|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
DEM Parti öncülüğünde ve Demokratik Toplum Platformu çatısı altında 4 Ocak’ta Diyarbakır’da düzenlenmesi planlanan “Umut ve Özgürlük” mitingine ilişkin hukuki tartışmalar sürüyor. Eski savcı ve ceza hukukçusu Bülent Yücetürk, mitingin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ı meşrulaştırma ve yüceltme amacı taşıdığı gerekçesiyle hem Türk hukukuna hem de AİHM kararlarına aykırı olduğunu ifade etti.
Yücetürk, “Terör örgütünü ve eylemlerini meşrulaştıracak, terör örgütü liderini kahramanlaştıracak bir eylem yapılamaz. Şiddeti ve faili meşrulaştıran söylemler yasalarımıza göre suçtur. Böyle bir organizasyonu yapanlar da katılanlar da aynı hukuki kapsamda değerlendirilir” dedi.
Mitingin neden hukuka aykırı olduğunu dört maddeyle açıklayan Yücetürk, Anayasa’nın 34. maddesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını tanıdığını ancak bu hakkın sınırsız olmadığını vurguladı. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun kamu düzeni, milli güvenlik ve suç işlenmesinin önlenmesi gerekçeleriyle bu hakkı sınırlandırdığını hatırlatan Yücetürk, Türk Ceza Kanunu’nun 215. maddesi kapsamında söz konusu mitingin “suç ve suçluyu övme” suçu oluşturduğunu ifade etti.
Yücetürk ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesine göre terör suçlarından mahkûm edilmiş bir kişi hakkında özgürlük çağrısı içeren slogan ve pankartların “örgüt propagandası” sayıldığını belirtti. Daha önce cezaevi koşulları, aile ve avukat görüş hakkı gibi konularda yapılan toplantılarla bu mitingin birbirinden ayrılması gerektiğini vurgulayan Yücetürk, “İnfaz koşullarına ilişkin eleştiriler dile getirilebilir; ancak doğrudan terör örgütü liderini ve örgütü meşrulaştıracak toplantılar yapılamaz” dedi.
Mitinge katılacak kişiler açısından da hukuki sorumluluk doğabileceğini ifade eden Yücetürk, “Ceza kanunu ve Terörle Mücadele Yasası yürürlüktedir. Şiddeti ve faili meşrulaştıran söylem suçtur. Organizasyonu yapanlar kadar katılanlar da sorumluluk altındadır” diye konuştu.
Yetkinin idare makamlarında olduğunu belirten Yücetürk, Diyarbakır Valiliği’nin mitinge izin vermemesi gerektiğini vurgulayarak, “Miting yapılması halinde güvenlik güçleri bunun yasalara aykırı olduğunu bildirerek dağıtma yetkisine sahiptir. Bu durum ifade özgürlüğü kapsamında savunulamaz. Yasa açıktır” ifadelerini kullandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da değinen Yücetürk, AİHM’nin toplantı ve ifade özgürlüğünü geniş yorumlamasına rağmen şiddetle bağlantılı örgüt ve liderlerin yüceltilmesini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmediğini söyledi. Yücetürk, AİHM’nin İspanya’da ETA, İngiltere’de IRA ve Fransa’da Batasuna davalarında benzer kararlar verdiğini hatırlatarak, bu tür eylemlerin demokratik toplum düzenini bozucu nitelik taşıdığına dikkat çekti.
