Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. CHP’de Kılıçlar Çekildi Ama Asıl Mücadele Değişimin Ruhunda

CHP’de Kılıçlar Çekildi Ama Asıl Mücadele Değişimin Ruhunda

Cumhuriyet Halk Partisi bir kez daha tarihin dönüş kavşağında. 30 Haziran’a sayılı günler kala yalnızca bir kurultay değil, aynı zamanda köklü bir zihniyet hesaplaşması yaklaşıyor.

Advert
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Burhanettin Yılmaz

Cumhuriyet Halk Partisi bir kez daha tarihin dönüş kavşağında. 30 Haziran’a sayılı günler kala yalnızca bir kurultay değil, aynı zamanda köklü bir zihniyet hesaplaşması yaklaşıyor. Medyada “baba-oğul” görüntüsünden “ihanet” ve “hançer” siyasetine savrulan ilişki tanımları konuşulurken, işin özünde ne kişisel çatışmalar ne de bir koltuk kavgası var. Asıl mesele, CHP’de yaşanmakta olan bir zihniyet değişiminin sancısıdır.

Bu sancı da gayet doğaldır. Çünkü CHP, tarihte hiçbir zaman biat edenlerin partisi olmadı; eleştiren, sorgulayan, demokratik tartışmayı esas alan bir geleneğin partisi oldu. Şimdi de o gelenek, yeniden işlemeye başladı.

Bazı kesimlerin dillendirdiği “parti bölünür” korkusu, aslında topluma değil, kendi siyasi geleceklerine yatırım yapma derdindeki bazı aktörlerin sesi. Parti bölünür mü? Hayır. Çünkü bu parti bir kişiye ya da bir döneme değil, Atatürk’e, cumhuriyete ve halk iradesine bağlılığın ürünüdür. CHP seçmeni liderlere değil, ilkelere oy verir. Bu yüzden, genel başkan kim olursa olsun CHP’nin kökü sağlam kalır.

Kimi koltuklarını koruma içgüdüsüyle değişimi ötelemeye çalışırken, Kemal Kılıçdaroğlu bir adım öne çıkıyor: Hem geçmişin yüklerini taşıyor, hem de geleceğin yönünü göstermeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu, ömür boyu genel başkan olmayacağını biliyor. Belki de bu yüzden, bugünkü pozisyonunu kişisel bir makam değil, tarihsel bir geçiş noktası olarak görüyor. Onun hedefi belki de bir kişiyi ya da bir kadroyu öne çıkarmak değil, siyasetin rotasını kalıcı şekilde yeniden belirlemek.

CHP’deki mevcut tartışmaların “ihanet” gibi ağır kavramlarla anılması, aslında değişime direnmenin klasik reflekslerinden biridir. Oysa gerçek ihaneti; halktan koparak, koltukları kutsayarak, partiyi halkın sorunlarından uzak bir elitist kulübe çevirmekte aramak gerekir. Oysa bugünkü mücadele, halkla yeniden buluşmanın, yani bir yol arayışının ve CHP’nin aslına rücu etmesinin mücadelesidir.

Mevcut siyasiler, kendi siyasal varlıklarını korumak adına pozisyon alırken; taban, gençlik, örgütler ve yurttaşlar başka bir şey söylüyor: “Yeter artık. Değişim istiyoruz. Ama bu değişim göstermelik değil, köklü olsun.”

İşte bu noktada Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışı bir emeklilik arayışı değil, bir yol açma çabası olarak okunmalıdır. Önderliğini yaptığı bu geçiş süreci, CHP’yi yeniden halkçı, devrimci, demokrat bir hatta taşıma iradesidir. Kimse sonsuza dek koltukta kalamaz. Ama herkes ardında onurlu bir siyasal miras bırakabilir.

Sonuç Yerine:

CHP, kişisel kırgınlıkların değil; siyasal ilkelerin, halkın taleplerinin ve Atatürk’ün ideallerinin partisidir. Bugün kılıçların çekilmiş gibi görünmesi, aslında bir yenilenme mücadelesinin doğal gürültüsüdür. Bu gürültünün içinde hakaret değil fikir, öfke değil vizyon konuşulmalı.

Bir parti, “kim gidecek” üzerinden değil; “ne değişecek” sorusuna verdiği yanıtla büyür. CHP de o soruya verdiği yanıtla ya tarih sahnesindeki yerini yeniden sağlamlaştıracak, ya da yerinde sayan bir hatıraya dönüşecek.

Ama görünen o ki, bu kez değişim daha derin ve daha kararlı ilerliyor.

 

CHP’de Kılıçlar Çekildi Ama Asıl Mücadele Değişimin Ruhunda
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin