HASANOĞLAN ONURUMUZDUR!
HASANOĞLAN YALNIZ DEĞİLDİR!
KÖY ENSTİTÜLERİ YAŞAYACAK!
YAŞASIN 17 NİSAN, YAŞASIN TONGUÇ BABAMIZ!
Bu ülkenin yüz akıdır Köy Enstitüleri… Dünyanın en büyük kültür ve eğitim kuruluşu UNESCO tarafından bütün dünyaya “örnek eğitim modeli” olarak duyurulmuş bir büyük atılımdır, Anadolu Rönesansı’nın temel taşıdır…
Bir kültür devrimidir Köy Enstitüleri… Âşık Veysel’in bağlaması ile Voltair’in denemelerini, yüz boyamalı, kılık değiştirmeli seyirlik köylü oyunlarıyla Shakespeare’nin trajedilerini, İbni Haldun’un Mukaddimesi ile Ruhi Su’nun türkülere yeni bir ufuk açan sesini buluşturmuş, yeryüzü egemenliğinin ayrılıkları, farklılıkları üzerinden savaşlar çıkarıp birbirine düşürdüğü, kan davaları açıp silah sattığı kültür ayrılıklarını bir insanlık hazinesi olarak görüp kültürler arasında köprüler kurmuş anıtsal bir geçmiştir; dalından koparılmış ham bir meyvadır…
Köy Enstitüleri, yozlaşmış, kurucusu Ertuğrul’un Gâziliği yerine Bizans tekfurlarının, imparatorlarının saray debdebesi içindeki halk karşıtlığını seçmiş, kendi kurucusu Kayı boyuna, kızılbaş atlılarına düşman olmuş Osmanlı Payitahtı’nın yok saydığı, dağlara sürdüğü, Anadolu üreticisini, eli nasırlı köylüye dönüşmüş Alpleri, Kybele ananın, güneş tanrısı Umay’ın torunu Anadolu kadınının kültürünü başının üstünde tutarak en bilimcil ve üretken eğitimiyle harman ettiği bir ÖZGÜRLEŞME EYLEMİDİR!
Annem Perihan ve babam Dursun’un da Anadolu’nun en kuzeydoğusunda, çatısında, CILAVUZ’da arıcılık öğrenerek tamamladığı o çeliğe su verme eyleminin İç Anadolu bozkırındaki harman yeri Hasanoğlan’dır. Hasanoğlan aynı zamanda Köy Enstitüleri’ne öğretmen yetiştirmek için açılmış, geleceğin üniversitelerinin de temeli olacak Yüksek Köy Enstitüsü’ne de ev sahipliği yapmıştır.
Babam Dursun Akçam’ın hastalık ve sonsuzluğa uğurlanma sürecini birlikte yaşamak için on yıllarca Anadolu’nun dört bir bucağında yaptığım hekimlikten sonra döndüğüm Ankara’da, ilk yıllar, kendimi yeni adamış olduğum kültür ve edebiyat alanındaki yoğun çalışmalarımı tamamlamak için bir süre çok etkin olmaktan uzak kaldığım Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Ankara Şubesi Başkanlığım sırasında, 2008 yılından başlayarak Köy Enstitüleri’ni ve Hasanoğlan’ı daha yakından tanıma olanağı buldum. Burada birçok çalışma yaptık; Ankara Ahlatlıbel’de o sıralar yaptırmakta olduğum küçük bahçeli, bağımsız evimin yapımı en kritik zamanında sürerken ben ODTÜ ve diğer üniversite öğrencileriyle, burada yaptığımız bir kamp çalışması için Hasanoğlan’da yatıp kalkıyordum. Toprağı bol olsun, Füfen Çetiner’in önerisiyle, “Ot Yolalım, Yol Alalım” demiştik.
Arka arkaya etkinlikler yaptık, birçok demokratik kitle örgütünün, sendikanın, sanatçı örgütünün buluştuğu Hasanoğlan Çalışma Grubu’nu oluşturduk. Ankara’daki tüm eğitim fakültesi dekanlarını ODTÜ Mimarlık amfisinde bir araya getirdik. Öğrencilerin yönder (kolaylaştırıcı) olduğu toplantılarda üniversite hocaları açık oturumlara katıldılar. Hep belli bir siyasi görüşün egemenliğinde tanısı konarak uzak kalınmış Gâzi Üniversitesi’nde yaptığımız etkinliğe üniversite rektörü ve binlerce öğrenci katıldı. Birlikte “Sarı Saçlım, Mavi Gözlüm”ü söyledik.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Kültür Bakanlığı’na, koruma altına alınmış olduğu için yıkılabilmesi amacıyla izin almaları gereken sinema salonu ve müzik işliği için yıkım izni isteyen yazıları tam da sonuçlanacak iken biz devreye girmiştik. Bu yıkıma engel olduk… Elmadağ Belediyesi’nin de devreye girmesi ile bu iki yapının ruhuna çok uygun olmayan, bizlerin ve Hasanoğlan’da büyük emekleri olan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin uzak tutulduğu bir restorasyon çalışması yapıldı.
Hasanoğlan’da yıkım sürüyor… Serhan Asker’le Cılavuz’da yaptığım görüşme sırasında 17 Nisan günü burada çekim yapmasını istemiştim. Görkemli Hatıralar 17 Nisan günü Hasanoğlan’da yapılacaktı… Olmadı, bu program dün burada gerçekleştirildi… Ben önceden verdiğim bir söz gereği Aydın’da idim…
Burada yaptığımız bir Hasanoğlan Onurumuzdur şenliğinde, doğum günü belli olmayan bir köylü çocuğu olan Tonguç’a doğum günü olarak 17 Nisan’ı önermiş ve oy birliği ile kabul etmiştik.
Şimdi, bu 17 Nisan’da yine Hasanoğlan’da olacağız Hasanoğlan’ı, Köy Enstitüleri’ni, doğum gününde İsmail Hakkı Tonguç’u yalnız bırakmayacağız
Hasanoğlan Onurumuzdur!
Hasanoğlan Yalnız Değildir!
Köy Enstitüleri yaşayacak!
Yorumlar kapalı.