Yazar: Burhanettin Yılmaz
Tarih: [04.07.2025]
Seçmen Profili Net: CHP’lilerin Yüzde 70’i Kendini Atatürkçü Olarak Tanımlıyor
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti olarak, halkın önemli bir kesimi tarafından “Atatürk’ün mirası” olarak görülmeye devam ediyor. Yapılan güncel araştırmalara göre, CHP seçmeninin %69,54’ü kendisini Atatürkçü olarak tanımlıyor. Aynı çalışmalarda:
- %6,11’i milliyetçi,
- %2,33’ü İslamcı,
- %0,82’si muhafazakar,
- %2,67’si ülkücü
olarak tanımlanıyor. Bu veriler, CHP’nin seçmen tabanında Atatürkçü ideolojinin hâlâ ezici çoğunlukta etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Peki Parti Yönetimi Ne Kadar Atatürkçü?
Parti içinde resmi bir istatistik bulunmasa da, gözlemler ve eğilimler CHP’nin yönetici kadroları arasında Atatürkçü çizgiye olan bağlılığın %40-50 seviyelerine gerilediğine işaret ediyor. Bu düşüşün birkaç temel nedeni var:
- “Yeni CHP” politikası ile ideolojik eksenin sola değil merkeze ve sağa kaydırılması,
- İttifaklar nedeniyle ideolojik tavizler verilmesi,
- Aday belirleme ve kadro kurma süreçlerinde liyakat değil denge arayışı ön plana çıkması.
Parti yönetiminin sık sık “yenilenme”, “açılım”, “değişim” gibi söylemlerle ideolojik bir esnekliğe yönelmesi, birçok sadık Atatürkçüde huzursuzluk yaratıyor.
Üyeler Sessiz, Ama Hâlâ Atatürkçü
CHP üyelerinin önemli bir bölümü Atatürkçü kimliğini koruyor. Ancak partideki merkezileşmiş karar alma süreçleri, bu üyelerin etkisini oldukça azaltmış durumda. İl ve ilçe örgütlerinde dahi fikir belirtmenin alanı daralırken, kararlar yukarıdan aşağıya dikte ediliyor. Bu durum, parti içi demokrasiye ve üyelerin etkinliğine zarar veriyor.
Atatürkçülük: Gerçek Mi, Tabela Mı?
Parti yönetimi, Atatürk’ün adını sıkça anıyor; ancak eğitim, ekonomi, laiklik ve bağımsızlık gibi alanlarda alınan kararlar çoğu zaman bu mirasla örtüşmüyor. Bugün CHP, tarikat ve cemaatlerle mücadelede zayıf bir çizgide; devletçilik ve kamuculuk gibi Atatürkçü ekonomi ilkelerini uygulamakta ise oldukça mesafeli.
“Parti Bölünecek” Demagojisi: Koltuk Kaygısının Ürünü!
CHP’de zaman zaman dillendirilen “parti bölünecek” korkusu, çoğunlukla parti içi muhalefeti bastırmak isteyen kesimlerin başvurduğu demagojik bir araç haline geldi. Burada altı kalın çizgilerle çizilmesi gereken bir gerçek var:
CHP’de “parti içi çekişmeler yüzünden bölünme” söylemi, koltuklarını kaybetmek istemeyen yöneticilerin başvurduğu bir gözdağıdır.
Oysa CHP seçmeni, kimin milletvekili ya da genel başkan olduğuna değil, partinin Atatürk çizgisinde kalıp kalmadığına bakıyor. Ve bu nedenle her koşulda, “Atatürk’ün partisi” olarak gördüğü CHP’ye bağlılığını sürdürüyor.
Sonuç: Gerçek Tehlike İdeolojik Kopuştur
CHP, Atatürkçü çizgiyi yalnızca nutuklarla değil, eğitim politikasıyla, ekonomik programıyla, laiklik savunusuyla ve anti-emperyalist dış politikasıyla temsil etmediği sürece; bu tabanla arasında bir uçurum oluşacaktır.
Bu da fiziksel değil, ideolojik bir bölünmeye yol açar. Ve o zaman ne sadık seçmen kalır, ne de sağlam bir kadro.




