|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Haber: Atilla YÜCEAK
Halkla Kurulan Bağdan 12 Eylül’e, Dünden Bugüne Bir Muhasebe…
78 kuşağının ve DEV-YOL hareketinin önemli isimlerinden Ahmet Yücel Çiftçi, Kurmaysız Dövüşen Devrimciler adlı kitabının tanıtımı kapsamında Kadıköy Zeki Göker Kültür Merkezi’nde okurlarıyla buluştu. Özellikle Kars–Ardahan–Artvin hattında 1970’li yılların mücadelesini yaşamış çok sayıda bedel Ödemiş mücadele içerisinde omuz vermiş, seçkin devrimci, aydın katılımcının ilgi gösterdiği söyleşi, zaman zaman duygusal anlara sahne oldu.
Söyleşide yalnızca geçmiş anılar değil, Türkiye solunun tarihsel kırılma noktaları, halkla kurulan bağın önemi ve bugüne dair siyasal sorumluluklar da tartışıldı.
“Halk İçin Ölmek Değil, Halkla Birlikte Örgütlenmek!”
Ahmet Yücel Çiftçi, kitabının merkezinde yer alan yaklaşımı “halk için ölmek değil, halkla birlikte örgütlenmek” sözleriyle özetledi. 1970’li yıllarda devrimci hareket içinde fedakârlığın çoğu zaman ölümle tarif edildiğini belirten Çiftçi, Ardahan’da bunun bilinçli olarak reddedildiğini ifade etti.
Çiftçi, köylülerin, işçilerin ve yoksulların gündelik sorunlarına dokunan bir mücadele hattı kurulduğunu belirterek, devrimcilerin halk nezdinde bir “çözüm mercii” haline geldiğini vurguladı. Hamal Iar”hamal -der”in” “kadınlar derneği”nin kooperatifleşme çalışmaları ve adil dağıtım komiteleri bu deneyimlerin başlıca örnekleri olarak aktarıldı.
“Kıtlık döneminde kim stok yapıyor, kim karaborsacılık yapıyor bunu en iyi hamallar biliyordu” diyen Çiftçi, CHP’li belediye ile kurulan ilişkiler sayesinde depolardaki stokların halka eşit biçimde dağıtıldığını anlattı. Bu sürecin halk tarafından “Adil Dağıtım Komitesi” olarak adlandırıldığını belirten Çiftçi, devrimcilerin devletin resmi kurumlarına rağmen toplum nazarında bir otorite haline geldiğini söyledi.
Cenazede Kurulan Meşruiyet!
Söyleşinin dikkat çeken bölümlerinden biri, genç bir devrimcinin öldürülmesinin ardından yaşanan cenaze töreni süreci oldu. Binlerce köylünün tabutu omuzlayarak kentin merkezine taşıdığını anlatan Çiftçi, resmi güçlerin engelleme girişimlerine rağmen halkın geri adım atmadığını ifade etti.
Bu tablonun devrimcilerin halk nezdindeki meşruiyetini açık biçimde ortaya koyduğunu belirten Çiftçi, “Bu bizim tek başımıza yarattığımız bir şey değildi; halkla kurulan bağın sonucuydu” dedi.
12 Eylül’e Giden Yol ve Parçalanmışlık Eleştirisi!
Ahmet Yücel Çiftçi, konuşmasının önemli bir bölümünü 12 Eylül 1980 darbesine giden sürecin değerlendirilmesine ayırdı. Darbenin adım adım geldiğinin bilindiğini ancak buna rağmen solun ortak bir direnç hattı kuramadığını vurgulayan Çiftçi, “Herkes birlikten söz etti ama kimse gerçekten bir araya gelmedi” dedi.
Yalnızca devrimci örgütlerin değil, burjuva partilerinin de darbeye karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini ifade eden Çiftçi, parlamentonun ve demokratik kazanımların sahipsiz bırakıldığını söyledi. “Cumhuriyetin bir burjuva demokratik devrim olduğu gerçeğini bile kabul edemedik. Oysa bütün sınırlılıklarına rağmen ileri bir adımdı” değerlendirmesinde bulundu.
Ulusal Kurtuluş Savaşı örneğini hatırlatan Çiftçi, halkın kendi yaşam alanları tehdit altına girdiğinde nasıl ayağa kalktığını anlatarak, devrimci mücadelenin de halkın somut ihtiyaçlarından kopuk yürütülemeyeceğini vurguladı.
“Bu Kitap Geçmişi Yüceltmek İçin Yazılmadı!”
Söyleşinin sonunda güncel siyasal tabloya da değinen Çiftçi, mevcut iktidarın kendisinden olmayan herkese düşman bir yönetim anlayışı sergilediğini belirterek, bu koşullarda en geniş toplumsal kesimleri kapsayan ortak bir mücadele hattının zorunlu olduğunu söyledi.
“Komünistler, sosyalistler, demokratlar, yurtseverler… Bu tehlike aşılana kadar geniş bir toplumsal cephede buluşmak zorundayız” çağrısında bulunan Çiftçi, Kurmaysız Dövüşen Devrimciler kitabının amacını şu sözlerle özetledi:
“Bu kitap geçmişi anmak ya da yüceltmek için değil, bugünü sorgulamak ve geleceği tartışmak için yazıldı. Asıl soru şudur: Bugünden sonra ne yapacağız?”
Program, soru-cevap bölümünün ardından Ahmet Yücel Çiftçi’nin kitabını imzalamasıyla sona erdi.
Tıklayıp Videonun Tümünü İzleyelim mi!






