Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP’nin 14. Kadın Kurultayı’nda Kadın Kolları Genel Başkanı seçilen Aylin Nazlıaka, yeni görevini devraldıktan sonra Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Nazlıaka’ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
– Yeni dönemde CHP Kadın Kolları’nda nasıl bir farklılık göreceğiz? Ne gibi çalışmalar yürüteceksiniz?
Her şeyden önce çok emektar, çalışkan ve cesur bir kadın örgütümüz var. Böyle bir potansiyele sahip CHP Kadın Kolları bundan sonra asla siyasetin yardımcı bir aracı gibi görülmeyecek; partimizin sokakta bilinen, tanınan, sayılan ve sevilen en güçlü temsilcisi olacak. CHP kadın örgütlerinin ne kadar güçlü olduğunu herkese hissettireceğiz. Çünkü bugün Türkiye’de toplumsal muhalefetin, mücadelenin öncülüğünü kadınlar yapıyor. İktidarın her türlü baskısına rağmen, kadınlar cesaretle ve kararlılıkla ülkemizin her köşesinde hak arıyor; adalet mücadelesini büyütüyor. Biz de bu mücadeleye daha fazla omuz vereceğiz ve partimizin iktidar yolculuğunda en önde yürüyeceğiz.
‘BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN’
Yeni dönemde en büyük hedefim kadın örgütlerimizi hem ülkemizde hem de dünyada kadın mücadelesinin; demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin öncüsü yapabilmek. Üye sayımızı; özellikle genç üye sayımızı artıracağız. Gelişigüzel alınmış anlık kararlarla değil, ortak akılla, stratejiyle, planla, programla çalışacağız. Ülkemizde ve dünyada kadınlarla ilgili yaşanan gelişmelere seyirci olan değil, hızlı ve etkin biçimde yön veren bir örgütlenmeyi ve çalışma disiplinini sürdürülebilir hale getireceğiz. Kadın dernekleriyle, platformlarıyla, toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki uluslararası organizasyonlarla daha sıkı bağlar kuracağız. Her zaman erişilebilir olacağız ve siyaseti sokakta, evde, hayatın her alanına taşıyacağız. Biraz önce de söylediğim gibi çok güçlü ve yüksek potansiyele sahip olan CHP Kadın Kolları, kısa süre içinde potansiyel etki ve gücünü her yerde gösterecek, hissettirecek. Şimdilik sadece bizi izlemeye devam edin diyeyim.
– CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Dostlarımızla iktidar olacağız” söylemi farklı tepkiler aldı. Siz Kadın Kolları Genel Başkanı olarak bu söylem kapsamında nasıl bir politika uygulayacaksınız?
Bugün iktidarın ve küçük ortağının yanında değilseniz, apolitik dahi olsanız “vatan haini” ilan ediliyorsunuz. Bu ülkenin pırıl pırıl gençleri her gün ellerinde üniversite diplomalarıyla iş kuyruklarından evlerine işsiz dönüyor. Öte yandan her türlü suç oranında ciddi bir artış var. Böyle bir tablo karşısında ağzından iktidara ters tek bir söz çıkan herkes anında iktidarın sopasıyla karşı karşıya kalıyor. Aslında hepimiz tutuksuz yargılanıyoruz bu iktidar tarafından; bazılarımız da tutuklanıyor. Bu gerçeklikler karşısında adalet ve demokrasi taleplerimizi, hedeflerimizi toplumun tüm kesimleriyle ortaklaştırmak, demokrasiye varmak için yürünmesi gereken dar bir koridor. Bu koridorun sonunda cumhuriyetimizi, kuruluşunun 100. yılında demokrasiyle taçlandıracağımıza sonuna kadar inanıyorum.
‘DALGA DALGA BÜYÜTECEĞİZ’
Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun da toplumun tüm kesimlerini demokrasi ve adalet paydasında buluşturan siyasi stratejisi; son yerel seçimlerde çok önemli başarılar elde etmemizin ana sebeplerinden biridir. Ben de en başta bu ülkenin kadınlarının yaşama hakkı için mücadelemizi dalga dalga büyütmeyi hedefliyorum. Bu ülkenin kadınlarının menfaatine yapılacak büyük ya da küçük her iş benim için çok kıymetli. Bu mücadeleleri ortaklaştırabildiğimiz ölçüde iktidar olmaya yakınız. Kadınlar olmadan asla demokratik bir ülke olamayız. Hangi partiden olursa olsun; eşitliği savunan tüm kadınlarla birlikte mücadele etmeden de hedeflediğimiz yarınlara ulaşamayız. Kurultayımızda da ifade etmiştim: Önümüzdeki dönemde CHP kadın örgütleri en önde yürüyecek; gelecek, kadınların ellerinde yükselecek.
– İktidarın İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmasını ve son dönemde artan kadına şiddet olaylarını nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye’de son 10 yılda kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin en yüksek seviyeye ulaştığı yıl 2019. Bu yıl da bir öncekinden farksız bir felaket tablosu var ne yazık ki. Her gün bir kadının ya da çocuğun öldürüldüğü bir ülke haline geldik. Kadına karşı işlenen suçlarda cezasızlık artık neredeyse yeni norm haline getirildi. Halihazırda zaten uygulanmayan ve çiğnenen hukuki haklarımız dahi iktidarın hedefinde. İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmak aslında en temel insan haklarını tartışmaya açmak demek. Daha önce de ifade ettiğim gibi İstanbul Sözleşmesi kırmızı çizgimiz. Çizgi artık aşıldı zaten. İstanbul Sözleşmesi kalacak ve uygulanacak ama iktidardakiler gidecek. Bu ülkenin kadınları hangi siyasi partiden, görüşten, inançtan olursa olsun; katillerin ve tecavüzcülerin sırtını sıvazlayan iktidara bunun bedelini elbette ödetecek. AKP, kadınların emeğiyle iktidara gelmişti; bugün de kadınların mücadelesiyle gidecek.
SORUMLULUĞUMUZ BÜYÜK
– MYK’de kadın politikaları alanının boş bırakılmasıyla birlikte sizin yeni görevinizde daha aktif bir süreç yürüteceğiniz belirtiliyor. Aynı zamanda PM üyesi olarak da görev yapacaksınız. Bu kapsamda Kılıçdaroğlu’nun size bir talimatı ya da önerisi oldu mu?
Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu kadın kollarımızın partimizin iktidar yolculuğundaki en önemli gücü olduğuna inanıyor. Bu bağlamda bizlerin omuzlarındaki sorumluluk çok büyük ve yapacak çok işimiz var. Partimizin ilkelerini, programını ve söylemlerini ev ev halkımıza ulaştırmak için yoğun bir çalışmanın içine gireceğiz. Örneğin; partimizin kanun teklifi verdiği Aile Desteği Sigortası’nı bilmeyen tek bir vatandaşımız bile kalmayacak. Kısacası; aktif, enerjik, gündemi belirleyen bir çalışma disipliniyle, siyasetin dönüştürücü gücünü kullanacak ve partimizi iktidara taşıyacağız.