Yola orak çekiçle çıkanlar,
Marksizm’in adını anmadan siyaset yapamayanlar,
bugün onun altını boşaltmaya, onu “Aşılmış” ilan etmeye çalışıyorlar.
Ne hazin bir çelişki! Marksizm’in sağladığı ideolojik zemin olmadan bir arpa boyu yol alamayanlar, şimdi onun mirasına çamur sıçratarak kendilerine alan açacaklarını sanıyorlar.
Yanlış!
Oysa bu düşünceyi boğmaya çalışan her hamle,
sonunda onun tarihsel haklılığını daha çok kanıtlamaktadır.
Nikolay Podvoyski’den bu yana,
Eduard Bernstein ve Troçki dahil o kadar çok maksizimden dönen var ki günümüze de yaşananlara hiç şaşırmamak gerek.
Marksizm;
Emekçilerin,
ezilen sınıfların özgürlük ve barış pusulasıdır.
Rastgele ortaya atılmış düşünceler bütünü değildir. Felsefede Hegel’in mirasını aşan devrimci bir teoridir.
Onu henüz anlamamış olanların, “Radikal demokrasi” süslemesi ile bu büyük geleneğin karşısına dikilmesi en hafif deyim ile sıradanlık olduğu kadar da tehlikelidir.
Marksizm sadece eleştiri değildir;
Bir kurma,
bir inşa etme,
bir altüst ediştir.
Marx ve Engels, dünyayı yalnızca açıklamaya değil, değiştirmeye geldi.
Onların mücadelesi,
laf kalabalığı ile değil; Devrimci pratikle, ayaklanmalarla,
işçi sınıfının örgütlü gücüyle,
Halkların Devrimci Kurtuluş mücadelesi ile yürütüldü.
Paris Komünü’nde can bulan bu ideolojiye,
sanki bir “Şikayet belgesi” gibi yaklaşmak olsa olsa ahlaksal bir çöküş olmalı.
Yeter artık bıktık!
Marksizm’e söz söylemek için bir paragraf okumamış,
onun kavramsal haritasını çıkarmamış,
sadece slogancı ve liberal taktiklerle kendine yol arayanların saldırıları sırıtıyor.
Marx’ın ulus/devlet sınırlarında kaldığını söyleyenler,
onun “Tüm Dünyadaki İşçilerin Birleşmesi” çağrısını;
1.ci Enternasyonal’deki rolünü;
Dünya devrimi düşüncesini kasıtlı olarak yok sayıyor.
“Demokratik ulus” görüşüne zemin kazandırmak için Marx’ı çarpıtmak,
sadece cehalet değil,
siyasal analiz yetisini kaybetmek demektir.
Bugün bile oligarşik sermaye;
Emeği sömürüyor,
doğayı talan ediyor,
kadını yok sayarak insanlığı uçuruma sürüklüyor.
Bu barbarlığı durduracak tek gerçek seçenek:
Sosyalizmdir.
Sosyalizmin bilimsel kılavuzu ise;
Marksizm’dir.
Onu aştığını savlayanlar önce Marksizm’in ne olduğunu öğrenmeli.
Çünkü karşısına konan “Alternatif”lerin büyük çoğunluğu ya reformist düşlerin ürünü ya da oligarşik emperyaller ve alt emperyallerin yeni makyajlarıdır.
Açık konuşalım:
Marksizm devrimdir. Marksizm hesaplaşmadır. Marksizm,
günü kurtarma değil,
geleceği kurma iddiasıdır.
Bu iddiayı küçümseyen,
onun içini boşaltmaya çalışan herkes ya cehaletin esiridir ya da oligarşik küresel sermayenin yeni gönüllü bekçi adaylığına soyunmuştur.
Ve unutmayalım:
Marksizm’in içini boşaltmak hiç kimsenin haddi değildir!
Şiir Sevdanın Militanıdır!
Aşk Örgütlenmektir!





Vahşi kapitalist sömürü, yağma ve talan düzenine karşı yaşasın küresel barış, emek ve devrimci küresel dayanışma.
Yaşasın Sosyalizmi
Yaşasın Marksizm