|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Haber: Atilla YÜCEAK
Kocaeli Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Hande Özok, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında Baro Kadın Hakları Merkezi yöneticileriyle birlikte bilgilendirici bildiri dağıtarak farkındalık çalışması gerçekleştirdi.
Sokak TV’ye konuşan Özok, Türkiye’de kadınların yaşamın her alanında büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurguladı.
“Kadın olmak bıçak sırtında yürümek demek”
“Bugün Türkiye’de kadın olmak nedir?” sorusuyla başlayan söyleşide Özok, kadınların işte, evde ve sosyal yaşamda büyük yükler taşıdığını belirterek şöyle konuştu:
“Kadın olmak, bıçak sırtında yürümek aslında. Hem işte hem evde hem sosyal hayatta kadın olmak; çoğu zaman her şeyi üstlenmek demek.”
2025 verilerine göre şüpheli kadın ölümleri ve kadın cinayetlerinin hâlâ çok yüksek olduğunu söyleyen Özok, durumun vahametine dikkat çekti.
“Sorunların temelinde eğitim eksikliği var”
Kadına yönelik şiddetin en temel nedenlerinden birinin eğitim eksikliği olduğunu söyleyen Özok şu ifadeleri kullandı:
“Eğitim ailede başlamalı, okulda devam etmeli. Kadınların haklarını bilmesi kadar erkeklerin de kadınların haklarını bilmesi gerekiyor.”
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kâğıt üzerinde var gibi görünse de uygulamada ciddi eksikler bulunduğunu belirten Özok, Baro’nun bu alanda yoğun çaba gösterdiğini söyledi:
“İster 1 kadın olsun ister 10 kadın olsun… Her yerde kadınlara haklarını anlatmak için seferberiz. Çünkü inanılır gibi değil ama hâlâ birçok kadın şiddete uğradığında nereye başvuracağını bilmiyor.”
KADES uyarısı: “Her kadının telefonunda olmalı”
Şiddet anında en hızlı müdahaleyi sağlayan araçlardan birinin KADES uygulaması olduğunu belirten Özok, her kadına mutlaka uygulamayı indirmeleri çağrısında bulundu:
“KADES’e basıldığı anda en geç 3-4 dakika içinde polis ya da jandarma geliyor. Bu, 112 veya 150’ye ulaşmaktan çok daha hızlı. ‘Benim başıma gelmez’ demeden herkes bu uygulamayı indirmeli.”
“İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak erkeklere cesaret verdi”
Özok, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin toplumsal etkileri üzerine yöneltilen soruya ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“İstanbul Sözleşmesi kadını koruyan en kapsamlı metindi. Sözleşmeden çıkılması, maalesef şiddet uygulayan erkeklerde ‘nasıl olsa bir yaptırımı yok’ düşüncesiyle bir cesaret artışına yol açtı. Biz hukukçular olarak bu boşluğu sahada çok net hissediyoruz.”
“Kadına yönelik şiddet politik değil, insani bir meseledir”
Son olarak tüm kurumların koordineli çalışması gerektiğini belirten Özok, kadına yönelik şiddetin asla siyaset üstü bir mesele olduğunun altını çizdi:
“Kadına yönelik şiddet politikanın değil insanlığın konusudur. Biz baro olarak sahadayız, çalışıyoruz ama bu mücadelede toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu var.”
