Getting your Trinity Audio player ready... |
Konu Kadınların kurultayı olunca bir erkek olarak değerlendirmede bulunmayı doğru bulmam. Ancak ülkemizde aydınlanmanın, özgürlüklerin ve demokrasinin kadınların güçlü yürekleriyle gerçekleşeceğine olan inancım ve umudum zedelenince içimi dökme ihtiyacı duydum. Bu sabah CHP kadın kolları genel başkanlığına aday olan ve sosyal medyada takip ettiğim kadarıyla epey yol kat eden, emek harcayan Ayten Gülsever’in adaylıktan çekildiğini açıklayan mesajını okuyunca partimizin içinde bulunduğu fotoğrafı sizlerle paylaşmayı siyasi bir görev olarak gördüm.
İnanın kimin Başkan olacağıyla ve isimlerle bir derdim yok. Ayten Gülsever açıklamasında diyor ki; genel merkez beni çağırdı sen çekil, biz Aylin Nazlıaka’yı bu göreve atadık. Ayten hanım Kelimesi kelimesine böyle yazmıyor tabi ki, ben Türkçe ’ye böyle çeviriyorum. Aslında yazdığı: “Genel Merkezin taktirleriyle” diyor. Orijinal metni KENDİ sayfasında bulabilirsiniz
Bu durum; AKP’de olunca. “Genel Başkanın talimatlarıyla” diye söylenir. CHP’de ise: “genel merkezin takdirleriyle”.
Kulağa daha hoş geliyor. Ama ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Tek adam anlayışı ve dayatma. Tıpkı ilçe başkanlıkları seçimlerinden başlayıp, il kongreleri ve son kurultaya kadar sürüp giden yaklaşımda olduğu gibi.
Tıpkı belediye başkanları ve milletvekillerinin atandığı gibi…
Genel merkezin özellikle son yıllarda artarak geliştirdiği bu siyasi yönelimi çağdaş sol partilerin dili, tarzı, işleyişi olamaz. Parti içi demokrasiyi rafa kaldırıp, tekçi ve dayatmacı bu tarz olsa olsa bizi parti içindeki tek adamlılığa ve oligarşik bir yapılanmaya götürür.
Bu hikâyeden de Demokrasi çıkmaz.
Ertuğrul Şenoğlu