Getting your Trinity Audio player ready... |
Haber: Atilla YÜCEAK
Divan başkanı olarak oy birliği ile TMMOB İKK Sekreteri ve makine mühendisleri odası önceki dönem başkanı Murat Kürekçi seçildi.
Kongreye katılanlar arasında:
EMEP MYK üyesi ve genel başkan yardımcısı Arzu Erkan
TMMOB İKK Sekreteri ve Makine Mühendisleri Odası başkanı Mehmet Ali ELMA.
Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu şube başkanı Ayda Işık SEVİM,
SES Kocaeli şube başkanı Murat HARATA,
DEM Parti Kocaeli İl Emek Komisyonu sözcüsü ve önceki dönem AKD başkanı Ali BUĞDACI,
Eğitim İş şube başkanı Ersin Tolga Başbay,
Görsen derneği yönetim kurulu üyesi ve AKD üyesi Hüseyin Akbal,
Veli Der başkanı Ayşe IRMAK ve Kocaeli’nde ki Emek Ve Demokrasi Platformu bileşenleri STK temsilcilerinin olduğu dikkat çekti.
Yapılan saygı duruşu sonrası Divan başkanı kısa bir konuşma yaptı.
Divan başkanı şu görüşlerini dile getirdi:
‘Tarihten günümüze İskilipli Atıf Hocalara kadar oralardan Maraş katliamlarına, Sivas katliamlarına, Yozgat katliamlarına, Muğla Ortaca’daki katliamlara kadar oralardan yine 93’teki Sivas, 95’teki Gezi ve bütün mazlumlara yapılmış olan bütün katliamlara kadar
Alevilerin Kızılbaşların ve Bektaşilerin gerçek anlamda sistem tarafından hedefe konulduğu, asimile edilmeye çalışıldığı, yok sayılmaya çalışıldığı, yok edilmeye çalışıldığı bir gerçek
Bu bağlamda bu düzenden nasibini alan sadece Alevi anlayışı, Alevi hareket değil, Aleviler gibi diğer bütün mazlumlar, Kürtler, Ermeniler beraberinde baktığınız zaman ezilen herkes işçi sınıfı dahil olmak üzere,
Aleviler bütün mücadelenin bir parçası, dolayısıyla dayanışmayı, birliği her zamankinden çok daha fazla yükseltmesi gereken bir kesimi ifade etmekte.
Alevilerin dünden bugüne, bugünden yarına temsil ettiği anlayış her zaman mazurların, mazlumların, yok sayılanların yanında olmuştur.
Bu Genel Kurulun da buna hizmet etmesini temenni ediyorum. Başarılı bir Genel Kurul geçilmesini ifade etmek istiyorum.
Ben öncelikle bu Genel Kurulun ertelenmiş olan geçen hafta 2 Kasım 2024 Cumartesi günü yapılan çoğunluklu birinci toplantıda yeterli çoğunluğu sağlamaması nedeniyle ertelenen toplantı olduğunu söylemek istiyorum.
Bu toplantıda çoğunluk aranmaksızın.
Seçimler yapılacaktır.
İlk açılış konuşmasını pozitif ayrımcılık yaparak kadın arkadaşlara veriyorum.
İlk olarak EMEP MYK üyesi ve genel başkan yardımcısı Arzu Erkan’a daha sonra Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu şube başkanı Ayda Işık SEVİM’e söz vereceğim.” diyerek Arzu ERKAN’ı kürsüye davet etti.”
Kürsüye gelen Erkan düşüncelerini şöyle ifade etti;
“Alevi Kültür Derneğinin 14. olağan genel kurulunu saygıyla selamlıyorum.
Alevi Kultür derneği Kocaeli Şubesinin kentimiz ve kentimizde ki demokrasi mücadelesi
açısından da Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesi açısından da son
derece önemli ve kıymetli olduğunu düşünüyorum.
Bizim geride bıraktığımız herhalde iki yılda bu kentte başta 2 Temmuz, Madımak
katliamı anma etkinliklere de dahil olmak üzere her türlü baskı ve
zor karşısında yan yana gelme iradesini göstermiş bir şube.
Aynı zamanda tek başına böyle de değil tabii ki.
Bütün bu etkinliklerde Emek Ve Demokrasi güçlerinin diğer bireşenleriyle de yan yana
omuz omuza olmaktan birlikte davranmaktan imtina etmemiş bir şube.
Ama bence başka bir özelliği daha var.
Yani siyasi iktidar onun anti demokratik uygulamaları karşısında mücadelenin yanı
sıra aynı zamanda bu kentte yerel yönetimlerde Cem evlerinin ibadethane
statüsünün elde edilmesinin mücadelesinde de başat bir olayın adı.
Ben bu açıdan da Kocaeli Şube’yi ve onun bütün yöneticilerini ve
birleşenlerinin üyelerini kutluyorum.
Önemli diye düşünüyorum.
Bu hakkı elde etmenin kendisiyle, mücadelenin kendisi bile benden önce
Murat Harata Başkan’ın da ifade ettiği zor günler geçiriyoruz bu ülkede.
Sadece ekonomik zorluklardan da söz etmiyorum.
Yani ekonomik zorun yanı sıra aynı zamanda siyasal politik zorla da karşı karşıyayız.
Çünkü sadece yoksullaşmıyoruz.
Aynı zamanda geride bıraktığımız herhalde 15 günde yaşananlar bu memlekette
nereye gidiyoruz sorusunun bütün toplumsal kesimler tarafından sorgulandığı bir dönem oldu.
Bir sabah Esenyurt’la uyandık CHP’li belediyeye kayyum atanmıştı.
Hemen ardından Mardin, Batman, Halveti belediyelerine kayyumlar atandı.
Dolayısıyla da geldiğimiz tablo aslında şöyle bir tablo.
Bir taraftan bizi yoksullaştıranlar aynı zamanda bu yoksulluğun 2025 bütçesiyle,
orta vadeli programla, 12. kalkınma programıyla artarak devam edeceğini söylerken
bize şunu da söylüyorlar;
Demokratik hak ve özgürlükleri dün olduğundan daha geride elde edeceksiniz.
Üzerinizdeki baskıyı zoru arttıracağız.
Seçme ve seçilme hakkınız tümüyle ortadan kaldırılacak.
Dolayısıyla iradenizi de gasp edeceğiz.
Şimdi bütün bu saldırganlık karşısında konuşmamın başında söylediğim bir şey vardı;
Kocaeli şube emek ve demokrasi güçleriyle ortak mücadele ve başarılı rol almıştır.
Şimdi önümüzdeki dönem bu zor karşısında da sadece iktisadi talepler de değil,
aynı zamanda demokratik hak ve özgürlüklerin elde edilmesi açısından da çok daha geniş birlikteliğe, ortak bir mücadeleye ihtiyacımız var.
Ben inanıyorum ki 14.
olağan genel kurul bu demokrasi mücadelesinin genişlemesi açısından da üzerine düşecek
görevi yerine getirecektir.
Başarılar diliyorum.
Hep birlikte omuz omuza demokratik özgür bir ülkeyi inşa edeceğimize inanarak saygılar sunuyorum…” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Ardından kürsüye gelen Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu şube başkanı Ayda Işık SEVİM konuşmasında şunları söyledi;
“Merhaba sevgili canlar.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.
İktidarın toplumu , yaşamın her alanının karanlığa
götürüldüğü bir dönem içerisinden geçiyoruz.
Tabii ki ben eğitim açısından birşeyler söyleyeceğim.
Şu an eğitimde iktidarın kendi belirlediği, kendi hedefleri doğrultusunda hem
öğrenci yaratma hem de öğretmen yaratma peşinde birçok ÇEDES ve benzeri protokollerle eğitim sistemi de maalesef
talan ediyor.
Biz ÇEDES ve benzer protokollere yönelik bertaraf etme çalışmalarını Alevi Kültür Derneği’nin de katkılarıyla beraber sürdürüyoruz.
Bir çok yere beraber gidiyoruz. Bundan dolayı da kendilerine
yürekten, içten teşekkür ediyorum. Topluma ve eğitime
baktığımız da laik, demokratik ana dilinde bir eğitim olmaktan
çok sadece belirli inancın belirli bir dinin üzerinden
yapılan bir eğitim sistemi olduğunu görüyoruz. İşte bunu zorunlu din dersi
seçmeli din dersleriyle görüyoruz.
Ya da okulumuzda
sınıf olmadığı için mecburen şu dersi açtık dediklerin
de görüyoruz.
Ve bunun için dilekçe verildiğinde insanların nasıl ötekileştirildiğini, nasıl
ayrıştırıldığını sanki bir düşmanmış gibi
sunulduğunu görüyoruz.
ÇEDES’e karşı yürüttüğümüz mücadelede Alevi Kültür Derneği ile omuz omuza olmak bizleri mutlu etmekte ve emekleri için çok teşekkür ediyorum.
Genel kurulu saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Başarılar diliyorum.” dedikten sonra konuşmasını tamamlayarak kürsüden ayrıldı.
Divan başkanı Murat Kürekçi
Devamında TMMOB İKK Sekreteri ve Makine Mühendisleri Odası başkanı Mehmet Ali ELMA’yı konuşmalarını yapması için kürsüye davet etti.
Başkan Elma şu konuşmasında şu görüşlere yer verdi;
“Elma
Merhaba sevgili canlar, dost kurum temsilcileri!
Daha çok bir arada, birlikte olmaz zorundayız.
İyi günler beklemiyor bizi.
Birbirimize gereksinim duymaktayız.
Hatta bundan sonra daha fazla birbirimize ihtiyacımız var.
Özellikle tüm kurumların kuruluşların özellikle
demokrasiden, emekten yana mücadele eden bütün
kurumların ve özellikle eşit yurttaşlık ilkesini savunan
bütün örgütlerin bir arada olması gerektiğini düşünüyoruz
Geçmişte de birlikte savunmuş olduğumuz bu mücadelenin bundan sonraki süreçlerden de devam edeceğini ve bugünkü
özellikle 14. olağan genel kurulu saygı ve sevgi
ve dostlukla selamlarken bundan sonraki süreçte de özellikle
Alevi hareketinde de ön açıcı, ışık tutucu ve özellikle
mücadelenin daha da büyütüleceği ve birlikte bir arada olabileceğimiz süreçlerin ön açıcı bir sürece yol açacağını
umut ediyorum.
Divanı, genel kurulu,
hepinizi saygı, sevgi ve dostlukla
selamlıyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Divan başkanı Murat Kürekçi
Konuşmasını yapması için DEM parti Kocaeli il Emek Komisyonu sözcüsü ve Önceki dönem AKD başkanı Ali BUĞDACI’yı kürsüye davet etti.
Ali BUĞDACI konuşmasına şu sözler ile başladı;
“Arkadaşlar merhaba.
Ben biliyorsunuz Alevilerin olduğu her toplantıda söze şöyle başlıyorum .
“Dinimiz sevgidir, Kabemiz insan. Kırklar Ceminde eşittir her can,
bizim için birdir gavur, Müslüman.
Anadolu’muzun Alevi’siyim.
Ben Kızılbaş’ı daha çok severim açıkçası.
Yani Anadolu’nun Alevi’sinin özünde Kızılbaş’ını daha çok önde tutarım.
Misafir değilim ben burada açıkçası, eski başkanlardanım.
Söz almak istedim biraz torpil yaptım kendim.
Doğruyu siz isterseniz bu salona giderken müthiş bir aydınlığı gördüm.
Yani yıllardır ben Alevi Kültür Derneklerinin bütün toplantılarına katılıyorum.
Bu kadar genç ve genç kalan insanları ayrı tutuyorum.
Bu kadar yeni insanları görmek ne güzel. Gerçekten çok mutluyum ve bahtiyarım.
Bu yüzden ben çalışmaya devam edeceğim sizinle.
Alevilerde de bu düzenle işbirliği yapan kuruluşlar vardır.
Alevi Kültür Dernekleri ise Hüseyinî Duruş dediğimiz,
bugünü daha iyi anlatan bir yaklaşım var.
Hüseyinî Duruş direnenlerden, etekilerden, ezilenlerden, yok sayılanlardan.
Kadin olur, çocuk olur, Ermeni olur, Kürt olur hiç fark etmez.
Önemli olan ötekilerden yana olmayı bir çizgide barındırmamız çok önemli.
Uzatmayacağım:
Bir defa özellikle altını çizmek istediğim bir konu var.
Hepimizin önünde, konuklarımızın önünde de söylemek istediğim bir konu var.
92’de bu dernekten kurulduğu andan itibaren fedakarca gece günümüz çalışan ve sürekli gelen
iki üç arkadaşım var burada.
Onların önünde saygıyla eğiliyorum.
Gülizar Hanım, Hüseyin Akbal ve Hüseyin ağabeyim.
Yani bu süreçte her toplantıda onları gördüm.
Bu arkadaşlarım hep var, ben görüyorum.
Bu derneğe sahip çıkan arkadaşlar.
Alevi toplumuyla ilgili bir şey söyleyeyim.
Ben de tabii duygulanıyorum.
Ve şunu unutmayın arkadaşlar.
Alanda olacaksınız.
Ben bu topluma hizmet etmiş eski başkan, eski bir yönetici olarak “Eski” sözcüğünü ben kullanmaya başladım.
Sizden gerçekten bir ağabeyiniz, yoldaşınız, yol arkadaşınız ve Kızılbaş olarak
rica ediyorum.
Bu gençler alanda olmalı.
Çarğılan her toplantıda olmalısınız, direnişte olmalısınız.
Bu bence çok önemli.
Aleviler için çok önemli.
Alevilerin de altındaki toprak kayıyor arkadaşlar.
O yüzden üçüncü bir düşüncem var.
Aleviliği bilgisizce savunmak, aleviliğe yapılacak en büyük kötülüktür.
Onu da ifade edeyim.
Birol Sağlam başkan bu konuda gerçekten yol gösterecek donanıma sahip.
Son bir sözüm ve şunu söyleyeyim.
“İşiniz zor, Monteclus’un bir sözü vardır biliyorsunuz.
Adaletin olmadığı yerde ahlak yoktur.”
Bu kadar ahlaksız bir yapı, yani saymaya başlasam bir 10 dakika sürer.
İşte Narin cilayeti, 9 aylık bebeğe istismarı.
Ya da 8.000 TL için öldürülen bebeklerin olduğu bir toplumda, kirlenmeden mücadele edeceksiniz.
Bu insanlara karşı mücadele edeceksiniz, bu size güç verir.
Sizinle birlikte olmaktan, sizinle birlikte yol yürüyeceğimden dolayı herhalde gençleşeceğim.
Sizleri seviyorum.
Kendinize iyi bakın.
Demokratik kurumlar;
Arzu, Ayda hocam, Murat hocam, Ayşe başkan karşımda.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Arkanızdan yeni gençler geliyor.
Sizlerle birlikte yürüyecekler.
Genel Arkadaşlar merhaba.
Ben biliyorsunuz Alevilerin olduğu her toplantıda söze şöyle başlıyorum .
“Dinimiz sevgidir Kabemiz insan. Kırklare ceminde eşittir her can,
bizim için birdir gavur, Müslüman.
Anadolu’muzun Alevi’siyim.
Ben Kızılbaş’ı daha çok severim açıkçası.
Yani Anadolu’nun Alevi’sinin özünde Kızılbaş’ını daha çok önde tutarım.
Misafir değilim ben burada açıkçası, eski başkanlardanım.
Söz almak istedim biraz torpil yaptım kendim.
Doğruyu siz isterseniz bu salona giderken müthiş bir aydınlığı gördüm.
Yani yıllardır ben Alevi Kültür Derneklerinin bütün toplantılarına katılıyorum.
Bu kadar genç ve genç kalan insanları ayrı tutuyorum.
Bu kadar yeni insanları görmek ne güzel. Gerçekten çok mutluyum ve bahtiyarım.
Bu yüzden ben çalışmaya devam edeceğim sizinle.
Alevilerde de bu düzenle işbirliği yapan kuruluşlar vardır.
Alevi Kültür Dernekleri ise Hüseyinî Duruş dediğimiz,
bugünü daha iyi anlatan bir yaklaşım var.
Hüseyinî Duruş direnenlerden, etekilerden, ezilenlerden, yok sayılanlardan.
Kadin olur, çocuk olur, Ermeni olur, Kürt olur hiç fark etmez.
Önemli olan ötekilerden yana olmayı bir çizgide barındırmamız çok önemli.
Uzatmayacağım:
Bir defa özellikle altını çizmek istediğim bir konu var.
Hepimizin önünde, konuklarımızın önünde de söylemek istediğim bir konu var.
92’de bu dernekten kurulduğu andan itibaren fedakarca gece günümüz çalışan ve sürekli gelen
iki üç arkadaşım var burada.
Onların önünde saygıyla eğiliyorum.
Gülizar Hanım, Hüseyin Akbal ve Hüseyin ağabeyim.
Yani bu süreçte her toplantıda onları gördüm.
Bu arkadaşlarım hep var, ben görüyorum.
Bu derneğe sahip çıkan arkadaşlar.
Alevi toplumuyla ilgili bir şey söyleyeyim.
Ben de tabii duygulanıyorum.
Ve şunu unutmayın arkadaşlar.
Alanda olacaksınız.
Ben bu topluma hizmet etmiş eski başkan, eski bir yönetici olarak “Eski” sözcüğünü ben kullanmaya başladım.
Sizden gerçekten bir ağabeyiniz, yoldaşınız, yol arkadaşınız ve Kızılbaş olarak
rica ediyorum.
Bu gençler alanda olmalı.
Çarğılan her toplantıda olmalısınız, direnişte olmalısınız.
Bu bence çok önemli.
Aleviler için çok önemli.
Alevilerin de altındaki toprak kayıyor arkadaşlar.
O yüzden üçüncü bir düşüncem var.
Aleviliği bilgisizce savunmak, aleviliğe yapılacak en büyük kötülüktür.
Onu da ifade edeyim.
Birol Sağlam başkan bu konuda gerçekten yol gösterecek donanıma sahip.
Son bir sözüm ve şunu söyleyeyim.
“İşiniz zor, Monteclus’un bir sözü vardır biliyorsunuz.
Adaletin olmadığı yerde ahlak yoktur.”
Bu kadar ahlaksız bir yapı, yani saymaya başlasam bir 10 dakika sürer.
İşte Narin cinayeti, 9 aylık bebeğe istismarı.
Ya da 8.000 TL için öldürülen bebeklerin olduğu bir toplumda, kirlenmeden mücadele edeceksiniz.
Bu insanlara karşı mücadele edeceksiniz, bu size güç verir.
Sizinle birlikte olmaktan, sizinle birlikte yol yürüyeceğimden dolayı herhalde gençleşeceğim.
Sizleri seviyorum.
Kendinize iyi bakın.
Demokratik kurumlar;
Arzu, Ayda hocam, Murat hocam, Ayşe başkan karşımda.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Arkanızdan yeni gençler geliyor.
Sizlerle birlikte yürüyecekler.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum.
Sağ olun var olun. saygıyla selamlıyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum.
Sağ olun var olun…“diyerek konuşmasını sonlandırdı.
AKD genel başkan yardımcısı ve Kocaeli şube başkanı Birol Sağlam’a söz veren divan başkanı alkışlar arasında kürsüye davet etti;
Kürsüye gelen başkan Sağlam konuşmasında görüşlerini şöyle dile getirdi;
“Merhaba canlar.
Genel kurula raporuumuzu sunduk.
Benden önceki başkanlarıma öncelikle duygu dolu konuşmaları için Ali Buğdacı abime çok teşekkür ederim. Arzu Erkan başkanıma bir kez daha duygu ve
düşünceleri için bir önceki konuşmacı hatip şube
başkanlarına da teşekkür ediyorum.
Gerçekten de şunu görmüş
oldu ki Alevi hareketi içerisinde bir genç
kardeşiniz olarak genç yoldaşlarıyla birlikte bu yolda
hizmet etmeye gayret gösterdik.
En azından bunun meyvesini
belki yedi dakikalık bir sunuma sığdıramadık ama
daha da fazla yaptığımız işler var, icraatlar var.
Birkaç
tanesinden bahsetmek istiyorum değerli canlar.
Şimdi bizim için bu süreçte en önemli bu dönem içerisinde en azından
bahsetmem gereken konulardan bir tanesi Cem Evlerinin yasal
statüsünün İzmit Belediye meclisinde kabul edilmiş
olması.
Değerli canlar biz bu çalışmayı iki bin yirmi iki
yılında başlatmıştık.
Yine Tabloda görmüş olduğunuz gibi
Cemevi ziyaretlerimizin yani sık sık yaptığımız görmüş olduğunuz cemevi ziyaretlerimizin nedeni buydu.
Örgütlü mücadeleyi az
önce de Murat Kürekçi Başkan’ın ifade ettiği gibi birleşik bir mücadelenin aynı çatı altında verilecek mücadelenin daha güçlü olacağının bilinciyle tüm Cem evilerimizi ziyaret ettik. Kurumlarımızı,
baromuzu,
eğitim kurumlarımızı tek tek ziyaret ettik.
Bu mücadeleyi bu
düşünceyi örgütlemek adına. Eee tabii AKP ve MHP oylarıyla ilk gündeme gelmesi, yani bizim önerimizle gündeme geldikten sonra tabii reddedildi biliyorsunuz.
Daha sonrasında biz bu çalışmaları bırakmadık.
Yine örgütlenme çalışmalarımıza, mahalle toplantılarımıza,
gençlik toplantılarımıza devam ettik.
Şuna inanıyoruz çünkü, evet Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin alacağı kararla
bu yasal statüe elbette daha da anlam kazanacaktır ama
yerelde de yine İzmit Belediyesi başta olmak üzere
diğer ilçe belediyelerimiz ya da Türkiye’nin birçok ilçe
belediyesinde alınacak olan kararlar şu anlamıyla
değerlidir.
Yerelden başlayacak bu örgütlenmenin ayağını bizler başlatabilirsek genel merkezde
en azından yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin alınacak
karara da bir emsal teşkil edeceğini düşüncesiyle bu
çalışmaları yapıyoruz.
Neden?
Çünkü şöyle en büyük
sahallardan bir tanesi şu değerli canlar yani işte tabanda bir sıkıntı var.
“Bizler Cem evlerinin ibadethane statüsünü kabul edersek işte diğer ibadethanelerle aynı
statüde olacağı ve bu da toplumda bir infal yaratacağı
anlaşılamayacağı” görüşü hakim.
Keza öyle bir şey yok.
Işte İzmit Belediyesi’nde bu doğru karar alındı.
Yani mahalle müşterek sınırlar içerisinde İzmit’te yaşayan tüm
vatandaşlarımızın hizmetini karşılayabilmek adına belediyemiz
böyle bir karar aldı.
Zaten yaptığı hizmeti yasal bir
dayanak olarak en azından 5393’e göre hizmetini yapmaya devam ediyor.
Yani bir sıkıntı yok.
Vatandaşta bir problem yok. Asıl temel sorun şu ki sınıfsal bir sorun var tabii ki bunun altında yatan bu sorun
içerisinde bir stratejik olarak şu an hakim iktidarın uygulamış olduğu bir asimilasyon politikası var.
Dolayısıyla bu politikayla birlikte yerelde de bunu
başaramayacağımızı düşünüyorlardı ama şimdi görüyoruzki 2024 yerel seçimlerden sonra birçok
belediye çoğunluğu kazandığı için Türkiye’de bu kararları
alıyor. Ben bu kararları alan tüm belediye başkanları
başta olmak üzere meclislerine selam gönderiyorum.
Çok teşekkür ediyor çünkü bu örgütlü mücadelemizin vücut
bulması için bu kararlara da ihtiyacımız vardı ve az
önce de ziyaretlerimizin aslında altında yatan uzun
bir süre gördüğünüz Cemheve Ziyaretleri programının altında
yatan gerçek budur.
Bu anlamıyla da bu mücadeleye
destek veren tüm yoldaşlara da teşekkür
ediyorum.
Diğer bir konumuz ÇEDES. Eğitim kurumlarımız
burada.
Az önce Eğitim İş sendikası baskanı da konuştu burada. Eğitim Sen şubesi başkanı Ayda Işık SEVİM ‘de konuştu. Ben teşekkür ediyorum bu konuya önem verdikleri ve eğildikleri için çünkü
geleceğimizi ilgilendiren bir durum.
ÇEDES çevreme duyarlayın adı altında ismi güzel bulunmuş ama içi boş
tamamen eğitimi geciliştirerek dinselleştirerek boş atan bir süreç yaşıyoruz. ÇEDES sürecine sahip çıkmamız gerekiyor.
Bizler başta İzmir sonra
İstanbul’u Ankara’da olmak üzere birçok eylem etkinlik
ve miting yaptık.
Meydanlara çıktık.
Eğitim İş’te,
Eğitim Sen ve diğer eğitim kurumlarımızda ve
sosyal demokrat, emek demokrasi birleşenlerinin paydaşları ve
siyasi partilerimizin desteğiyle bu mücadelemizi
sürdürüyoruz.
ÇEDES öyle üzerinde iki dakika konuşup
geçirecek bir konu değil.
Çok önemli bir konu,
çok detaylı bir konu. dolayısıyla nereden başlayalım?
Evimizden başlarız, çocuğumuzdan başlarız, sizden rica
ediyoru çocuğumuzu okula gönderirken kardeşinize,
yeğeninizle çocuğunuz yoksa onu takip etmenizi okulda
zorunlu din derslerine maruz kalarak eğitiminin
dinselleştirilmesinin önüne geçilmesi adında bu mücadeleye
katkı koymanızı rica ediyoruz özellikle.
Bu da çok önemli
konularımızdan bir tanesi. Diğer yandan değerli dostlar
evet Alevi hareketi içerisinde bizler olabildiğince
yıllardır tarihimizde Alevilerin bu kadim coğrafyada yaşamış olduğu birçok katliam var. Birçok eziyet var ama tabii biz o eziyet ve katliamlardan güçlenerek çıkıyoruz değerli dostlar.
Biliyoruz ki;
Yine
küllerimizden doğarak çıkıyoruz.
Ne Sivaslar ne
Maraşlar ne de Kerbele’den bu yana bütün katliamlar bizleri
güçlendiriyor.
Bize oradan aldığımız Hüseyin’in duruşu
gösteren Kerbele’den bu yana aldığımız güçle bu mücadeleyi
devam ettiriyoruz.
Bizler de o mücadeleyi az önce de Ali Buğdaycı abim bahsettiği gibi onlardan el aldık.
Bizden önceki
başkanlarımız bayrağı bize devretti. Bizler de elimizden
gelince bu bayrağı uçta yükseğe taşıtarak diğer
arkadaşlarımıza, genç kardeşlerimize, yoldaşlarımıza
devretmeyi ve mücadeleyi de destek olmaya devam etmeyi
planlıyoruz.
Şimdi Alevi hareketi içerisinde Türkiye’de de aynı zamanda genel merkez yönetiminde görev alıyorum.
Bölgeleri geziyoruz şunu görüyoruz;
Yani baskı zulüm artarak devam ediyor.
Alevler sadece Alevi
sorunlarıyla ilgilenen bir kurum değil.
Bir kamu kurumu değil. Ya bir kurum değil.
Dolayısıyla aslında kamusal
hizmetleri yerine getiren bir kurum olarak da görev yapıyor.
Yani bizim cem evlerimiz. Mahallelerde kurduğumuz lokmalarımızla, aşlarımızla kurulan o cem evlerimizde
bir bireyin topluma hazırlanmadan, topluma daha
başlamadan önce o Cem evlerinden eğitim aldığını
unutmayalım.
Yani onlar aslında kamu olarak, kamu hizmeti
olarak görev yapan kuruluşlardır bizim için.
Çünkü görüyoruz ki şu anda kamu da Aleviler tasfiye
ediliyor, fişleniyor.
Hatta Aleviler demeyelim buna sosyal
demokratlar kalbi soldan atan, emekten yana mücadele eden
ilerici, devrimci tüm yurttaşlarımız fişleniyor.
dolayısıyla bizler öncelikle Cem evlerimizde bir bireyimizin
canlarımızın topluma kazandırılması, onun eğitimden
sağlığa, kültüründen kültürel faaliyetlerinden,
sanatsal faaliyetlerine kadar ilgilendi ve buna yer
açtığı hizmetlerini sunduğu bizim için bir kamusal hizmet
verdiği alanlardır.
Bu vesileyle de Cem evlerimize de Cem
evlerimizde hizmet yürütülen tüm canlarımız,
Kongrenize katılan tüm canlarımıza da ayrıca çok
teşekkür ediyorum.” diyer alkışlar arasında konuşmasını sonlandırdı.
Daha sonra son konuşmacı SES Kocaeli şube başkanı Murat HARATA Divan başkanı Murat Kürekçi tarafından kürsüye davet edildi.
Konuşmasına salonu selamlayarak başlayan başkan HARATA şöyle konuştu;
“Sevgili Alevi ve Bektaşi Kültür Demekleri,
Federasyonu Koceli Şubesinin Genel Kurulu katıldığınızda hepinizi
öncelikle SES Koceli Şubesi adına, arkasından da KES Koceli Şubeler Plahtorum adına selamlıyorum.
Genel kurulu başarılar diliyorum.
Bir şekilde belki duymuşsunuzdur.
Şu an ülkemizin gündemine işgal eden kondardan bir tane sizler bildiğiniz gibi
2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu mediste görüşülüyor.
Bu 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunun içerisinde aynetlerine baktığımız zaman
diğer çiçlerinin ürünlüklük olduğu sünni inat kesiminin haricinde
bu bütçede hiçbir kaynak yok.
Bu bütçede eğitim ve yatırım yok.
Bu bütçede çocuklarımız okula aç gidiyor.
Çocuklarımıza en az günde bir öğün sağlıklı yemek talebimiz yok.
Bu bütçede kadın yok, bu bütçede çevre yok, bu bütçede gençler yok.
Öğrencilerimiz üniversite kazanıyor, bir emekle üniversite kazanıyor,
il dışına gidiyorlar.
Barınacakları yeri yok, beslenecekleri paraları yok.
Dolayısıyla bu bütçeden toplumun çok ciddi bir kesiminin herhangi bir talebinin
karşılığının olmadığını gördüğümüz için
Konfederasyonumuzun almış olduğu 30 Kasım’da
bu bütçede dair taleplerimizi ifade etmek için
kentimizden de Ankara’ya bu mitingi omuz vermeye,
oradaki ülkenin farklı farklı yerlerinden yalan çoban ateşlerini büyütmeye,
omuz omuzu olmaya sesimizi birleştirmeye gideceğiz.
Buradaki toplumun da katkı vereceğini biliyorum.
Şimdi katkı veren katılımlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.
Bir başka konu, az önce de ifade ettiğim gibi arkadaşlar,
bütçede karşılığı olmayan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi temel kamu hizmetlerinin
hizmetlerini, mesela eğitimi, tarikatlara, sağlığı Allah’a havale ettikleri bir ortamda da karşı karşıyayız.
Bütün bu olumsuzluklara karşı mücadeleyi birleştirmek,
omuz omuzu olmak için bu kentlerde defalarca bir araya geldik.
Bundan sonra da yereceğiz.
Az önce de ifade ettiğim gibi ülkenin farklı farklı yerlerinde yalan çoban ateşlerini
büyüttük, bir araya gelmek, sesimize ses olmak için omuz omuza vereceğimize olan duygularımla
omuz omuza vereceğimize inanıyorum.
Bu ana kadar ki kendimizdeki Alevi etkinliklerine emek veren,
bedel ödeyen arkadaşlarımı kutluyor, tebrik ediyorum.
Bundan sonra yönetimde görev alacak olan arkadaşlarımı başarılar diliyorum.
Nice hep birlikte omuz omuza olmaya diyor.
Hepinize saygılar sunuyorum.”
Tüm konuşmalar tamamlandıktan sonra kapanış konuşması için AKD genel başkan yardımcısı ve Kocaeli şube başkanı Birol Sağlam son konuşmasını yapmak için Divan başkanı Kürekçi tarafından yeniden kürsüye davet edildi.
Başkan Birol Sağlam son konuşmasında şunları dile getirdi:
“Katılım sağlayan tüm kurum temsilcilerine ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum.
Toparlamak adına kısa bir konuşma bakamından şunları söyleyeyim.
Şimdi bizler gerçekten de birleştirici olmak adına Alevi
mücadelesi, eşit yurttaşlık temelinde verdiğiniz bu hak
mücadelesinde birleştirici bir rol üstlenmek adına zaten
tüm kurumlarımızı tek tek ziyaret ediyoruz.
Herkesi sürecin içine çekerek bu mücadelenin birlikte yürütülmesi gerektiği
inancıyla her geçen gün bu mücadele hattını ilmek ilmek örerek devam ediyoruz.
Ancak burada az önce de sizlerinde ifade etmiş olduğu gibi sorun mahallelerimizde. Çünkü bu işin temeli sokaklarda, mahallelerde, meydanlarda
mahallelerimizde ki üyelerimizin, canlarımızın biraz da bu hareketi kucaklaması gerekiyor.
Biraz daha Alevi sorunlarına,
ezilenlerin sorunlarına eğilmesi gerekiyor.
Mahallelerimizde bulunan kurumlarımızı biraz daha
sürecin içine sizlerle birlikte hep beraber çekmemiz gerekiyor.
Bunu başarabilirsek burada bahsettiğimiz sorunlardan
bahsettik.
Bu sorunların çözümüyle ilgili bir adım değil on adım atmış oluyoruz.
Önceliğimiz bu alanda. Yine
Ayşe IRMAK Başkan da ifade etti.
ÇEDES önemli bir sorun olarak hep birlikte mücadele ediyoruz.
Önümüzdeki süreçte de bu
mücadeleyi büyüterek ikram edeceğiz. Eğitim İş, Veli Der,
Eğitim Sen’le diğer eğitim kurumlarımıza birlikte.
Bu süreç de yine rolü üstlenerek öncü olarak
elimizden gelen her şeyi vermeye hazırız.
Bunu da ifade etmekte fayda görüyorum.
Tüm katılımcı kurum ve yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Çünkü bu hareket
içerisinde bu Alevi hareketi içerisinde,
bu mücadele içerisinde her zaman bizlere omuzdaş oldular.
Kurum olarak
gerek bireysel olarak gerek temsil ettikleri kurumlar adına
her zaman bizlere omuzdaş oldular.
Yani 2 Temmuz Sivas katliamını anmak için burada barikatta yürüyüş için mücadele ederken ben sürekli Emek Ve
Demokrasi birleşenlerin içerisinde yer alan ismini
az önce zikrettiğim tüm dostlarım ve yoldaşlarıma
omuzdaş oldukları için teşekkür ederim.
Sadece Sivas
katliamı değil, Maraş katliamına da aynı şey yaşıyoruz.
ÇEDES, Kadına şiddet eylemlerinde de aynı
şekilde birlikte yaşıyoruz. Olabildiğince biz tüm eylemlerde sahada olmaya
gayret gösteriyoruz.
Bu gayreti gösterirken de bizimle birlikte olan bu canlarımız hemen sizlerin nezdinde çok teşekkür ediyorum.
Tekrar ifade etmek istiyorum. Evet yeni bir
yönetim seçildi.
Genç bir yönetim seçildi. Özellikle gençleşmek adına özellikle gençleşmek adına bir
süreç başlattık.
Aslında bakarsınız ben göreve ilk başladığımda 2015 de üniversitede bir örgütlenme
alanı vardı. Güzel bir üniversite komisyonu kurmuştuk.
Burs sistemiyle burada derneği bir süre açıp
kapatıyorduk ve çalışmalarımızı daha aktif
şekilde gerçekleştirme imkanı buluyorduk ama siz de
takdir edersiniz ki bizler gücünü üyelerden alan kurumlarız.
Üyelerimizin varlığı ile güçlenen kurumlarız. 2021 yılından daha sonrasında bakıma zorlandık.
2021 yılında pandemi sürecini yaşadık. Bu pandemi süreci tabii bizim kurumumuzla birlikte tüm
kurumları etkiledi ister istemez.
Ondan sonraki
süreçte tabii başkanım da ifade ettiği gibi yani bir
araya gelmekle toplanmakta uzunca bir süre sıkıntı
yaşadık ama bu yeni kurduğumuz yönetimle birlikte
gücümüzü irademizi kuruluşumuzdaki o inançla
devam ettireceğiz.
Bu kadim coğrafyada bu inanç Dedelerimiz, Pirlerimiz, analarımız, ocak sahiplerimiz
sayesinde buraya kadar geldi. Bizler de onlardan aldığımız
referans ile bu bayrağı bir adım öteye götürmeye gayret
etmeye çalışacağız;
Genç kardeşlerimizle birlikte.
Devletin bu asimilasyoncu politikasına karşı bizden
direnmeye mücadele etmeye tekrar devam edeceğiz.
Çünkü ocak sistemiyle günümüze kadar gelmiş Dede
Talip ilişkisiyle ilk referansıyla kaynağı ile
birlikte günümüze kadar gelmiş bu inancı bu kadim inancı ayakta tutmak hepimizin borcu.
Ben tekrar bu duygu düşüncelerimle
on dördüncü olan genel kurulumuza katılan tüm
canlarımızla, tüm kurum başkanlarımızla temsilcilerine
ve yönetim kurullarına ve Divan Kurulu Başkanı’nın
nezdinde de Divan Kurulu üyelerine çok teşekkür ediyorum.
Yeni
seçilen arkadaşlarımızla birlikte güzel işler yapmaya
mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.
Hepinize sağlıklı bir yaşam diliyorum, saygı sevgilerimizi sunuyorum.” dedikten sonra konuşmalar tamamlandı.
Divan başkanı Murat Kürekçi tarafından seçimlere geçildi.
Yeni seçilen yönetim kurulu ilk toplantısını yaparak görev dağılımı için kendi arasında seçimleri yapacakları bildirilirdikten genel kurul sonlandırdı.
Tıklayıp videonun tümünü izleyelim mi!
…
Bir koltuğuga iki karpuz sığmaz. Değişim beklerdim.