Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 15 Eylül Sonrası CHP’de Bütünleşme Olabilir mi?

15 Eylül Sonrası CHP’de Bütünleşme Olabilir mi?

15 Eylül’de alınan mahkeme kararı, Cumhuriyet Halk Partisi’nde yalnızca bir kongre sürecinin geleceğini değil, partinin genel gidişatını da tartışmaya açtı. Siyasi gündem, “CHP’de ayrışma mı olacak, yoksa bütünleşme mi

Advert
featured
service
4
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

 

15 Eylül’de alınan mahkeme kararı, Cumhuriyet Halk Partisi’nde yalnızca bir kongre sürecinin geleceğini değil, partinin genel gidişatını da tartışmaya açtı. Siyasi gündem, “CHP’de ayrışma mı olacak, yoksa bütünleşme mi sağlanacak?” sorusuna kilitlendi. Bu soru, sadece bir partinin iç meselesi değildir; Türkiye’nin siyasal muhalefetinin geleceğini, demokrasi mücadelesinin seyrini ve toplumsal umutların yeniden inşa edilip edilemeyeceğini de belirleyecektir.

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin en köklü siyasi geleneğine sahip kurumudur. Kurucu iradenin ve Atatürk’ün partisi olarak, tarih boyunca defalarca krizlerden geçti, ayrışmalar yaşadı ama çoğu zaman bütünleşerek yoluna devam etmeyi bildi. Bugün de aynı soruyla karşı karşıya: CHP, parçalanarak mı zayıflayacak, yoksa bütünleşerek mi iktidar alternatifi olacak?

Ayrılanların Kaderi: Tarihsel Deneyimler

CHP’den ayrılıp yeni bir siyasi merkez yaratmaya çalışanların tarihi, büyük oranda başarısızlıklarla doludur.

  • İsmail Cem ve Kemal Derviş girişimleri, 2000’li yılların başında “yeni bir merkez” arayışı olarak sahneye çıktı. Ancak hem örgütsüzlük hem de tabandan karşılık bulamama nedeniyle kısa sürede dağıldılar.
  • Öztürk Yılmaz ve Muharrem İnce örnekleri daha yakın tarihlidir. CHP’nin toplumsal tabanını yanlarına çekmeye çalıştılar ama parti tabanı, kalıcı bir şekilde kopmadı. Bir süre gündem yaratsalar da marjinallikten öteye gidemediler.
  • Daha önce Barış Partisi, Alevi toplumunu CHP’den koparma amacıyla kuruldu. Ancak CHP’nin köklü tarihsel bağları ve toplumsal karşılığı karşısında bu girişim etkisiz kaldı.
  • Ecevit deneyimi ise özel bir örnektir. 1980 darbesinden sonra CHP kapalı iken DSP’yi kurdu, 1990’ların sonunda bir dönem birinci parti olmayı başardı. Ancak bu başarı kalıcı iktidara dönüşmedi. DSP, koalisyon ortağı olarak varlık gösterebildi ama devletle kurulan ilişkiler, örgütsel zayıflık ve sınıfsal eksiklikler nedeniyle ülkenin kaderini belirleyecek düzeyde bir güç olamadı.

Tüm bu örnekler, bir gerçeği net biçimde ortaya koyuyor: CHP’den kopanlar kısa vadede ses getirse de uzun vadede siyasal bir başarı elde edememiştir. CHP’nin toplumsal tabanı, tarihsel birikimi ve örgütsel kökleri, ayrışmaları değil bütünleşmeyi ödüllendirmiştir.

Bugünün Fotoğrafı: 15 Eylül Sonrası CHP

Mahkeme kararıyla birlikte CHP’deki tartışmalar yeniden alevlendi. Bazı çevreler bu kararı bir fırsat olarak görüp hizipçi politikaları öne çıkarmak isterken, tabanın geniş kesimleri ortak bir beklentiyle ses yükseltiyor: “Bütünleşelim.”

Ancak bu süreçte karşılaşılan sorunlar da göz ardı edilemez:

  • Hizipçilik ve dar kadroculuk partinin enerjisini tüketiyor.
  • Delege seçimlerinde şeffaflık eksikliği ve üyelerin dışlanması, örgütlü iradeye güveni zedeliyor.
  • Yerel çıkar çatışmaları, özellikle belediyeler üzerinden şekillenen ilişkiler, parti içi kırgınlıkları derinleştiriyor.
  • Gençlik ve kadın kollarının dışlanması, yenilenme potansiyelini törpülüyor.

Öte yandan umut verici dinamikler de güçlü biçimde kendini gösteriyor:

  • Türkiye’nin içine sürüklendiği siyasal ve ekonomik kriz, CHP’yi ister istemez birleşik güç olmaya zorluyor.
  • Parti tabanı, ayrışmalara değil, kendi partisinde demokrasiye, ortak akla ve yenilenmeye yöneliyor.
  • Gençlik ve kadınların enerjisi, partiyi yeniden büyütecek en büyük güç haline geliyor.
  • Önümüzdeki yerel seçimler, hizipleri aşmayı ve ortak hedefe odaklanmayı bir zorunluluk haline getiriyor.

CHP’nin Tarihsel Refleksi: Bütünleşme

CHP, tarih boyunca krizleri aşma kapasitesini “bütünleşme refleksi” üzerinden göstermiştir. 1990’lardaki SHP-CHP birleşmesi, bu açıdan en somut örnektir. Farklı geleneklerden gelen sosyal demokrat unsurlar, sonunda CHP çatısı altında yeniden birleşmiş, bu da partiyi yeniden güçlendirmiştir.

Bugün de aynı ihtiyaç vardır. Ayrışmalar, kişisel kariyer hesapları ve hizipçi yaklaşımlar, yalnızca partiye değil, Türkiye’nin demokrasi mücadelesine de zarar verir. CHP’nin büyümesi, ancak bütünleşmeyle ve ideolojik netlikle mümkündür.

Sonuç: Ayrışma Değil, İlkeler ve Halkçı Politikalar

15 Eylül sonrası CHP’nin önünde iki yol vardır:

  1. Ayrışma yolu, ki bu yolun tarihsel örnekleri başarısızlıkla doludur.
  2. Bütünleşme yolu, ki bu yalnızca CHP’yi büyütmez, aynı zamanda Türkiye’nin demokrasi mücadelesine de yeni bir umut katar.

Ve unutulmamalıdır ki:

CHP, ilkelerin ve ideolojinin partisidir. Ülkenin aydınlık geleceğine ne liberal düşünce ne de tek tek kişiler umut olabilir. CHP, yüzünü sola dönerek, halkçı politikalarla toplumu hareketlendirirse gerçek bir iktidar alternatifi haline gelir.

Bugün görev, hiziplerin değil örgütlü iradenin, kişisel hesapların değil ortak aklın önünü açmaktır. Bütünleşme, yalnızca bir parti stratejisi değil, Türkiye’nin geleceği için tarihsel bir zorunluluktur.

 

15 Eylül Sonrası CHP’de Bütünleşme Olabilir mi?
+ - 4
Advert

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 15 Eylül 2025, 10:33

    Sayın Burhanettin Yılmaz
    son günlerde CHP üzerine yazılmış en akıllıca ve gerçekçi bir değerlendirmeyi kaleme almışsınız
    kutlarım.

    Cevapla
  2. 15 Eylül 2025, 07:55

    Burhan yoldaş chp le ilgili bu sütünda yapmış olduğun tesbitler doğru fakat CHPnin bu günkü duruşuylada yine emperyalizmin orta doğuda ve Türkiye üzerindeki oynamaya çalıştığı oyunun karşısında tek engelin chp olduğunu bildiği için bu gün parti içinden böl parçala iktidara gelişini engellemek için parti içinde akp işbirlikçi faşizmininde birlikte üretmiş oldukları bir projeyi hayata geçirilmesi için parti içinde iş birlikçiler yaratmıştır ve bu günde mutlak butlan adı altında CHPnin kapatılmasını ve bölünmesine ve akp faşizminin erken baskın bir seçimle iktidara gelmesinin önünü açmak istiyor bilgine

    Cevapla
Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin