Getting your Trinity Audio player ready... |
“Türkiye Akdeniz’de de Ege’de, Karadeniz’de hakkı olanı alacaktır” diyen Erdoğan, “Bunun için siyasi, ekonomik, askeri bakımdan ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Muhataplarımızı kendilerine çeki düzen vermelerine, mahvolmalarına yol açacak yanlışlardan uzan durmaya davet ediyoruz. Türkiye’nin artık sabrı sınanacak, kararlılığı, imkanları ve cesareti test edilecek bir ülke olmadığını herkesin görmesini istiyoruz. Yaparız diyorsak yaparız ve bedelini de öderiz. Varsa bedel ödeme pahasına karşımıza çıkmak isteyen buyursun gelsin. Yoksa çekilsinler önümüzden biz kendi işimize bakalım” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
Akşam yemeğinde misafirlerimizle, sanatçılarımız, öğrencilerimizle bir araya geldik.
Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, hem Malazgirt Zaferi’ne, hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de gençlerimize emanet edeceğimiz bir eser olarak ortaya çıktı. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu tip programları Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde her fırsatta tekrarlayacağız. Bugün de Malazgirt Milli Parklar miting alanında sizlerle birlikteyiz.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Milli Parkımızın bitişiğindeki 120 bin dönüm alana traktörle, Sultan Alparslan’ın 442 metreye 275 metre çapında büyük bir silüetini kazıdı.
Geleceğe bıraktığımız her eseri bu topraklara vurduğumuz kutlu birer mühür olarak görüyoruz.
Bu coğrafya hem bizim hem insanlık için kutlu bir coğrafyadır. Biz ecdadımızın izinden gidiyoruz.
Günlerden Cuma’ydı. O gün tüm İslam diyarlarında Müslümanların zaferi için dua ediliyordu. Kefen niyetine beyaz bir elbise giyen Sultan Alparslan, hücumu başlattı. Kısa sürede Bizans ordusu bozguna uğratıldı. Gün batarken, Türk ordusu Malazgirt’te büyük bir zafer başlatmıştı. Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden bu büyük zaferin ardından, şehir şehir, köy köy Anadolu’nun fethi gerçekleşti.
Malazgirt Ovası’ndan başlayıp, yani buradan başlayıp, Ege ve Marmara kıyılarına kadar ilerleyen ecdadımız, fethettiği bu toprakları vatan edindi. Çünkü bizim medeniyetimizde fethetmek, işgal etmek değildir. Fethetmek, Allah’ın emrettiği adaleti o belgede hakim kılmaktır.
Tüm milletlere, Ermeni ve Süryanilere karşı acımasız bir asimilasyon politikası uygulayan Bizans zulmü bu fetih ile sona ermiştir.
Her zaman dediğimiz gibi asıl olan gönülleri kazanmaktır.
Biz de ecdadımızın izinden giderek ülkemizi ve ayak bastığımız her yeri imar ederek, adaleti tesis ederek, hak ve hukuku hakim kılarak, gelecek nesillere emanet etmenin gayreti içindeyiz. Bizler milletçe kenetlendiğimiz dönemlerde büyük zaferler kazandık. 1071’de yaşananlara baktığınızda yine bu kaidenin bir tezahürünü görüyoruz.