SOLMEDYA – 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerinde Türkiye genelinde oylarında ciddi bir düşüş yaşayan ve 22 yıl sonra ilk kez ikinci parti konumuna düşen AKP’de parti içi tartışmalar sürerken AKP’ye yakın yazarlar da ‘kadro’ eleştirilerine devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmesi sonrası kaleme aldığı yazısında “AKP o vesayet çevreleriyle, ideolojileriyle, Kemalizm’le hesaplaşmak yerine son kulvarda uzlaşmayı mı tercih etti?” diyerek dikkatleri üzerine çeken Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, son yazısında AKP’li kadroları eleştirdi.
“Partide görevi devralanlar bir sorumluluk bayrağı almış olmak yerine bir rütbe, bir makam, bir dünyalık kapmış gibi davranıyorlar” tespitinde bulunan Aktay, “23 yıllık parti içinde o yüzden bir hafıza, bir tecrübe birikimi ve misyonda bir süreklilik oluşmuyor” ifadelerini kullandı.
‘PARTİNİN KAN KAYBINI DAHA DA ARTIRIR’
Bir dönem Erdoğan’ın danışmanlığını da yapan eski AKP Milletvekili Yasin Aktay, 31 Mart seçim yenilgisinin parti içinde dar bir çevrede istişare edilmesinin yeterli olmayacağını savunduğu yazısında, “Gidişat iyi değilse neden değil, nasıl bir çözüm planı olacak? AK Parti’ye gönül vermiş ve hâlâ ona umut bağlamış insanlar bunu samimiyetle görmek istiyor. Seçim sonrası bir defada yapılan bu teşhisten sonra kulağının üzerine yatıldığı izlenimi partinin kan kaybını daha da artırır” ifadelerini kullandı.
‘DIŞARIDAN BİR GÖZ’ VURGUSU
Seçim sonrası parti içi değerlendirmelerin dar bir çevre içinde yapılmasının partilileri tatmin etmediğini söyleyen Aktay, değerlendirme yapanların önemli bir kısmının ‘kaybın sorumlusu’ olduğunu ifade etti. Aktay, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tarafsız ve nesnel bir değerlendirmede söz konusu kan ve ruh kaybının belki de sorumluları oldukları bilinenler bu kaybı ne ölçüde teşhis edip ne kadar telafi edebilirler? Tespit ve teşhis ve tedavinin de münasip insanlar tarafından, belki dışarıdan bir gözle yapılması gerekiyordur.”
‘GÖREV DEVRALANLAR DÜNYALIK KAPMIŞ GİBİ DAVRANIYORLAR’
Altay’ın AKP kadrolarını eleştirdiği yazısının ilgili kısmı şöyle:
“AK Parti’deki ruh kaybıyla ilgili bütün nedenleri ortaya koyabilmiş değiliz elbet. Ama değindiğim ve önemli gördüğüm bir konu vardı: Görevlerdeki devir-teslim ve misyondaki süreklilik. Bu konuda partide bir misyon sürekliliği, tecrübe birikimi ve devamlılığın oluşumunu engelleyen kötü bir teamül oluşmuş durumda. Vefadan bahsetmiyoruz bile. Partide görevi devralanlar bir sorumluluk bayrağı almış olmak yerine bir rütbe, bir makam, bir dünyalık kapmış gibi davranıyorlar.
23 yıllık parti içinde o yüzden bir hafıza, bir tecrübe birikimi ve misyonda bir süreklilik oluşmuyor.
‘HÜKÜMET VE BÜROKRASİDE DE AYNI DAVRANIŞ TEMAÜL HALİNE GELDİ’
Sadece parti ile ilgili görevlerde değil, hükümette ve bürokraside de aynı davranış bir teamül haline gelmiş durumda. Bir bakanlığı devralan kişinin en büyük rakibi ve hedefi önceki bakanın yaptıkları. Oysa önceki bakan da AK Partili, başka bir partiden değil. Başka partiden olsa bile devletteki süreklilik adına bir hatır gözetilir. Bir milletvekili seçiliyor, iline dair yaptığı en önemli icraat, kendisinden önce, muhtemelen kendi partisinden önceki milletvekilinin referansıyla atanmış kurum müdürleriyle uğraşmak, onları değiştirmeye çalışmak oluyor. Değiştirdiği her kurum müdürü, yerinden oynattığı her bürokratın arkasında bir kan kaybı bırakmaması mümkün mü?” (Yazının tamamı)