte yüksek sesle şu soru soruluyor:
“Eren Ali Bingöl, pusulayı şaşırdı da rotayı AKP’ye mi çevirdi?”
Belediyede İşçi Statüsü Krizi
Belediyeye yeni alınan çalışanların kadroya geçirilmemesi ve işçi statüsünde bırakılması da ayrı bir tepki konusu.
Seçim döneminde verilen sözlerle uyumlu olmayan bu uygulama, çalışanlar arasında güvensizliği artırdığı gibi, CHP’nin sosyal belediyecilik iddiasıyla da çelişiyor.
Örgüt Sessiz: Sessizlik Bir Strateji mi, Kriz mi?
CHP Tuzla İlçe Başkanı Hasan Ulvi Zengin, üst kurul olmasına rağmen sessizliğini koruyor.
Aynı şekilde belediye meclis üyeleri de halk tarafından seçilmiş olmalarına karşın derin bir sessizliğe gömülmüş durumda.
Bu durum, örgütte şu eleştirilerin yayılmasına neden oluyor:
- “Örgüt iradesi devre dışı bırakıldı.”
- “Belediye tek kişinin karar mekanizmasına döndü.”
- “CHP’liler dışarıda, AKP döneminin kadroları içeride.”
CHP tabanı bu sessizliği onay değil, rahatsızlığın üstünü örtme çabası olarak yorumluyor.
Tuzla’da Soru Şu: Umutlu Gelecek mi, Kararan Umutlar mı?
Eren Ali Bingöl, göreve gelirken Tuzla’ya yeni bir soluk, yeni bir yönetim kültürü ve yeni bir siyasi çizgi vaat etmişti.
Ancak bugün gelinen noktada bu vaatlerin büyük kısmının zedelendiği görülüyor.
CHP’nin iç dinamiklerinin dışlandığı, liyakat ilkesinin erozyona uğradığı ve AKP döneminin kadrolarına yeniden alan açıldığı yönündeki algı, yalnız tabanı değil, geniş seçmen gruplarını da rahatsız ediyor.
Sonuç: CHP Tuzla’da Pusula Yeniden Ayarlanmak Zorunda
Bugün CHP Tuzla örgütü, geçmişte kazandığı zaferin sevincini değil, yönetim tarzının yarattığı siyasi ve örgütsel kırılmayı konuşuyor.
Bu kırılmanın toparlanması için belediyenin acilen:
- şeffaflık,
- liyakat,
- örgütle uyumlu çalışma,
- kadrolarda parti kimliği ve halk iradesine saygı ilkelerine geri dönmesi gerekiyor.
Aksi halde “Umutlu Gelecek” sloganı, sadece bir kampanya hatırası olarak kalacak.



