Getting your Trinity Audio player ready... |
Haberlere göre Ermenistan ordusunun komşu ülkenin mevzilerine saldırı girişiminde bulunup ateş açmasıyla başlayan çatışmalarda şimdiye kadar Azerbaycan ordusu 1’i tümgeneral olmak üzere 11 asker, 1 sivil kayıp verdi. Ermenistan’ın da 4 kaybı var. İki ülke arasında yıllara dayanan sorunun nedeni belli.
Uluslararası anlaşmalar gereği Azerbaycan toprağı sayılan Dağlık Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali, burada uluslararası tanınırlılığı olmayan aynı adla bir Cumhuriyetin ilanı, bu işgalin/ ilanın Azerbaycan tarafından kabul edilmemesi. Neden bu olunca mesele anlaşılmış gibi görünse de “sorunda” taraf olan ulusal-bölgesel aktörlerin anlaşmazlıktaki rolleri üzerinde durmamak konuyu eksik ele almak olur.
Azerbaycan da Ermenistan da aynı coğrafyada iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşamak zorunda olan iki ülke aslında. Ancak kendilerinin dışındaki etkenler çatışmayı körükleyici bir özellik taşıyor. Bu tür krizlerde hep “dış mihrak” aramak, çevresel vs, etkenlerden söz etmek kolaycı bir yaklaşım gibi görünebilir, çoğunlukla da öyledir ama Azerbaycan – Ermenistan anlaşmazlığında gerçekten dış faktörlerin büyük etkisi var.
ABD, Rusya, AB soruna şu ya da bu şekilde dahil olmuş aktörler. Burada istikrardan çok, tamam, savaşa dönüşmesi arzu edilmese de, huzursuzluk olması bu aktörlerin işine geliyor. Bölgedeki etkisi elbette çok büyük olan Rusya’nın çatışmanın sona ermesini gerçekten istediğini sanan varsa, bunu yeniden düşünmesini öneririm.
Rusya, sorunun başından beri iki ülke arasında hakemlik yapar gibi görünse de gerçek böyle değil. Rusya gerçekten hakemliği hakkıyla yapıyor olsa, her iki ülkeye de silah satar mıydı? Tamam, Rusya 1994 Mayıs ayında, iki ülke arasında ilan edilen ateşkesin uzamasını sağladı. Önemli bir müdahaledir bu. Ama barış görüşmelerini çözüme ulaştırmak yerine her iki ülkeye de silah satmayı sürdürmek ne? Şu elbette anlaşılabilir:
Rusya silah satmazsa Azerbaycan da Ermenistan da bu ihtiyaçlarını başka ülkelerden özellikle Batı’dan belki de ABD’den sağlamaya çalışabilirler. Ermenistan’ın da Azerbaycan’ın da Batı kaynaklarına yönelmesi Batı ile başka alanlarda bağların geliştirilmesine de yol açabilir. Rusya’nın iki ülkeye silah satmasının makul sayılacak nedeni bu.
GYUMRİ’DE 5000 RUS ASKERİ
O zaman böyle bir tehlikeyi bertaraf etmek için, yani Ermenistan’ın Batıya-ABD’ye silah açısından muhtaç olmaması için Rusya’nın bu krizi çözmesi daha akıllıca olmaz mı peki? Olmaz. Çünkü, Rusya’nın Ermenistan politikası üzerindeki etkisi Ermenistan halkının özgürlük, daha fazla demokratikleşme taleplerini engelleyemiyor. Bu talepler Ermenistan’ı Batı ile ilişki kurmaya yönlendirebilecek önemli bir bağ.
Azerbaycan’la sürekli “huzursuzluk” hali, Rusya’nın Ermenistan’ı elinde tutabilmesi için iyi bir olanak. Ermenistan, Rusya’nın kendisini koruyup kolladığına inanmış bir ülke. Ama bazı Rus hükümet temsilcilerinin ya da özellikle Vladimir Şirinovski’nin “Ermeniler başka bir müttefik bulmaya çalışırlarsa onlarla her türlü bağı koparır, Türkiye ve Azerbaycan’ın saldırısına açık hedef haline getiririz” dedikleri bir gerçek.
Şirinovski çok tartışmalı bir figür olsa da bu düşünceyi ya da hissiyatı paylaşan bir Rus kamuoyu var. Ermenistan, silah almaya mecbur olduğu gibi ticaret, doğal kaynakların korunması ve askeri gelişme açısından Rusya ile işbirliğine mecbur. Ermenistan silahlı kuvvetlerine, Rusya katkısı malum. Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Tacikistan, Afganistan ve Sırbistan ile birlikte, Toplu Güvenlik Antlaşması Örgütü üyesi. Azerbaycan da 1999 yılına kadar bu antlaşmanın bir üyesiydi.
Rusya’nın, Ermenistan’ın Gyumri’de bir askeri üssü var. 5000 askeriyle Ermenistan’ın Türkiye ve İran sınırlarının güvenliğini sağlıyor. Yani çatışma ortamının varlığı Rusya’ya Ermenistan’da güç bulundurma olanağı veriyor. Azerbaycan ile Ermenistan’ın çatışmaları dünyanın işine geliyor. Örneğin AB ve BM burada olana bitene fazla duyarlı değiller.
İki nedeni var; ilki buralarda hâlâ düzeni Rusya’nın sağlaması gerektiğine olan inanç, diğeri de başta Dağlık Karabağ sorunu olmak üzere bölgede krizleri dengeleme çabasının Rusya’yı zayıflatacağı umudu.
Batılı aktörler hem Azerbaycan hem de Ermenistan askerlerine ve çatışmadan mustarip sivillere insani destek sağlıyorlar zaman zaman ama AB veya Batılı güçlerin bu krizde ateşkes müzakereleri konusunda ciddi girşimleri olmadı hiç.
Bu çatışmalı ortamdan ABD’nin de memnun kaldığı çok net. Azerbaycan, ABD ile de AB üyesi ülkelerle de Rusya ile de iyi ilişkilere sahip. ABD’nin neredeyse müttefiki durumunda. İsrail’le de ilişkileri çok çok iyi. Ekonomik alanda Azerbaycan, enerji kaynaklarını küresel pazarlara, özellikle Batı Avrupa’ya ihraç etmede öncelikle ABD ile işbirliği yapıyor.
ABD, Azerbaycan’da bulunan petrol ve gaz gibi doğal kaynakların yanı sıra Azerbaycan’ın coğrafi konumu ve Hazar Denizi’ne erişim gibi ekonomik kazanımların farkında. ABD, Rusya için önemli bir müttefiki kaybetmemek için Azerbaycan ile istikrarlı ilişkiler kurmaya devam edecek. Ancak askeri anlamda da kendisinden yardım isteyecek durumda olmasına çaba gösteriyor.
Bu nedenle kolaylıkla çözülebilecek Dağlık Karabağ sorununda ABD ne Azerbaycan ne de Ermenistan çıkarına bir girişimde bulunuyor. Rusya, Dağlık Karabağ meselesinde Ermenistan’ı, ABD’de de Azerbaycan’ı “kendi kartları” arasında sayıyor. Bu iki ülke birbirleriyle sürtüştükçe ABD ile Rusya’nın çıkarlarına hizmet etmiş oluyorlar.