Cemil DEVECİ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Seçmen Geçişleri& Demokratik Trendler

Seçmen Geçişleri& Demokratik Trendler

23 yıllık iktidar bıkkınlığı, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı, yüksek işsizlik gibi nedenlerle AKP-MHP blokundan CHP’ye 2023-2024 arasında yaklaşık 1.5 milyon oy geçişi oldu.

Advert
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

23 yıllık iktidar bıkkınlığı, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı, yüksek işsizlik gibi nedenlerle AKP-MHP blokundan CHP’ye 2023-2024 arasında yaklaşık 1.5 milyon oy geçişi oldu. 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin %37.8’lik oy oranıyla AKP’yi geçmesi ve birinci parti olmasında halkın ekonomik memnuniyetsizliği, kadınların ve gençlerin gelecek kaygılarının artması, kadın ve genç aday sayısındaki artış ve Cumhurbaşkanı seçiminde sandıkların yüzde 20’sinden fazlasında CHP temsilcisinin bulunmaması ve halkın iradesinin sonuçlara yansımadığına ilişkin inanç yüksekliği belirleyici olmuş görünüyor.

İç Ege, deprem bölgeleri gibi kesimlerde oy geçiş oranları yüksek oldu. AKP-MHP bloğunun oyu düşerken CHP oyları yükseldi. CHP, yerel yönetimlerde güçlenmenin yanında; genç-kadın seçmenin aktivasyonuyla da yükselişte; bunu önemli bir sosyolojik unsur olarak kaydetmek gerekir.

 

Şanlıurfa gibi bazı illerde oy geçişleri CHP’ye değil, benzer siyasi çizgideki partilere oldu; Urfa Büyükşehir Belediyesini ve çok sayıda ilçe belediyesini YRP’li adaylar kazandı ve en önemlisi partisinden henüz vazgeçmeyen AKP’li seçmen sandığa gitmedi.

Milliyetçi/İslamcı blokta hem genel hem yerel ölçekte oy kaybı sürüyor. Çok sayıda kararsız seçmen olmasına karşın Cumhuriyetçi-Merkez blokta oy yükselmesi beklenen düzeyde değil.

 

Enflasyon, hayat pahalılığı ve demokratik hassasiyet CHP’ye yönelişi hızlandırdı.

Genç ve kadın seçmen segmentinin belirleyici olduğu ve olmaya devam edeceği gözlenmektedir.

 

CHP, 2000’li yılların başından itibaren sloganik muhalefet anlayışını terk ederek, yavaş yavaş halk tabanı oluşturmaya başladı. İstanbul ve Ankara belediyelerinin 2019’da kazanılması bu kırılmanın dönüm noktası oldu. 2024 yerel seçimleriyle artık merkezde ve solda yeni güç olarak tanımlanabilir.

 

Kuruluşunda muhafazakar ve merkez sağı demokratik yöntemlerle sentezleyen, Cumhuriyet değerleriyle barışık izlenimi veren AKP, zamanla devletleşmenin baskısıyla hem ideolojik esnekliğini hem genç seçmendeki karşılığını kaybetti. 2023 ve 2024’teki gerileme bunun sonucudur. MHP ise bölünmelerden sonra “devletin partisi” görünümünü güçlendirirken, taban kaybına uğramıştır.

 

Merkez sağ/Liberal partiler bloğundaki gerek DEVA , GELECEK, SAADET ve DEMOKRAT Parti gibi oluşumlar gerekse Cumhuriyetçi yurtsever alanda kökleşmeye çalışan İYİ Parti gibi partiler, seçim stratejilerini büyüme potansiyeli doğrultusunda aksiyonlara dönüştürmemiş olup, hâlâ AKP karşıtı blok içinde “alternatif olmaktan öteye geçememe” sorunuyla yüzleşmektedir. Seçmen nezdinde etkileri çoğu zaman ittifak içindeki rollerle sınırlı kalmıştır.

Ekonomi ve demokratik talepler birleşik etkenler olarak, seçmen eğilimini CHP’ye doğru yönlendiriyor; 1999’dan bu yana Türkiye siyaseti, yapısal kırılmalar, ekonomik dalgalanmalar ve toplumsal dönüşümler eşliğinde köklü bir yeniden şekillenme süreci yaşamıştır. Bu süreçte seçmen davranışının da ideolojik sabitlikten çok pragmatik, dönemsel ve tepkisel bir çizgi izlediği gözlenmektedir.

2024 yerel seçimlerinde kadın adayların artışı ve özellikle 18–25 yaş grubunun muhalefet bloğuna yönelişi CHP’ye katkı sağladı. Bu durum, sosyal medya çağının seçmen politikasını dönüştürdüğünün güçlü bir göstergesidir.

Büyükşehirlerde CHP hâkimiyeti yerleşik hale gelirken, kırsal kesimde AKP hâlâ güçlü bir aktör olarak kalmaya devam ediyor.

Deprem bölgelerinde seçmen tercihinde değişim gözlemlendi; kriz yönetimi memnuniyetsizliği kısmen belirleyici oldu.

 

Yeniden Refah, Zafer Partisi gibi partiler, muhafazakâr tabanın öfkesini taşıyan “tepkisel oy”ların yöneldiği kanallar haline gelmeye başladı.

 

Sonuç olarak; Türkiye’deki seçmen davranışının giderek daha karmaşık, dinamik ve melezleşen bir yapıya evrildiği açıktır. Geleneksel ideolojik sınırlar aşınmakta; yerine performans, kriz yönetimi, toplumsal temsil gücü ve iletişim becerisi geçmektedir.

Bundan sonra; CHP, kurumsal değişimini derinleştirebilir ve kapsayıcılığı artırırsa iktidar adayı haline gelir.

 

AKP, 2028’e giderken genç seçmeni ve kentli orta sınıfı yeniden kazanma stratejisi geliştirmek zorunda kalacaktır.

Yeni merkez partiler, karizmatik figürler ve net vizyonlar üretmedikçe etkili bir rol üstlenemeyecektir.

Seçmen, artık sadece ideolojiyle değil, yönetişim kalitesi, dürüstlük ve kapsayıcı temsille ikna olmaktadır. Sonraki yazılarımda genel seçmen davranışlarını ve etkenlerini işleyeceğim.

Seçmen Geçişleri& Demokratik Trendler
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin