AKP’nin ülkeyi bir korku imparatorluğuna çevirdiği bu karanlık dönemde yaşıyoruz. Belediyelere siyasi kumpaslarla kayyum atayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Sokakta konuşan vatandaş susturuluyor, gazeteciler tutuklanıyor, muhalif sesler yargı sopasıyla bastırılıyor. Bu faşizan düzende demokrasi için mücadele eden herkesin omzunda tarihsel bir sorumluluk var.
Bu koşullarda CHP’nin içine kapalı, bireysel hesaplarla yürütülen bir kongre sürecini kaldıramayacağını görmek zorundayız.
Kongre süreciyle birlikte adaylık düşünen isimler üyeleri arayıp nabız yokluyor. Elbette aday olmak herkesin hakkıdır. Ancak görüyoruz ki, birçok aday yine aynı ezberle hareket ediyor: Ya mevcut belediye başkanlarının gölgesine sığınıyor, ya da yıllardır örgütü elinde tutan “delege ağalarının” onayını almaya çalışıyor.
Peki bu yöntem bizi nereye taşıyacak?
Yıllardır sonuç ortada: Örgüt dışlanıyor, tabanın sözü yok sayılıyor, halktan kopuk bir yapı oluşuyor.
Bu saatten sonra CHP’de aday olmak demek, sadece kişisel bir tercih değil; siyasal bir duruş, örgütsel bir tutum, halkçı bir mücadele biçimi ortaya koymak demektir.
Artık bireysel çıkışlarla, kapalı kapılar arkasında alınan kararlarla, telefon diplomasileriyle yürütülen bir siyaset tarzını reddetmek zorundayız. CHP ancak ortak ilkeler, kolektif akıl ve şeffaf kurallarla yol yürüyerek bu karanlığı yırtabilir.
Aday olacak olan herkes, önce şunu sormalı kendine:
👉 “Ben hangi fikir etrafında adayım?”
👉 “Bu örgütü nasıl demokratikleştireceğim?”
👉 “Üyeye, mahalleye, emeğe nasıl değer vereceğim?”
👉 “Faşizme karşı nasıl bir siyasal direniş hattı kuracağım?”
Kurtuluş, birkaç kişinin arka odalarda anlaşmasında değil; binlerce üyenin özgür iradesiyle vereceği kararda yatıyor.
CHP’nin geleceği için bugün doğru olan; ayrışarak değil, birleşerek, kişisel değil, ilkesel adaylıklarla, kişiye göre değil, kurallara göre şekillenen bir kongre süreci yaratmaktır.
Bu parti, masa başı oyunlarla değil; sokağın, halkın ve mücadelenin örgütü olursa iktidar olur. Aksi takdirde “değişim” sadece sözde kalır; içerik değişmeden kabuk değişir.
Bu yüzden çağrımız nettir:
📢 İlçe kongreleri, halkçı ve demokratik bir örgüt inşasının başlangıcı olmalıdır.
📢 Adaylaşma süreçleri şeffaf, ilkeli ve katılımcı olmalıdır.
📢 Belediye başkanlarının ve delege baronlarının değil, üyelerin iradesi belirleyici olmalıdır.
Bu topraklarda ya halk kazanacak ya da çürümüş düzen kazanmaya devam edecek. CHP, tarafını şimdi ve açıkça seçmek zorunda.
UNUTMAYALIM:
Örgüt kazanırsa halk kazanır
Aday değil, ilkeli duruş seçelim.
