Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP Kurultayları her zaman çekişmeli ve heyecanlı geçmiştir. Aylar öncesinden çalışmalar ve kulisler başlar, heyecanlar salonda coşkuya dönüşürdü.
Böyle geçen kurultaylarda her zaman ülkenin gündemini belirlenir, tüzük ve program tartışmaları yapılır, sonuçları da seçmende umudun öncülüğünü yapardı.
Peki, bu gün neden ortalık bu kadar sesiz sedasız? Gerekçe covid-19 olamaz herhalde. Sakın üyenin kırgınlığı ve umutsuzluğu olmasın ne dersiniz?
Adet yerini bulsun diye yapılan, sonucu şimdiden belli olan bir kurultayda coşku mu olur? Kurultay oldubittiye getirilerek sadece hukuki kurallar yerine getirilsin diye yapılınca, bırakın coşkuyu, seçim heyecanının bile yaşanması pek olası görünmüyor. Peki, neden bu kadar umutsuzluk var?
Sadece delegelerin kabul edileceği seçimli bir toplantının, salonu boş, genel başkan adayı tek olur, izleyicisi de olmazsa; seçmeninde hiç umurunda olmaz. Neden umurunda olsun ki?
1350 civarında delege ülkenin her köşesinden gelip buluşacak, kendi aralarında neler konuşacaklar neler, oo bir bilseniz siz?
Ertesi günde genel başkan, salı konuşmalarının bir benzerini yaparak toplantıyı açacak, önceden kimsenin tartışıp üzerinde çalışmadığı program tasladığı oylanacak, ama ne Dokuz seçim yenilgisinin, nede On Dokuz yıldır iktidar alternatifi olunmamasının hesabı sorgulanacak.
Sadece genel başkanın listesi diye ortaya birçok liste çıkacak ve sırayla kuyruğa girilerek oylar kullanılacak; liste dışı bir kaç kişi listeyi delecek sonrada adına da parti içi demokrasi denecek o kadar.
Delegeler birde sonuca bakacaklar ki, hoşnut olmadıkları isimler tekrar yönetime seçilmiş. Bu nedenle hayıflana hayıflana bu kurultayda da olmadı, bir sonraki kurultaya hazırlanalım diye tekrar ülkenin dört bir köşesine dağılacaklar.
İşte önümüzdeki kongrenin hikâyesi, üç aşağı beş yukarı böyle olacak. Ya sonuç?
Sonuç, sıfıra sıfır elde var sıfır. Değişim mi, umut mu dediniz? Ha onlar da bir başka kurultaya kaldı, hele durun bakalım ne aceleniz var!
Albert Einstein “Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir.” demiş ya, işte ondan. Kaç kurultaydır aynı şeyler yapılıyor. Ne delilik değil mi? Boş verin canım bizimkisi laf olsun işte.
Yok, eğer öyle değil de, değiştirileceği söylenen program önceden paylaşılır, görüşler alınır, sonrada kurultay tarihi tüm kamuoyunun takip edebileceği bir tarihte yapılsaydı bir umut olurdu sanki ne bileyim ki?
Dünyada hiç bir partide görülmeyen, yüz yıllık tarihi ile Cumhuriyet kuran, ülke tarihini yazan bir partinin ölümsüz lideri Atatürk, kurucusu olduğu CHP için:
CHP’nin “sonsuza kadar yaşaması”, her dönemde halkımızın gönenci
ve güvenci için çalışarak ülkemizi çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarması tüm partililerimizin ve ona umut bağlayan seçmenlerin ana amacıdır. Bunun gerçekleşmesi, çağa ayak uydurması ve gücünü koruması, yapısal değişikliğe açık olmasına bağlıdır.” Demiştir.
Böyle giderse sonsuza kadar yaşayabilecek mi sizce?
O zaman gelin ‘’Tam Bağımsız, demokratik bir Türkiye’yi’’ oluşturacak, Altı Ok ve Atatürk ilkelerini hâkim kılacak CHP’ni oluşturalım ki 100. yılda iktidar olabilelim. Olalım ki CHP’ni sonsuza kadar yaşatabilelim.
Eğer bunları oluşturamaz, sadece partide iktidar olmak için kurultaylar yapacaksak, sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır.
İşte o zaman yönetimlere girme yapacak kurultayları bile yaşayamayız, bu da böyle biline.
Ersin Ertürk – Eskişehir – 27 Haziran 2020