Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Demokrasi İçin Tek Konu Partisi

Demokrasi İçin Tek Konu Partisi

Türkiye’nin çok partili hayata geçtiği 1945 yılından bu yana 80 yıl geçti.

Advert
featured
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Türkiye’nin çok partili hayata geçtiği 1945 yılından bu yana 80 yıl geçti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yanında Nuri Demirağ liderliğinde kurulan Millî Kalkınma Partisi (MKP) ile başlayan bu dönem, bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre 168 aktif siyasi partiye ulaşmış durumda. Kağıt üzerinde böylesine zengin bir siyasal çoğulculuk, demokrasinin gelişmişliğiyle eş anlamlı olmalıydı. Ancak gerçekte, bu niceliksel bolluk niteliksel bir demokrasiye dönüşememiştir. Çünkü Türkiye’de partilerin büyük bölümü birbirinin kopyası haline gelmiş, aynı ideolojik kalıplar içinde sıkışıp kalmıştır.

Demokrasi mi, Tek Sesli Çoğulculuk mu?

Siyasi partilerin çokluğu bir ülkede demokrasinin varlığını garanti etmez. Demokrasi, sadece sandıkta oy kullanmaktan ibaret değildir; fikirlerin, kimliklerin ve çıkar gruplarının temsil edilmesiyle anlam kazanır. Bugün Türkiye’deki tabloya baktığımızda, 168 parti olmasına rağmen fikirlerin çeşitliliği değil, tekrarın kurumsallaştığı bir siyasal yapı görürüz.
Sağ partiler, benzer muhafazakâr-popülist söylemlerle taban mücadelesi verirken; sol partiler, ortak ilkelerde birleşemeyen, küçük parçalara ayrılmış yapılar olarak varlık sürdürmektedir. Bu durum siyaseti hem halktan koparmış hem de politik enerjiyi boşa harcar hale getirmiştir.

Tek Konu Partileri: Yeni Bir Demokratik Soluk

İşte bu tıkanıklığın aşılması için önerilen model, **“Tek Konu Partileri”**dir. Dünyada “Single-Issue Parties” olarak bilinen bu oluşumlar, geniş ideolojik söylemler yerine belirli bir toplumsal talep ya da ilke etrafında örgütlenir.
Kadın hakları, çevre, hayvan refahı, temel gelir, aşı karşıtlığı, dijital özgürlük, vergilendirme adaleti, toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim reformu gibi belirli bir konuda yoğunlaşan bu partiler, demokratik tartışmayı derinleştirir, siyaset alanını zenginleştirir.
Bu tür partiler genellikle iktidar hedefinden çok, gündem belirleme gücüyle etkili olurlar. Yani doğrudan hükümet kurmasalar bile, büyük partileri toplumsal baskı yoluyla dönüşmeye zorlarlar.

Dünyadan Örnekler: Baskı Grubundan Yasama Gücüne

Avrupa demokrasilerinde “tek konu partileri” oldukça köklü örneklere sahiptir.

  • Almanya’daki Yeşiller Partisi (Die Grünen), 1970’lerde çevre ve barış hareketlerinden doğmuş, başlangıçta marjinal bir çevre partisi olarak görülmüş; ancak bugün Alman siyasetinde hükümet ortağı konumundadır.
  • Hollanda’daki Hayvanlar Partisi (Partij voor de Dieren), hayvan refahını savunarak parlamentoya girmeyi başaran dünyadaki ilk örnektir.
  • İsveç Feminist İnisiyatifi, kadın-erkek eşitliğini temel alarak yerel yönetimlerde önemli kazanımlar elde etmiştir.

Bu örnekler, tek konu partilerinin bir ülkenin siyasal kültürünü nasıl dönüştürebildiğini gösterir. Bu partiler, sistemin içinde yer alarak demokratik denetim mekanizmalarını güçlendirir, meclislerde sesini duyuramayan toplumsal kesimlere politik özneleşme alanı açar.

Türkiye İçin Neden Gereklidir?

Türkiye’de “tek konu partisi” modeli, demokrasinin kalitesini artıracak en somut yollardan biridir. Çünkü mevcut siyasal düzen, ideolojik kimlikler üzerinden kutuplaşmaya kilitlenmiştir. Toplum, laik-dindar, sağ-sol, Türk-Kürt, iktidar-muhalefet ikilikleri arasında bölünmüş durumda.
Oysa tek konu partileri bu yapay kutuplaşmaları aşarak somut meseleler üzerinden politika üretir. Kadın cinayetlerinin durdurulması, hayvan hakları yasasının uygulanması, eğitimde laiklik, vergide adalet, ifade özgürlüğü gibi başlıklarda mücadele eden partiler, geniş toplumsal mutabakatlar yaratabilir.
Bu da siyaseti kişilerin veya liderlerin gölgesinden kurtarıp ilkeler temelli bir çizgiye taşır.

Demokrasinin Gerçek Sınavı: Temsilin Derinliği

Bir ülkede demokrasi, sadece sandıkların kurulmasıyla değil, temsiliyetin niteliğiyle ölçülür. Halkın iradesi, farklı kimlikler, inançlar, fikirler ve toplumsal taleplerle siyasal sisteme yansıyabiliyorsa, o ülkede gerçek demokrasi vardır.
Bugün Türkiye’de 168 partinin varlığına rağmen, emekçilerin, gençlerin, kadınların, çevrecilerin, engellilerin ya da bilim insanlarının sesleri hâlâ siyasal karar alma süreçlerinde yeterince duyulmuyorsa, bu sayı değil temsiliyet krizidir.

Tek konu partileri, bu krizi aşmak için demokrasinin mikro damarlarını açabilir. Her biri, toplumsal bir hassasiyetin siyasal form kazanmış halidir. Bu da siyasetin tabana yayılmasını, yurttaşın yalnızca seçmen değil, aktif katılımcı haline gelmesini sağlar.

Sonuç: Demokrasiye Yeni Bir Yol

Türkiye’de çok partili dönem bir “çeşitlilik vitrini” olarak kalmamalı; siyaset yeniden halkın eline geçmelidir. “Tek konu partileri” bu anlamda sisteme can suyu verebilecek, yurttaş temelli demokrasinin yeniden inşasında önemli bir adımdır.
Siyasetin merkezinde artık slogan değil, somut çözüm önerisi yer almalıdır.
Bir ülke ancak o zaman demokratikleşir:
Ne kadar çok partisi olduğuyla değil, ne kadar çok sesi duyabildiğiyle.

Burhanettin Yılmaz

Kaynakça:

  • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Siyasi Partiler Sicil Kayıtları, 2025
  • Giovanni Sartori, Partiler ve Parti Sistemleri, 1976
  • Pippa Norris, Democratic Deficit: Critical Citizens Revisited, Cambridge University Press, 2011
  • Arend Lijphart, Patterns of Democracy, Yale University Press, 2012

Demokrasi İçin Tek Konu Partisi
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin